Görme Yetersizliği Olan Öğrenciler

Görme duyusu, bireylerin olayları gözlemlemesi ve yaşamlarını bağımsız olarak sürdürmelerine imkân veren önemli bir duyudur. Bazı bireyler çeşitli nedenlerden dolayı bu duyularını kullanamayabilirler. Bu bireyler, görme yetersizliği olan bireyler olarak ifade edilebilir. Görme yetersizliği yasal tanım ve eğitsel tanım olmak üzere iki şekilde tanımlanmaktadır.

Gerekli tüm düzeltmelerden sonra iyi gören gözündeki görme keskinliği 20/200 ya da daha az olan ve görme alanı 20 dereceden az olan kişilere kör denilmektedir. Yapılması gereken bütün düzeltmeler yapıldıktan sonra, görme keskinliği 20/70 ile 20/200 arasında olan bireylere de az gören denilmektedir.

Eğitimlerinde dokunsal ve işitsel materyallere ihtiyaç duyan bireyler, eğitsel açıdan kör olarak tanımlanmaktadır. Görme duyusunu öğrenme amacıyla kullanabilen bireyler, eğitsel açıdan az gören olarak tanımlanmaktadır. .

Devlet İstatistik Enstitüsü ve Özürlüler İdaresi Başkanlığı’nın gerçekleştirdiği araştırmaya göre, herhangi bir yetersizliği olanların toplam nüfus içindeki oranı %12.29 olarak belirlenmiştir. Türkiye genelinde görme yetersizliği olanların oranı ise %0.60 olarak belirlenmiştir.

Görme, hepimizin bildiği gibi göz aracılığıyla gerçekleşir. Gözler, yüzümüzde kemiklerle çevrili olan ve kendisi için bulunan çukurların içine yerleşmiş durumdadır.Göz, en dıştan en içe doğru şu bölümlerden oluşmaktadır: Sklera (sert tabaka), Konjuktiva, Kornea (saydam tabaka), Göz Sıvısı, İris, Mercek, Saydam Sıvı, Koroid (damar tabaka), Retina (ağ tabaka), Maküla, Kör Nokta, Optik Sinir.

Çeşitli nedenlerden dolayı görme yetersizliği meydana gelebilir. Bu nedenleri doğum öncesi, doğum sırası ve doğum sonrası olmak üzere üç gruba ayırabiliriz. Doğum öncesi nedenler; annenin geçirdiği hastalıklar, beslenmesi, sigara, alkol ve madde kullanımı gibi nedenler görme yetersizliğinin oluşmasına neden olabilir.

Doğum anında bebeğin görme yetersizliğinden etkilenmesinin başta gelen nedeni doğum anı travmalarıdır. Diğer nedenler ise doğumun güç ve geç olması, göbek bağı kordonunun bebeğin boynuna dolanması, çeşitli nedenlerle bebeğin oksijensiz kalmasıdır.

Doğum sonrasında bebeğin kuvözde fazla oksijene maruz kalması görme yetersizliğine neden olabilir. Sarılık gibi hastalıklarda verilen ışınların gözde zedelenmeye yol açması gibi durumlar da görme yetersizliğine neden olabilmektedir. Bu gibi durumların yanı sıra geçirilen ateşli hastalıklar, kazalar gibi pek çok neden de görme yetersizliğine neden olabilir.

Görme yetersizliği en fazla kırma kusurlarından oluşmaktadır. Bunlar miyop, hipermetrop ve astigmattır.

Görme yetersizliği olan öğrenciler; birlikte eğitim ortamları, görme engelliler okulları ve özel sınıflarda eğitim almaktadırlar. Görme yetersizliği olan öğrencilerin büyük çoğunluğu görme engelliler okullarında eğitim almaktadırlar. Bu okullarda görme yetersizliği olan öğrencilerin ihtiyaç duydukları beceriler öğretilmeye çalışılmaktadır. Bu kitap bölümünde tamamlayıcı beceriler, destekleyici teknoloji kullanımı, erişim ve yönelim ve bağımsız hareket becerilerine yer verilmiştir.

Tamamlayıcı beceriler; dinleme becerileri, kavram gelişimi, uzaysal ilişkiler, çalışma ve organizasyon becerileri ile mevcut müfredatın her alanında işlevde bulunmak için gerekli uyarlamalar ve yazılı iletişim becerileri olarak sınıflandırılmıştır.

Görme yetersizliği olan öğrencilerin kullandıkları yazılı iletişim çeşitleri; kabartma alfabe, büyük puntolu yazı, ses kayıtlarını dinleme ve yardımcı yazıcı kullanma, işaret alfabesi, dokunsal semboller ya da bunların kombinasyonları biçiminde çeşitlilik göstermektedir.

Teknolojik gelişmeler görme yetersizliği olan bireylerin hem akademik hem de günlük yaşamlarını bağımsız olarak sürdürmelerini sağlayacak birçok araç gereci yaşamlarına dahil etmiştir. Destekleyici teknoloji olarak ifade edilen bu materyaller görme yetersizliği olan bireylerin yaşamlarını kolaylaştırmaktadır.

Erişilebilirlik, görme yetersizliği olan öğrencilerin eğitimlerinde gören akranlarıyla aynı seviyede devam etmesi açısından oldukça önemlidir. Eğitimde erişilebilirlik; okul binalarına erişim, derslere erişim, kaynak kitap, dergi gibi materyallere erişim ve sınavlara erişim olmak üzere dört ana başlık altında incelenebilir .

Yönelim becerileri, görme yetersizliği olan öğrencilerin diğer duyu organları aracılığıyla içinde bulunduğu çevre hakkında bilgi edinmesini ve istediği kişi, nesne ya da rotaya ulaşmasını sağlamaktadır.

Bağımsız hareket ise, görme yetersizliği olan öğrencilerin güvenli ve bağımsız olarak hedefe doğru hareket etmesi olarak ifade edilebilir. Yönelim ve bağımsız hareket becerileri görme yetersizliği olan öğrencilerin yaşamlarını bağımsız olarak sürdürmelerine imkân veren son derece önemli bir beceridir.

Yönelim becerileri; vücudun bölümleri, çevreyle ilgili somut kavramlar, uzay kavramları, yönler, çevresel ipuçları ve işaretleri yorumlamadır. Bağımsız hareket becerileri ise, baston becerileri, korun