I. Meşrutiyet ve Kanun -i Esasi
II. Abdülhamit'in Tahta Çıkışı
Osmanlı Devleti, XIX. yüzyılın ikinci yarısında içeride taht değişikliklerine sebep olacak siyasi ve toplumsal olaylar ile karşı karşıya kalmıştır. Sultan Abdülaziz döneminde artarak devam eden mali krize bir de Balkan topraklarında yaşanan isyanlar eklenince ülkenin durumu daha da içinden çıkılmaz bir hal almaya başlamıştır. Sultan Abdülaziz’in hallinden sonra tahta geçen V. Murad’ın da çok kısa bir süre sonra tedavisi mümkün olmayan hastalığı ortaya çıkınca Osmanlı Devleti açısından son derece zor günler yaşanmaya başlanmıştır. Üstelik hastalığının gün geçtikçe artması devlet kademelerinde olduğu kadar halk arasında da huzursuzluklara neden olmuştur. Neticede 93 günlük saltanatı sonunda V. Murad tahttan indirilerek, Kanun -i Esasi’yi ilan şartıyla 31 Ağustos 1876 tarihinde Osmanlı hükümdarlarının 34.sü olarak II. Abdülhamit tahta geçmiştir.
Tersane Konferansı (İstanbul Konferansı)
Avrupa ülkelerinin baskısı sonucunda, Osmanlı Devleti'nin Balkanlardaki eyaletlerinin yönetim koşullarını düzenlemek üzere İstanbul'daki Haliç Tersanelerinde 23 Aralık 1876 tarihinde toplanmış uluslararası bir konferanstır. Rusya’nın teşvik etmesi ile ortaya çıkan ve temelinde “Slav Birliği”ni tesis etmeyi amaçlayan Balkanlar’daki isyan hareketleri zamanla uluslararası bir boyut kazanmıştır. Bu durum Şark Meselesi’nin de önemli aşamalarından bir tanesidir. Rusya’nın Osmanlı üzerindeki emellerinden endişelenen İngiltere, Osmanlı’nın Balkan topraklarında bir dizi reform yapılması hakkında İstanbul’da bir konferans düzenlenmesi girişiminde bulunarak diğer devletleri ikna etmiştir. Neticede 23 Aralık 1876’da Tersane Konferansı adıyla anılacak olan görüşmeler başlamış ancak Osmanlı’da anayasal monarşik sistemin ilanı ile birlikte konferans kesintiye uğramıştır.
Kanun -ı Esasi'nin İlanı
1876 Anayasası olarak da bilinen Kanun -ı Esasi " temel kanun " ya da " anayasa " anlamlarına gelmektedir. 23 Aralık 1876' tarihinde ilan edilmiş olup, 1878'de II. Abdülhamid tarafından askıya alınmıştır. Kanun - ı Esasi objektif bir dille, Batılı normlara yakın bir hukuk diliyle kaleme alınmıştır. 119 maddeden oluşmakla birlikte temel olarak 12 başlık halindedir. Kanun -ı Esasi’nin kabulünde ve anayasal monarşiye geçilmesinde en önemli figür şüphesiz Midhat Paşa olmuştur.
Kanun -i Esasi ve I. Meşrutiyet'in Düşüncel Temelleri ve Muhteviyatı
Osmanlı Devleti’nde Meşrutiyet düşüncesinin tarihini 1865 yılında gizli bir örgütleme olarak kurulan “Yeni Osmanlılar” cemiyetine dek indirmek mümkündür. Bu cemiyet, Osmanlı’yı içerisinde bulunduğu buhranlı dönemlerden kurtarmanın tek çaresinin halkın da katılımıyla oluşturulacak bir meclis idaresi olduğunu düşünmektedir. Bu çerçevede üyeleri padişah tarafından seçilen bir komisyon, daha önce hazırlanan kanun taslakları ile Avrupa’da var olan anayasa metinlerini inceleyerek bir taslak metin oluşturmuştur. Neticede padişahın tek yanlı bir işleminden doğmuş olan 1876 metni “ferman anayasa” özelliğini taşımaktadır.
Meclis -i Mebusan Seçimleri ve Meclis'in Açılması
1876 yılında yürürlüğe giren Kanun -ı Esasi’nin öngördüğü Osmanlı Parlamentosu, üyeleri halk tarafından seçilen Meclis -i Mebusan ve padişahın tayin ettiği üyelerden oluşan Meclis -i Ayan olmak üzere iki alt meclisten oluşmaktadır. Ayan Meclisi’nin üyeleri ömür boyu atanırken, Meclis -i Mebusan’ı oluşturan mebusların Kanun -ı Esasi’de belirlenen seçim usulü ile göreve gelmişlerdir. «Basit çoğunluk» esasına göre düzenlenen Meclis -i Mebusan seçimleri sonucunda parlamento 19 Mart 1877 tarihinde Dolmabahçe Sarayı’nda yapılan tören ile açılmıştır.
Londra Protokolü
Osmanlı Devleti’ne resmi olarak Tersane Konferansı kararlarının tebliğinden sonra Meclis -i Mebusan tarafından reddedilmesi üzerine Balkan sorununu çözeceğini iddiasıyla İngiltere ve Rusya’nın öncülüğünde 31 Mart 1877 tarihinde Londra’da hazırlanan protokoldür. Londra protokolünde alınan kararlar Osmanlı devleti tarafından iç işlerine müdahale olarak görülerek reddedilmiştir. Bunun üzerine Avrupa devletlerinin hukukunu koruma iddiasıyla Rusya Osmanlı Devleti’ne savaş ilan etmiştir.