Sultan I. Selim (1512 -1520)
Yavuz Sultan Selim, 9. Osmanlı padişahıdır. 1512- 1520 Yılları arasında 8 yıl gibi kısa bir saltanat süresinde büyük başarılara imza atmıştı.
Halk arasında sert mizacı, cesareti ve ataklığı nedeni ile “Yavuz” lâkabı ile tanınmıştı.
Trabzon’da 1510 yılına kadar yaklaşık yirmi dört yıl sancak beyliği yapmıştı.
Şehzadeliği döneminde Şah İsmail tehlikesini fark etmiş, bu doğrultuda önemli tedbirler almıştı.
Kardeşi Şehzade Ahmed ve Şehzade Korkut, taht için Şehzade Selimden daha güçlü adaylardandı. Fakat özellikle Şehzadeliği döneminde gösterdiği gayretler neticesinde yeniçerilerin büyük desteğini alan Şehzade Selim, babası II. Bayezid’i tahttan indirmiş ve yeni padişah olmuştu.
Safevîler’in Anadolu’da giderek artan Osmanlı aleyhindeki propoganda faaliyetleri, yine Safevîler’in destekleri doğrultusunda Anadolu’da çıkan isyanlar ve Şiilik faaliyetleri Yavuz Sultan Selim’in yönünü Şah İsmail üzerine çevirmesine neden olan faaliyetler olmuştu.
Çaldıran Savaşı neticesinde Safevîler ağır bir yenilgiye uğramış, Azerbaycan ve Tebriz Osmanlı kontrolüne girmişti.
Çaldıran Savaşından sonra Tebriz’e giren Yavuz Sultan Selim buradaki nakkaşları, ilim ve bilim adamlarını İstanbul’a yerleştirmişti.
Çaldıran Savaşı Osmanlılar’a toprak kazancının yanı sıra dinî, siyasî ve psikolojik bir üstünlük kazandırmıştı. Ayrıca Safevîler’in kontrolünde bulunan İpek Yolu ve Baharat Yolu’nun bir kısmı da Osmanlı hakimiyetine geçmişti ve ekonomik açıdan Osmalılar’ın elini güçlendirmişti.
Yavuz Sultan Selim’in anne tarafından dedesi olan Dulkadiroğu Alâüddevle Bey’in Osmanlı aleyhine yürüttüğü faaliyetler gün yüzüne çıkınca Yavuz, ordusunu Dulkadiroğulları’nın üzerine göndermişti.
Ördekli mevkiinde yapılan savaş neticesinde Dulkadiroğulları tarih sahnedsinden silinmişti. Çukurova ve Elbistan yöresinin hakimiyeti Osmanlılar’a geçmişti.
Ördekli mevkii savaşı neticesinde Anadolu siyasi birliği sağlanmıştır.
Tıpkı Safevîler’de oldduğu gibi Memlükler de Anadolu’da Osmanlı aleyhinde propagandalar yürütmüş, Osmanlı ticaret yolları önünde engel teşkil etmişti. Bu engeli de bir an önce aşmak isteyen Yavuz, ordusunu tertip etmiş ve Memlükler’e savaş açmıştı.
Memlükler, Mercidabık Savaşı’nda hiçbir varlık gösteremedi. Hükümdarları Kansu Gavri bu savaşta yaşamını yitirdi ve Memlük ordusu büyük bir yenilgiye uğradı. Böylelikle Suriye Osmanlılar’ın eline geçti.
Kansu Gavri ölüncde yerine geçen Tumanbay, Osmanlı ordusuyla karşı karşıya geldi. (Ridaniye Savaşı) Bu savaşı da kaybeden Memlükler tamamen yıkıldı ve Hicaz bölgesi, Mısır, Filistin ve Suriye Osmanlı egemenliğine girmiş oldu.
Ridaniye Savaşı neticesinde büyük toprak kazanımı elde eden Osmanlı’lar, aynı zamanda ticaret güzergahları sayesinde büyük ekonomik gelirler elde etti.
Memlüklerin himayesinde bulunan Halifelik makamı da bu devletin yıkılmasıyla beraber Osmanlılar’a geçmiş oldu .Böylelikle yine Memlük himayesindeki Kutsal Emanetler(Emanet -imukaddese), Osmanlılar’ın himayesine alınmak üzere İstanbul’a getirildi .
Yavuz Sultan Selim’in şehzadelik yıllarında, Şah İsmail’i kurtarıcı olarak kabul eden Şahkulu, kendi taraftarlarını oluşturmak suretiyle isyan hareketi başlattı. Selim, bu dönemde Trabzon sancakbeyliği görevinde bulunmaktadı. II. Bayezid tarafından görevlendirilen Hadım Ali Paşa Şahkulu’nu Sivas dolaylarında kıstırarak öldürmüş ve isyan bastırılmıştı.
Bozoklu Şeyh Celal tarafından, ekonomik ve toplumsal buhranlar gerekçe gösterilerek başlayan celali isyanlar, zamanla taraftar bulmasıyla daha da yaygınlaşmıştı. Zamanla kitlesini oldukça artırdı. İsyanın yaygınlaşmasında Safeviler’in kışkırtmaları çok etkili rol oynamıştı. Tokat yöresinde başlayan ayaklanma, aynı yıl içerisinde kanlı bir biçimde bastırıldı.
Yavuz Sultan Selim, hicaz bölgesine hakim olan idarecilerin kullandığı ‘’hakim - ül harameyn’’ (kutsal beldelerin hakimi) sıfatını uygun görmemiş, bunun yerine ‘’hadim -i harameyni şerifeyn’’ (Mekke ve Medine’nin hizmetkarı) sıfatını kullanmıştı.
Halifeliğin Osmanlılar’a geçmesiyle İslam dünyasının siyasal ve dini liderliği kati olarak Osmanlılar’a geçmişti.
Yavuz’un sırtından çıkan ve ismine şirpençe denilen bir çıban, padişahın hastalanmasına sebep olmuştu. 1520 yılının 21 Eylül’ünü 22 Eylül’e bağlayan gece durumu ağırlaşan Yavuz Sultan Selim, Edirne’de vefat etti.