I. Bayezid Dönemi (1389 -1402)

Vasallık ve Merkeziyetçi Devleti Tanımlayabilmek

Haraçgüzarlığın karşılığı olan vasallık, Osmanlı Devleti’ne vergi ödeyen, gerektiğinde askerî destek sağlayan ve ona tabiiyetini bildiren siyasî oluşumları ifade eder. Bu siyaset Yıldırım Bayezid öncesi uygulanan bir siyaset idi. Vasal devletlerin fırsatını buldukça Osmanlı Devleti’ne karşı icra ettikleri ayrılıkçı faaliyetler, Yıldırım Bayezid’i bu devletler üzerinde mutlak bir hâkimiyet politikası izlemeye sevk etmiştir. Bunlara ait toprakların ilhak edilerek tek bir merkezden (başkentten) yönetilmesi merkeziyetçi devlet anlayışının bir göstergesi olarak karşımıza çıkmaktadır.

I. Murad ile I. Bayezid Dönemi Hâkimiyet Anlayışının Farkı Anlaşılacak

I. Murad, iktidarı döneminde Osmanlı sınırlarını fetih, tehdit, düğün ve diplomasi gibi yöntemlerle genişletmişti. Bu dönemdeki hâkimiyet anlayışı, ele geçirilen yerlerin eski idarecileri tarafından yönetilmesine haraç, askerî destek sağlanması ve tabiilik gibi şartlarla izin verilmesi şeklinde gerçekleştiriliyordu. Yani vasal siyaset izleniyordu. Ancak bu durum zamanı geldikçe vasal devletlerin ayrışmasına neden oluyordu. Yıldırım Bayezid döneminde ise bu hâkimiyet anlayışı terkedilerek, bu devletlerin tek bir merkezden yönetilmesine yönelik fetihler gerçekleştirilmiştir.

Vasallar Üzerinde Mutlak Hâkimiyetin Gerekliliği Kavranabilecek

Osmanlı Devleti’nin vasalları Yıldırım Bayezid döneminde ilk olarak Kosova Savaşı’nda I. Murad’ın ölümünü fırsat bilerek ayrışmaya çalıştılar. Batı Anadolu beylikleri Karamanoğullarının teşvikiyle harekete geçtiler. Rumeli taraflarını kontrol altına alan Yıldırım Bayezid Anadolu’ya geçerek Batı Anadolu beylikleri topraklarını sınırlarına dâhil ederek durumu kontrol altına aldı. Böylece vasal siyaseti yerine mutlak hâkimiyetin önemi anlaşılmıştır.

Batı Anadolu Beylikleri ile Mücadeleler Anlaşılacak

Yıldırım Bayezid, Rumeli’de düzeni sağladıktan ve belirli bölgelerde uç beylerini görevlendirdikten sonra Anadolu’ya geçti. Önce Batı Anadolu beylikleri ile mücadelesinde yanına Candaroğlu Süleyman Bey’i alarak onun desteğini sağladı. Ayrıca bu seferlerinde ve daha sonraki seferlerinde yanından hiç ayrılmayan ve sonuna kadar ona sadık kalan kayın biraderi Sırp Prens Stefan Lazareviç bulunuyordu. Bir de zorunlu olarak olsa da Bizans İmparatoru İoannes’in vârisi ve daha sonra babasının yerine hükümdar olacak olan II. Manuel vardı.

Yıldırım Bayezid, topladığı bu kuvvetlerle öncelikle Germiyanoğulları üzerine yürüdü. Germiyanoğulları üzerine gitmesinin görünürdeki nedeni kayın biraderi Yakub’un I. Murad’ın Kosova savaş meydanında şehit düşmesini fırsat bilerek hanımına daha önce çeyiz olarak verilen yerleri yeniden ele geçirmesidir. Ancak asıl neden diğer Anadolu beylikleri ile yapılan mücadelelerde olduğu gibi burada da aynıdır. Beyliklerin I. Murad’ın ölümü sonrası Yıldırım Bayezid’e itaat etmemeleri ve Karamanoğullarının teşviki ile bağımsızlık mücadelesine ve topraklarını genişletme çabasına girmiş olmalarıdır. Beylikleri bu şekilde davranmaya iten değişik nedenler vardır. İfade edildiği gibi Karamanoğullarının kışkırtmaları, beylikler arasında özellikle Karamanoğullarının Selçukluların vârisi olma iddiasıyla Anadolu beyliklerini hâkimiyet altına almak istemesi, Bayezid’in tahta geçer geçmez kardeşi Yakub’u katlettirmesi gibi nedenler de bulunmaktadır.

Saruhanoğulları toprakları mücadelesiz denilecek bir şekilde alınırken Burası Karesi toprakları ile birleştirilerek şehzade Ertuğrul’un daha sonra da şehzade Süleyman’ın kontrolüne verildi. Son Bizans toprağı olan Alaşehir alındıktan sonra Aydınoğulları topraklarına girildi. Burası da Aydınoğlu İsa Bey’in Yıldırım Bayezid’e bağlılığını bildirmesiyle ele geçirildi. Daha sonra Menteşeoğulları ve Hamidoğullarına ait yerler ve Antalya tarafları fethedildi. Buradan Karamanoğulları ile mücadeleler yapıldı. Ancak bu ve daha sonra Candaroğulları ve Kadı Burhaneddin Devleti ile mücadeleler diğerleri kadar kolay olmamıştır.Daha sonra sırasıyla Saruhan, Aydın, Menteşe ve Hamidoğulları üzerine yürüdü.

Karamanoğulları ve Kadı Burhaneddin Devleti ile Mücadeleler Kavranacak

Yıldırım Bayezid Batı Anadolu beylikleri topraklarını ele geçirdikten sonra isyanın baş teşvikçisi Karamanoğulları ve onun ittifak ortağı Kadı Burhaneddin Devleti üzerine gitti. Ancak bu mücadeleler o kadar kolay olmadı. Kendisini Selçukluların vârisi olarak gören Karamanoğulları, her fırsatta Osmanlı topraklarını ele geçirmeye çalışıyordu. Yıldırım Bayezid Karamanoğulları üzerine giderek Konya’yı kuşatmıştı. Ancak daha önce Yıldırım Bayezid’in yanından ayrılan Candaroğlu Süleyman Bey, Kadı Burhaneddin ile ittifak yaparak Karamanoğlu Alaeddin Ali Bey’in imdadına yetişti. Bu durum Yıldırım Bayezid’in Konya kuşatmasını kaldırmasına ve Karamanoğullarının barış isteğine olumlu yanıt vermesine neden oldu.

Candaroğulları ile Mücadeleler Anlaşılacak

Yıldırım Bayezid, Karamanoğulları tehlikesini şimdilik bertaraf ederek Karaman seferi öncesi ortaklıktan ayrılarak Kadı Burhaneddin’in yanına giden Süleyman Bey üzerine yürüdü. Süleyman Bey, Batı Anadolu beyliklerinin başına gelenlerin kendi beyliğine de yapılacağını anlayıp Yıldırım Bayezid’in yanından ayrılmıştı. Bayezid, yeni Bizans İmparatoru II. Manuel’den Candaroğullarına yapacağı sefer için yanına gelmesini istedi. II. Manuel 8 Haziran 1391 tarihinden 1392 yılının Ocak ayına kadar Bayezid’in yanında bulunarak askerleriyle ona destek verdi. 1391’de harekete geçen Yıldırım Bayezid, Süleyman Bey üzerine yürümüş ve Kastamonu -Sinop hattına kadar ilerlemişti. Bayezid’in bölgeye geldiğini öğrenen Candaroğlu Süleyman Bey, Kadı Burhaneddin’den yardım istedi. Müttefik kuvvetlerle yapılan mücadelede başarılı olunamadı.

Bu sefer Bayezid, 1392 ilkbaharında Süleyman Bey üzerine yeniden gitmek için büyük hazırlıklar yaptı. Osmanlı kuvvetleri Kastamonu’ya girerek hiçbir direnişle karşılaşmadılar. Sinop hariç olmak üzere Candaroğuları’na ait olan yerleri ele geçirdiler ve Süleyman Bey’i de öldürdüler.

Yıldırım Bayezid Sinop taraflarına geldiğinde buranın hâkimi İsfendiyar Bey onun karşısına çıkamayarak Sinop’a kaçtı. Burada Aydın, Saruhan ve Menteşe beyliklerinin şehzâdeleri himaye edilmekteydi. İsfendiyar Bey’in faaliyetleri Anadolu ile sınırlı kalmamış, Eflak Voyvodası Mircea’yı Osmanlı topraklarına saldırması için kışkırtıyordu.

Bayezid, Candaroğlu topraklarının geri kalan kısmını kılıç kullanmaya gerek kalmadan ele geçirdi. İsfendiyar Bey ise Bayezid’den özür ve af diledi. Sinop’un kendisinde kalması şartıyla ona tabi olacağını bildirdi. Bayezid, Sinop’ta bulunan Batı Anadolu beyliklerinin oğullarının teslim edilmesini istedi. İsfendiyar Bey, Yıldırım Bayezid’in Kadı Burhaneddin ile giriştiği mücadelede Kadı Burhaneddin saflarına geçti. Hatta kendisine sığınan şehzadeleri Timur’un yanına gönderdi. Bunun üzerine Bayezid, İsfendiyar Beyi cezalandırmak için Sinop’u kuşattıysa da teslim alamadı.