Orhan Gazi (1324 -1362)

Orhan Bey, 1324’de beylik tahtına oturdu. 1281 yılında doğduğu tahmin edilmektedir. Annesi Ömer Bey kızı Malhun Hatun’dur. Orhan Bey dönemi Osmanlı Beyliği'nin devletleşme sürecindeki en önemli mihenk taşlarından birini oluşturur.

Bursa’nın Fethi ve Başkent Yapılması: 1303 Dimbos zaferinden itibaren ablukaya alınan Bursa, Köse Mihal, Turgud Alp, Şeyh Mahmud ve Ahi Hasan gibi tecrübeli komutanların görüşmeleri sonucunda 6 Nisan 1326’da savaşsız eman ile teslim alındı. Fetihten sonra imar edilen şehir beylik merkezi yapıldı. Bursa’dan sonra Kandıra, Kartal, Aydos, Samandıra ve İzmit Körfezi'nin güney bölgesini fethedilerek Osmanlı hududu Karadeniz ve İstanbul Boğazı'na doğru genişletildi.

Palekonon Savaşı ve İznik, Gemlik ve İzmit’in Fethi: Bursa’dan sonra Orhan Gazi’nin hedefi İznik oldu. Bizans, en kuvvetli dayanak noktası olan bu şehri kaybetmek istemediğinden İmparator III. Andronikos (1328 -1341) büyük bir ordu Osmanlılara saldırdı. Palekonon mevkiinde yapılan savaşta Bizans ordusu bozguna uğradı (2 Haziran 1329). Bu zafer Osmanlıların Bitinya’dan çıkarılamayacağını gösterdiği gibi, Bizans ile mücadele edecek seviyeye geldiğini göstermesi açısından da önemlidir. Zaferden sonra yardım ümidini kaybeden İznik hâkimi şehri savaşsız teslim etti (2 Mart 1331). Orhan Gazi halktan isteyenlerin gidebileceğini, isteyenlerin cizye vermek şartıyla kalabileceklerini ilan etti. Fetih Orhan Gazi’ye İslâm âleminde büyük bir şöhret kazandırdı. Gaza bölgesine yakınlığı sebebiyle merkez geçici olarak buraya taşındı. 1333’de kuşatılan İzmit, İmparatorla yapılan haraç antlaşması ile kaldırıldı ise de 1337’de fethedildi. Orhan Bey Türk devlet geleneğine göre bir idari düzenleme yaparak Bursa’yı “Bey Sancağı” olarak Murad’a, Kocaeli bölgesini Süleyman Paşa’ya, Karaca Hisar Sancağını amcası oğlu Gündüz'e tevcih etti.

Karesi Beyliği Topraklarının ve Ankara’nın Ele Geçirilmesi: Çanakkale, Balıkesir, Bergama ve Edremit bölgesine hâkim olan Karesi Beyliği'nin taht kavgasından faydalanan Orhan Bey, 1345’de Karesi seferine çıktı. Bergama’ya sığınan Demirhan Bey’in şehir halkı tarafından teslim edilmesiyle birlikte beyliğe son verildi. Böylece Karesi Beyliği arazisi ve Hacı İlbey, Evrenos Bey, Gazi Fazıl Bey, Ece Halil Bey gibi Karesi ümerası Osmanlı idaresine geçmiş oldu. Bölgenin idaresi Süleyman Paşa’ya verildi. Süleyman Paşa 1354’de Ankara’yı zabtetti.

Osmanlı -Bizans Münasebetleri ve Rumeli’ye Geçiş: İmparator III. Andronikos’un 1341’de ölümü üzerine yerine geçen küçük yaştaki oğlu V. Juannis Paleologos ile Saray Nazırı ve imparator naibi Kantakuzenos arasında başlayan taht mücadelesinde Kantakuzenos Orhan Bey’den yardım istedi. 1346’da kızı Theodora'yı Orhan Gazi'ye gelin etti ve ondan aldığı yardımla 1347’de İmparatorluk ortağı oldu. 1352’de V. Juannis’in topladığı Sırp ve Bulgar ordusuna karşı tekrar yardım isteyince Süleyman Paşa yardıma gönderildi.

Süleyman Paşa, Dimetoka’da müttefik ordusunu bozguna uğrattı. Osmanlı yardımı olmadan tahta oturamayacağını anlayan Kantakuzenos, Çimpe’yi askerî bir üs olarak Osmanlılara verdi. Süleyman Paşa buraya yerleşti ve bölgenin fethine girişti.

Ceneviz -Venedik Savaşı’nda Osmanlılar: 1351’de Cenevizlilerin İstanbul Pera’da (Galata) bulunan kolonisi Venedikliler tarafından kuşatma altına alınca, 1351- 1355 Ceneviz -Venedik Savaşı başladı. Bu savaşta Cenevizlileri destekleyen Orhan Bey, erzak ikmali ve 1000 okçu yardımında bulundu. 1352’de de de bir Osmanlı -Ceneviz antlaşması yapıldığı tahmin edilmektedir. Bu anlaşma ile Cenevizlilere tanınan imtiyazlar, onlara bağışlanan ilk kapitülasyondur. Bu imtiyazlara karşılık Osmanlılar, Rumeli’de daha rahat yerleşme imkânı bulmuşlardır.

Orhan Bey’in Teşkilatlanması: Orhan Bey dönemi, beyliğinin aşiret usul ve kaidelerinden ayrılarak bir devlet olma yolunun tutulduğu, buna bağlı olarak idari, adli, askerî teşkilatların oluşturduğu çağdır. Bu dönemde merkezi -idari teşkilatın temeli olan divan düzeni ve Bursa kadılığı gibi ilmiye teşkilatı hiyerarşisi ve şehir -kaza idareleri kurulmuş, Osmanlı eğitim sisteminin ilk medresesi tesis edilmiş, Davud -i Kayseri’nin müderris atanmasıyla Osmanlı sünni -mezhebi tercihi ortaya konulmuş, aşiret askerî düzeninden yaya ve müsellem gibi daimi askerî düzene geçilmiş, hâkimiyet sembolü olan para darpedilmiş (1327), Süleyman Paşa’nın pençik uygulaması devşirme sistemini başlatmıştır. İlk Osmanlı veziri Hacı Kemaleddin oğlu Alaüddin Paşa, en yüksek kadılık makamı Bursa kadılığına Çandarlı Kara Halil Efendi getirilmiştir.

Orhan Bey’in Şahsiyeti ve vefatı: Orhan Bey’in Nilüfer Hatun, Theodora ve Asporça Hatun adlı üç eşi, Süleyman Paşa, Murad, Sultan, İbrahim, Halil ve Kasım adlarında 6 oğlu ve Fatma isminde bir kızı vardı. Orhan Gazi, Mart 1362’de vefat ettiğinde Murad, İbrahim ve Halil Bey'ler hayatta idiler. Rumeli fatihi Süleyman Paşa, 1357’de vefat etmişti. Seyyah İbn Battûta ve tarihçi İbn Fazlullah el -Ömerî eserlerinde Orhan Bey’den bahsederler. İhtiyarüddin unvanından Ahiler ile yakın ilişkide olduğu anlaşılmaktadır. Çandarlı Kara Halil, Dursun Fakih, Davud -i Kayseri, Molla Tacüddin, Kara Ali, Molla Muhsin el-Kayseri gibi ilim adamları, Geyikli Baba, Ahi Şemseddin, Abdal Murad, Musa Baba, Karaca Ahmed gibi mutasavvıflar Orhan Bey'in münasebette olduğu ilam adamları ve mutasavvıflardır.