I.Osman Devri (1280 -1324)

Giriş : Ertuğrul Bey'in oğlu olan Osman Bey, Osmanlı Devleti ve hanedanının (Âl-i Osman) kurucusudur. 1257'de Söğüt'te doğmuş, 1280'de Kayı boyu beyi olmuş ve 1324'de vefat etmiştir. Türbesi hâlen Bursa'dadır.

Kurucusu Osman Gazi'ye izafeten altı asırdan fazla yaşamış bir Cihan İmparatorluğuna “Osmanlı” adı verilmiştir

Osman Bey'in Adı: Bir kısım tarihçiler babası Ertuğrul ve oğlu Orhan'ın isimlerinin Türkçe olmasına bakarak onun adının da Ataman veya Otman olabileceği yönünde görüş bildirmişlerdir. İngilizce ve Fransızca dillerinde Ottoman kelimesi kullanılmıştır.

Osman Bey'in Nesebi: Aşıkpaşazade, Şükrullah, Mehmed Neşri, Enveri gibi yazarlar Osman Bey'in nesebini efsanevî Oğuz Kağan'a bağlarlar. Enveri dışındaki eserlerde Osman Bey'in dedesi Süleyman Şah olarak gösterilirken, Enveri Gündüz Bey olduğunu yazar. B ugün kabul edilen görüş de budur. Neşrî, Ertuğrul Bey’in Sungur Tekin, Gündoğdu ve Dündar isimlerinde üç kardeşinin olduğunu da belirtir.

Osman Bey'in Kavmi Menşei: Oğuzların (Türkmen) Bozok kolunun Kayı (Kayıg) boyuna mensuptu. Reşîdüddin Fazlullah, Kayı’nın “sağlam” manasına geldiğini, ongununun “şahin” olduğunu ve damgasının (IYI) şeklinde olduğunu yazar.

Osman Bey'in Fetihleri ve Osmanlı Beyliği'nin kurulması: İlk önceleri Kastamonu'daki Çobanoğullarına bağlı bir boy beyi olan Osman Bey, Anadolu’nun muhtelif bölgelerinden gelen gazilere, garip yiğitlere, şehirli, köylü ve konar -göçerlere, esnaf ve sanatkâra liderlik ederek uç beyi olmuştur. Uçlardaki Türkmenler üzerinde büyük bir nüfuza sahip olan Ahi reisi Şeyh Edebalı ile kurduğu yakınlık, Ahiler ve Türkmenler üzerinde beyliğini meşrulaştırmış ve “gaziyân -ı rûm”, “bacıyân -ı rûm” gibi gruplara lider olarak gazayı şiar edinmesi, Osmanlı Devleti’nin kuruluşunun temel dinamiklerinden birinin “gaza ve cihad” olmasını sağlamıştır. Başlangıçta bölgedeki tekfurlarla iyi geçinme siyaseti güden Osman Bey, gazanın başlamasıyla 1287'de İnegöl ve Karacahisar tekfurlarını yenerek, Karacahisar'ı fehtetti (1288). Onun bu başarısı Anadolu Selçuklu Sultanı II. Gıyaseddin Mesud’un dikkatini çekmiş; Eskişehir bölgesini Osman Bey’e verdiği gibi gönderdiği hâkimiyet (beylik) sembolleri ile bir sancak beyi konumuna getirmiştir. Karacahisar'dan sonra Yarhisar, Bilecik ve İnegöl fethedildi (1298) ve 1301'de İznik kuşatma altına alındı. Bizans İmparatoru II. Andronikos İznik’e yardım için bir ordu gönderdi. Böylece tarihteki ilk kez yapılan Osmanlı -Bizans savaşı, Koyunhisar mevkiinde yaşandı (1302). Savaş Osman Bey'in zaferiyle sonuçlandı. Halil İnalcık, bu zaferden sonra onun hanedan kurucusu bir bey ünü kazanmasına ve kendisinden sonra oğlu Orhan’ın rakipsiz beylik tahtına geçmesine dayanarak 27 Temmuz 1302’de Osmanlı hanedanının, dolayısıyla Osmanlı Devleti’nin kuruluş tarihi olarak kabul edilebileceğini belirtir. Zaferden sonra Osman Gazi, Oğuz -Türkmen geleneklerine göre fethettiği bölgeleri beş idari bölgeye ayırarak, bunları aile fertleri ve savaşlarda yararlılık gösteren (yarar yoldaşlık) “yoldaşım” dediği “alp” ünvanlı silah arkadaşlarına dirlik olarak tahsis etti. 1304’de Osman Bey, İstanbul’da panik doğuran Sakarya seferine çıktı. Bu seferde Geyve, Mekece, Absu ve Lefke bölgeleri ele geçirildi. 1305’den itibaren Mihal Bey ve oğlu Orhan’ı bölgedeki hisarların fethine gönderdi. Orhan Bey, Karaçebüş ve Absu hisarlarını fethetti. İmparator II. Andronikos, kız kardeşi Maria’yı İlhanlı hükümdarı Gazan Mahmud Han’a vermek suretiyle, Türklere karşı Moğol desteğini almaya çalıştı. Ancak Gazan Han'ın vefatı üzerine bu teşebbüs sonuç vermedi.