I. Bayezid Dönemi (1389 -1402)
Osmanlıların Rumeli’de Hristiyan Dünyasına Verdiği Korku Anlaşılacak
Yıldırım Bayezid döneminde Rumeli’deki hızlı faaliyetler Avrupalıları endişeye düşürmüştü. Özellikle 1395 yılında Macaristan’da önemli birçok yere akınlarda bulunulmuştu. Aynı yıl içinde Eflaklar yenilgiye uğratılmış ve Bulgar topraklarının büyük bir kısmı ele geçirilmişti. Bundan sonra sıranın kendi ülkesine de geleceğini anlayan Macar Kralı Sigismund, Bizans’ın teşvikiyle yardım arayışına çıktı. Papalık, Avrupa’nın birçok yerinde Osmanlılara karşı halkın katılımı için vaazlar verdiriyor ve destek çağrılarında bulunuyordu. Hristiyanlığın ana merkezlerinden olan Macaristan’ın Türk tehlikesinden kurtarılması ve hatta Türklerin Balkanlardan atılması için Haçlı birliği gerçekleştirildi. Avrupalılar, şayet Türkler durdurulamazsa Batı Avrupa’nın da tehlike altında olduğunu düşünüyorlardı.
Bizans’ın Durumu Kavranabilecek
Yıldırım Bayezid Batı Anadolu beylikleri üzerine yaptığı her seferde Bizans İmparatoru İoannes’in oğlu ve sonradan imparator olacak II. Manuel’i yanında götürüyordu. Bayezid, bununla bir bakıma Bizans’ın kaderinin elinde olduğunu da göstermiş oluyordu. Ayrıca Bizans İmparatorluğu’nun haraca bağlanması ve imparatorunun kuvvetleriyle birlikte yardımda bulunması köhneleşmiş imparatorluğun bir Osmanlı vasalı olduğunu gösteriyordu.
İstanbul kuşatması zaman zaman kesintiye uğrasa da bu dönemde 8 yıl sürmüştür. II. Manuel, Yıldırım Bayezid’e İstanbul’da bir Türk mahallesi kurma, bir cami inşası ve bir de kadı tayinine izin verilmesi konularında söz vermişti. Serez’de yapılan toplantı sonrası memleketine dönen imparator, sözünü tutmamıştı. Bundan sonra İstanbul'un kuşatmasına ağırlık verildi ancak, Niğbolu Savaşı için Haçlı yürüyüşünün haber alınmasıyla kuşatma kaldırıldı. Niğbolu Zaferi sonrası tekrar kuşatılan şehrin alınması için Anadoluhisarı yaptırıldı. Bu sefer de Timur tehlikesi nedeniyle kuşatma tekrar kaldırılmak zorunda kalındı. Her defasında Osmanlı aleyhinde ittifaklarda bulunarak Haçlı Seferleri organize edilmesini teşvik eden Bizans, önce ümitlendiği Niğbolu Savaşı’nda beklediğini elde edemeyince, doğuda beliren Timur’un Anadolu’ya gelmesi ve yapılan Ankara Savaşı ile rahat bir nefes aldı.
Karamanoğullarının Geçici de Olsa Durdurulması Anlaşılacak
Selçuklu vârisi iddiasıyla Anadolu beylikleri üzerinde hâkimiyet kurmaya çalışan Karamanoğulları, bu beylikleri Osmanlı aleyhine kışkırtıyor, ittifak yapıyor ve her fırsatta Osmanlı topraklarına saldırıyordu. Önce Kosova Savaşı’nda I. Murad’ın ölümü fırsat bilerek Batı Anadolu beylikleri ile ittifak kurmuş ve Osmanlı toprağı olan Göller bölgesi ve Beyşehir’i ele geçirmişti. Daha sonra Yıldırım Bayezid’in Niğbolu’da olmasından faydalanarak bu bölgeyi tekrar işgal etmiş ve Timurtaş Paşa’yı esir almıştı. Osmanlıların Niğbolu’da zafer elde ettiğini duyunca da Paşa’yı göndererek af dilemişlerdi. Konya yakınlarında Akçay’da yapılan savaşta Karamanoğlu Alaeddin Ali Bey yenilgiye uğratılmış ve daha sonra da idam edilmiştir. Ancak Karamanoğulları bundan sonra da emellerinden hiç vazgeçeceğe benzemiyordu.
I. Bayezid ile Timur Arasındaki Güç Mücadelesi ve Devletin Yıkılmanın Eşiğine Gelmesi İrdelenecek
Hindistan’dan İran ve Irak coğrafyasına kadar çok geniş bir bölgeyi nüfuzu altına alan Timur, kendisini Moğol -İlhanlı vârisi olarak görüyor ve Anadolu’da hak iddia ediyordu. Karşısında ise kendini Selçukluların vârisi olarak gören Yıldırım Bayezid bulunuyordu. O zamana kadar Anadolu ve Rumeli’de geniş bir coğrafyaya hâkim olan Bayezid’in Timur’dan korkması ya da çekinmesi beklenecek bir şey değildi. Nitekim bunu Ankara Savaşı’nda Timur’un karşısına hızlı bir şekilde çıkmasından ve yakın müttefiki Sırp Stefan Lazareviç’e söylediklerinden anlıyoruz. Timur’un gücünün farkında olan Bayezid, onu yenmesi hâlinde Doğu’nun ve Batı’nın kendi hâkimiyeti altına gireceğinden bahsetmişti.
Bu iki güçlü hükümdarın zıtlaşmaları ve birbirlerine üstünlük sağlama arzuları ve nihayetinde Ankara Savaşı’nda karşılaşmaları sonucunda Bayezid yenilgiye uğradı. Bu şekilde yaşanan gelişmeler Anadolu Türk birliğinin bozulmasına ve ülke genelinde tedavi edilmesinin uzun yıllar alacağı derin yaralara neden olmuştur. Devlet yıkılmanın eşiğine gelmiş ve Bayezid’in oğulları arasında 11 yıl sürecek olan belirsizliklerle dolu “Fetret Dönemi” yaşanmıştır.
Osmanlı Tarihinin İlk Merkeziyetçi İmparatorluk Denemesinin Çöküntüye Uğraması Kavranacak
Yıldırım Bayezid, Kosova Savaşı sonrası Anadolu’daki çözülmelerin önüne geçmeye çalıştı. Vasallık siyaseti yerine bu devletleri kendi sınırlarına dâhil ederek merkeziyetçi devlet anlayışını benimsedi. Aynı şekilde Rumeli bölgesinde de bu siyaseti uygulayan Bayezid, bunun tam olarak gerçekleştirilebilmesi için İstanbul’un fethedilmesinin zorunluluğunun farkına varmıştı. Ancak çok geniş bir bölgede nüfuz sahibi olan Timur’un Anadolu'ya gelişi ve Bayezid’in ona yenilmesiyle yıllardır emek verilerek uygulanan bu siyaset sekteye uğramıştır. Merkeziyetçi imparatorluk denemesinin ilki başarısızlıkla sonuçlansa da bunu gerçekleştirmek Fatih Sultan Mehmed’e nasip olacaktır.