Osmanlılarda Ticaret
Giriş
Klasik Osmanlı sisteminde toplumun bir iktisadi hayatı mevcut olmasına rağmen iktisadi olay, fonksiyonlar ve bu fonksiyonları takip edebilecek uzmanlaşmış organlar tam anlamıyla bulunmamaktaydı. Devlet faaliyetlerinin bu hayatı az veya çok etkileyen çeşitli yönleri vardı Osmanlı Devleti’nin iktisadi hayatla alakalı kararlarında 1500 -1800 yılları arasında etkili olmuş görünen ve Osmanlı iktisadi dünya görüşünün temel unsurları arasında üç temel ilke bulunmaktaydı. Bu ilkeler aynı zamanda Osmanlı’nın ticari organizasyonunu ve sistemini de belirleyen unsurlardı.
Bunlar; iaşecilik veya provizyonizm, gelenekçilik ve fiskalizm'dir.
Osmanlı Şehirlerinde Ticaret
Şehirler çok fonksiyonlu yerleşim merkezleri olarak tanımlanmaktadır. Osmanlı idari taksimatı düşünüldüğünde şehir, kadı ve subaşının idaresinde ticaret ve küçük çapta sanayi ehlinin bulunduğu idari merkezdir. Ticari hayat şehrin %15 olarak nitelendirilen merkezinde yapılmaktadır. Şehirlerde ticari bölge, kentin kale veya surun hemen yakınında gelişmiştir. Böyle bir yapı yok ise insan ulaşımına en uygun ve en kolay yere yerleştirilmiştir.
Osmanlı Zanaatkârları
Osmanlı esnaf teşkilatı, fütüvvet anlayışı ve ahilik ile yoğrulmuş, Selçuklulardan alınıp geliştirilerek devam ettirilmiş bir yapıdır. Pek çok kaynak bu yapının Osmanlıda varlığı için 13. yüzyıl ve Ahi Evran’ı işaret eder. Ahi Evran Asya’dan Anadolu’ya gelmiş, debbağlık mesleği ile uğraşan keramet sahibi bir esnaftır. Anadolu’nun çeşitli şehirlerini dolaşarak kendini tanıtmış ve ahi teşkilatının kuruluşunda etkin rol oynamıştır. Bu teşkilat, aynı meslekten gelen ve aynı çevrede yaşayan insanlar arasında sosyal, ekonomik, kültürel düzeni sağlamak amacıyla kurulan bir yapıydı. Bu nedenle esnaflar arasında benimsenmeye uygun bir nitelik taşıyordu. İlk kurulduğu zamanlar yalnızca birkaç meslekten oluşan bir birlik iken zamanla tüm esnafları bünyesinde barındırmıştır. Buna bağlı olarak devletin dört bir yanında teşkilatlanarak en küçük yerleşim birimlerine kadar ulaşan bir ağ oluşturmuştur.
Bedestenler ve Hanlar
Bir yerde bedesten kurulmasıyla, orası kale içi güvenliğiyle ticaret yapmak isteyen özellikle zengin tüccarları çekecek bir ticaret merkezi durumuna gelmekteydi. Bedestenler, yerleşik tacirlerin işyerlerinin bulunduğu yerlerdi. Ayrıca buralar malların fiyatlarının ayarlandığı borsa, hatta vergilerinin alındığı vergi dairesi görevi de görürdü. Fiyat belirleyen, vergi tahsildarları da burada bulunurlardı. Böylece malların karaborsaya düşmesine engel olunurdu. Bedestenler, çarşı veya kapalı çarşıların çekirdeğini oluştururdu. Bu çarşılar, günümüzdeki büyük büyük alışveriş merkezleri ve avmler gibi her malın bir arada bulunabileceği alışveriş mekanlarıydı. Bedestenin bulunmadığıyerlerde hanlar bu görevi yapardı.
Kervansaraylar
Kervansaraylar veya bir diğer adı ile ribatlar, kervanyolları üzerine inşa edilmiş, çarşı, hamam ve ahır bölümleri bulunan büyük hanlara denilir. Osmanlı’da kervansarayların tarihi şehir içi hanlardan daha öncesine dayanmaktadır.
Arastalar
Üstü örtülü veya dükkânlarının önü saçaklı, aynı çeşit mal satan esnafın bulunduğu çarşıdır.
Çarşı
Mal ve hizmetlerin satıldığı ve sunulduğu üzeri kapalı pazar veya dükkânların bulunduğu sokaklara çarşı denilmektedir. Çarşılar, yalnızca ürün imalat ve ticaret yapılan yerler değil, aynı zamanda sosyal ihtiyaçların da karşılandığı yerlerdi.
Pazar
Pazarlar tüketim ihtiyacını karşılamaya yönelik müesseselerdir. Bir şehir kasaba veya birkaç köy ahalisinin ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik ve sınırlı sayıda nüfusa hitap eden yerler, küçük ölçekli ticari mekanlardı. Pazarlar mahalli idarenin kontrolündeydi.
Panayır
Panayırlar, ticari veya sosyal amaçlarla kurulurdu. Ticari içerikli olanlar adından da anlaşılacağı üzere ticari hedefler doğrultusunda yapılırdı. Sosyal içerikli panayırlar, ülke içi cemaatler tarafından dini törenler maksadıyla veya eğlence amacıyla yapılmaktaydı. Daha renkli olabildiği için sosyal içerikli panayırlara ticari panayırlara göre daha fazla ilgi duyulabiliyordu. Bu nedenle ticari hedefli panayırları çekici hale getirmek için zaman zaman eğlence bu panayırlarda da ön plana çıkarılmaya çalışılmıştır.
Tüccarlar
Tüccar veya diğer adı ile tacir, başkasının ürettiği malın ticaretini yapan kimsedir.
Osmanlı Dış Ticareti
Osmanlı Devleti kuruluş ve gelişme döneminde ticarete oldukça önem vermişti. Avrupa ile arasındaki uluslararası ticarette, yalnız ulaştırma faaliyetleri değil, sık sık baş gösteren çatışmalar, sınır savaşları ve korsanlık faaliyetleri de belirleyici bir rol oynuyordu. Bununla birlikte karşılıklı ekonomik bağımlılık, hükmünü yürütüyor ve her iki taraf savaş halindeyken bile yakın ticari ilişki devam ederdi. Karşılıklı ilişkiler 18. yüzyıldan itibaren Osmanlı Devleti'nin aleyhine gelişti. Bu yüzyıldan itibaren devlet dışa bağımlı hale geldi.