Osmanlı Maliye Teşkilatı Tanzimat ve Meşrutiyet Dönemi
Tanzimat ve Meşrutiyet Dönemlerinde Osmanlı Maliyesi
3 Kasım 1839'da ilân edilen Tanzimat Fermanı, Osmanlı idarî reformları için bir dönüm noktasıdır. Bu dönemde girişilen köklü reform hareketlerinin temelinde mali teşkilâtın düzenlenmesi vardır. Malî alanda yapılan düzenlemelerin temel amacı ise devletin merkezî yapısını güçlendirmektir. Bu amaçla vergi kaynaklarının doğru tespit edilmesine, üretimin artırılmasına, kanunî vergi alınmasına, israfın önlenmesine, masrafların usulüne uygun olarak tespit edilip harcamaların buna göre yapılmasına çalışılacaktır.
Tarihî Arka Plan: Klasik Dönem Osmanlı Maliyesi
Osmanlı malî teşkilâtı I. Murat zamanında kurulmuştur. Malî teşkilâtın başında defterdar vardır. Osmanlı maliyesi iç ve dış hazine ile tımar sistemine dayalı sacayaklarından oluşmaktadır. Yapılan teşkilâtlanma siyasî, sosyal, ekonomik, askerî ve malî yönlerden bir bütünlük oluşturmaktadır. Klasik dönemde oldukça başarılı bir biçimde işleyen bu yapı, birtakım iç ve dış dinamiklerin etkisiyle aksamaya başlamıştır. Ortaya çıkan sorunların giderilebilmesi için para politikasında ve vergilendirme yöntemlerinde bazı yenilikler yapılmıştır. Bu düzenlemelerin bir sonucu olarak vergi toplamada iltizam yöntemi ve çok hazineli bir yapı öne çıkmıştır.
Maliye Teşkilâtında Yapılan Düzenlemeler
Malî problemlerin çözümü için atılan adımların ortaya çıkardığı olumsuzlukların giderilmesi için daha köklü ıslahatlar yapılması gerekmiştir. Bu yöndeki ilk adımlar III. Selim ve II. Mahmud dönemlerinde atılmaya başlanmıştır. Yapılan düzenlemeler, Tanzimat döneminin zeminini oluşturmuş, 1839'dan sonra reformlar daha da hız kazanmıştır. 1838’de Maliye Nezareti kurulmuş, 1840’ta çoklu hazine sistemine son verilerek devlet gelirleri tek hazinede toplanmaya başlanmıştır. Mali alanda yapılan bu teşkilatlanma, gelen tepkiler ve yaşanan olumsuzluklar sebebiyle geri dönüşler yaşansa da kısa sürede ileri doğru adımlar atılmaya devam edilmiştir. Bu bağlamda Maliye Nezareti’nin çalışmalarına yardımcı olmak ve ortaya çıkması muhtemel anlaşmazlıkları çözmek üzere Meclis -i Muhasebe -i Maliye kurulmuştur. Yine aynı amaçla Maliye Nezareti’ne bağlı olarak Zimemat Komisyonu, Tahsilat Odası, Meclis -i Ziraat, Islahat -ı Maliye Komisyonu, Divan -ı Muhasebat gibi meclis, komisyon ve birimler de Tanzimat ve Meşrutiyet dönemlerinde ortaya çıkmıştır.
Merkez teşkilatta yapılan düzenlemelerin taşradaki temsilcisi muhassıllar ve muhassıllık meclisleri olmuştur. Tanzimat’ın uygulandığı bölgelerde vergi kaynaklarının tespiti, vergi miktarlarının belirlenmesi ve toplanması konularıyla ilgilenmek üzere yetkili maliye memuru olarak muhassıllar görevlendirilmiştir. Ayrıca bu görevlerin yerine getirilmesine yardımcı olmak üzere muhassıllık meclisleri oluşturulmuştur. Muhassıllık, uygulaması gelen tepkiler ve uygulamada ortaya çıkan problemler sebebiyle başarısız olarak 1842’de sonlandırılmıştır. Ancak muhassıllık meclisleri daha sonra da varlıklarını devam ettirmişlerdir. Kaldırılan muhassıllıklar yerine taşrada valilere bağlı olarak çalışacak defterdarlar ve mal müdürleri görevlendirilmiştir.
Tek Hazine Sistemine Dönülmesi
III. Selim ve II. Mahmud dönemlerinde yapılan ıslahatların bir sonucu olarak devlet içinde birden çok hazine oluşmuştur. Bu hazinelerde görevli memurlar arasındaki rekabet ve gelir -gider konularındaki karmaşa sebebiyle malî problemler daha da artmıştır. Ortaya çıkan olumsuzlukların giderilmesi için 1840’ta Maliye Nezareti’nin kurulmasıyla birlikte Maliye Hazinesi oluşturulmuş, gelir ve giderlerin buradan yapıldığı tek hazine sistemine dönülmüştür.
Vergiler
Tanzimat döneminde malî alanda yapılan düzenlemelerin en önemli ayaklarından biri vergilerin yeniden düzenlenmesidir. Bu dönemde öncelikle iltizam sistemine son verilmeye çalışılmış, ancak bu konuda atılan adımlar daha sonra geri alınmak zorunda kalınmıştır. Yapılan çalışmalar neticesinde örfî vergiler düzenlenmiş, tahrire dayalı bir vergi sistemi kurulmak istenmiştir. Yapılan reformların üç temel hedefi vardır. Birincisi doğrudan geliri ve serveti vergilendirmek, ikincisi istisna ve muafiyetlere son vermek, üçüncüsü ise giderlerin önceden belirlenerek harcamaların kanunlar çerçevesinde yapılmasını sağlamaktır.
Bütçe
Yapılan düzenlemelerin bir boyutu da gelir ve giderlerin tespit edildiği yıllık bütçelerin yapılmasıdır. Bu konuda ilk adım 1842’de atılmış, 1846’dan itibaren bütçe taslakları hazırlanmaya başlanmıştır. 1855 ve 1874’te bütçe konusuyla ilgili nizamnameler çıkarılmıştır. 1876 Kanun -ı Esasîsi ile bütçe yapma yetkisi Meclis -i Mebusân ve Meclis -i Âyan’a verilmiştir. Bazı istisnaî dönemler dışında Tanzimat döneminden devletin yıkılışına kadar 66 malî yıla ait bütçeler oluşturulmuştur. Ancak bu bütçeler incelendiğinde ciddi bir açık olduğu görülmektedir. Bütçe açıklarının kapatılması için devlet iç ve dış borçlanmaya gitmiştir. Bu borçlanma sürecinin sonunda kısa süre içinde borçlar ödenemez duruma gelmiş, 1881’de borçların tahsili için Duyûn -ı Umûmiye İdaresi kurulmuştur. Bu idare, borçların tahsili için Osmanlı Devleti’nin gelir kaynaklarının önemli bir kısmını doğrudan doğruya kendi kontrolüne almıştır.
Para ve Banka Uygulamaları
Malî alanda yapılan düzenlemelerin doğal bir uzantısı ve modern iktisadî sistemin bir gereği olarak Tanzimat ve Meşrûtiyet dönemlerinde kâğıt para basılmış ve bankalar açılmıştır.