Osmanlı Askeri Teşkilatı-Merkez Ordusu-Kapıkulu/Yeniçeri Sistemi
Osmanlı askeri teşkilatı içerisinde ilk düzenli birlikler yaya ve müsellem teşkilatıdır.
Yaya ve müsellemlerin genişleyen fetihler karşısında yetersiz kalması ve devamlı olarak silâhaltında bulunmaması nedeniyle daha sistemli ve daimi olarak silâhaltında bulunan bir ordu gerektiğinden kapıkulu ordusu kurulmuştur.
Kapıkulu ordusu kendi içerisinde kapıkulu piyadeleri ve kapıkulu süvarileri olarak ikiye ayrılmaktaydı. Kapıkulu piyadeleri yeniçeriler, cebeciler, topçular, top arabacıları, humbaracılar, lağımcılar olarak çeşitli sınıflara ayrılıyordu.
Kapıkulu süvarileri ise sipahiler, silahtarlar, sağ ulufeciler, sol ulufeciler, sağ garipler ve sol garipler olmak üzere altı sınıfa ayrılmakta ve bu nedenle altı bölük halkı olarak da anılmaktaydı.
Kapıkulu ordusuna asker yetiştiren kurum ise Acemi Ocağı’ydı. Acemi Ocağı Kadıasker Çandarlı Kara Halil ile Karamanlı Molla Rüstem’in çalışmaları sonucu kuruluştur.
Burada eğitim görenlere acemi oğlanı adı verilirdi. Kuruluş yıllarında pençik kanununa göre savaş esirlerinden seçilen acemi oğlanları, daha sonra devşirme kanununa göre toplanan Osmanlı tebaası Hristiyanların çocuklarından meydana gelmiş; bu uygulama kapıkulu ocağının çekirdeğini oluşturmuştur. Sonraki dönemlerde kapıkulu mensuplarının kuloğulları denilen çocukları da ocağa alınmıştır.
Acemi Ocağı’nda eğitim gören acemi oğlanları Yeniçeri Ocağı ve diğer kapıkulu ocaklarına geçirilirlerdi. Acemi Ocağı’nda Yeniçeri Ocağı’na geçiş “kapıya çıkma” veya “bedergâh” olarak anılırdı.
Yeniçeri Ocağı I. Murad zamanında kurulmuş olup bizzat padişahın hizmetine ait yaya kuvvetleriydi. Avrupa’nın ilk daimi ordusu olan Yeniçeri Ocağı yaya bölükleri veya cemaat, sekban bölüğü ve ağa bölükleri olarak üç sınıftan oluşmaktaydı.
Yeniçeri Ocağı’nın en üst düzey kumandanı yeniçeri ağasıydı. Savaş zamanları dışında çeşitli muhafızlık hizmetlerinde bulunurlar, başta İstanbul olmak üzere şehir ve kalelerde bulundukları yeri korurlardı. Bunlardan başka yangın söndürme ve asayişi sağlama gibi hizmetleri de yerine getirirlerdi. Yeniçeriler merkez ordusu olmakla birlikte Kanuni’nin saltanatın son yıllarında taşrada da yeniçeri garnizonları kurulmuştur.
Cebeci ocağı, yeniçerilerin kullandıkları ok, yay, tüfek, kılıç, harbe, kazma, kürek, barut, fitil, kurşun, zırh ve tolga gibi silahların yapımı, tamiri ve korunmasından sorumluydu. Ocak komutanına cebecibaşı denirdi.
Topçu Ocağı kapıkulu ocaklarının yaya kısmından olup top dökenler ve topu kullananlar olmak üzere iki kısımdan meydana geliyordu. Ocak komutanına topçubaşı denirdi. Topçu bölükleri savaş zamanlarında yeniçerilerin önünde yer alır ve buraya koydukları toplarla düşman hücumuna karşı yeniçerileri muhafaza ederdi.
15. yüzyıldan sonra topçuluğun önemli ölçüde gelişmesiyle dökülen büyük toplar araba ile savaşa götürülmeye başlandı ve bu iş için Top Arabacıları Ocağı kuruldu. Ocak neferlerinin, araba yapmak ve top nakletmek gibi iki türlü hizmeti vardı. Top arabacıları, sefere topçularla beraber giderlerdi. Ocağın en büyük zabiti top arabacılarıbaşıydı.
Humbara içine patlayıcı doldurulan bir nevi mermidir. Humbaracı sınıfının en büyük kumandanları humbaracıbaşıydı. Başlarda devrin ihtiyaçlarına cevap verecek durumda olan humbaracılık 17. yüzyıldan itibaren ihmale uğramış, özellikle 1689’dan sonra da önemini iyice kaybetmeye başlamıştır. Humbaracı Ocağı I. Mahmud zamanında aslen Fransız olan Humbaracı Ahmed Paşa’nın (Comte de Bonneval) gayretleriyle Avrupa’daki gelişmeler göz önünde bulundurularak ıslah edilmeye çalışılmıştır.
Lağımcılar kale kuşatma ve muhafazasında, düşman mevkilerine en yakın ve en uygun mahalli tespit edip ilgili yere doğru yer altından yollar kazarak bölgenin infilak ettirilmesini sağlarlardı. Lağımcılar da ulufeli ve dirlikli olmak üzere ikiye ayrılırdı. Cebecibaşına bağlı olan ulufeli lağımcılar merkezde, lağımcıbaşına bağlı dirlikli lağımcılar taşrada bulunurdu. Lağımcı Ocağı’na mensup her lağımcının, hendese ve mimari sanatlarda ilim sahibi olması şarttı.
Kapıkulu süvarileri adından da anlaşılacağı üzere kapıkulu ordusunun atlı askerleriydi. Bunlar sipahiler, silahtarlar, sağ ulufeciler (ulufeciyan-ı yemin) sol ulufeciler (ulufeciyan-ı yesar), sağ garipler (gureba-i yemin) ve sol garipler (gureba-i yesar), olarak altı bölükten oluştuğu için altı bölük halkı olarak da anılmıştır.
Kapıkulu süvari ocağı I. Murad zamanında teşkil edilmiştir. Ocağın ilk dönemlerinde kurulan bölükler sipahi ve silahtar bölükleri olup bunlara yukarı bölükler de denirdi. Muhtemelen 15. yüzyılın ortalarında bunların yanında ulufeciler ve gureba bölükleri de tesis edilmiştir. Ulufeci ve gureba bölüklerine ise Bölükât-ı Erbaa (Dört Bölük) denirdi.
Sipahiler sefer esnasında padişahın sağında yürürlerdi. Savaş alanında silahtarlarla beraber padişahın otağını korumakla görevli olup harp düzeni alındığında padişah veya serdarın arkasında veya sağ ve solunda mevzide dururlardı. Savaş zamanları dışında ise mirî malı tahsil ederlerdi.
Silahtarlar sefer sırasında padişahın solunda yürürlerdi. Savaş esnasında padişahın çadırını sipahi ve silahtarlar muhafaza ederdi. Padişah otağının kurulacağı yeri hazırlar, padişah tuğlarını taşır ve padişahın yedek atlarını çekerlerdi. Savaş zamanları dışında padişaha refakat eder, halka para serpme işini yerine getirirlerdi.
Sağ ulufeciler, sefer zamanlarında padişahın sağ tarafında, Sol ulufeciler ise sol tarafında yürürlerdi. Ulufeciler gerek savaş ve gerekse konak yerlerinde saltanat sancaklarını korumakla görevliydi. Savaş zamanları dışında ise mirî alacakları tahsil ederlerdi.
Sağ Garipler sefer zamanlarında padişahın sağında, Sol Garipler ise padişahın solunda yürürlerdi. Garipler, ordunun ağırlıklarını, hazineyi, Sancak-ı Şerif'’i ve padişah sancaklarını muhafaza etmekle görevliydi.