Erken Dönem Ortaçağ Avrupa’sının Kuzey, Batı ve Doğusunda Etnik ve Siyasi Yapı

Anglo-Saksonlar

M.S. 43 yılından 410 yılına kadar Roma İmparatorluğu'nun hâkimiyeti altında bulunan Britanya, bu dönemden itibaren Anglo -Saksonlar tarafından istila edilmeye başlanır. V. yüzyılda Angleler, Saksonlar ve Jütler adaya saldırılar düzenlerler. Roma İmparatorluğu Cermenler tarafından kuşatıldığı için Britanya'ya yardım gönderemez. Böylece Britanya'daki Roma İmparatorluğu hâkimiyeti 410 yılında son bulur. Angleler, Saksonlar ve Jütler 440'lı yıllarda Britanya'nın güney ve doğu sahilinden karaya çıkarak bölgede ikamet eden yerlileri batıya doğru sürerler. Bu dönemde Saksonlar tarafından Wessex, Essex ve Sussex krallıkları, Angleler tarafından Northumbria, Doğu Anglia ve Mercia krallıkları kurulur ve Jütler de Kent'e yerleşirler. "Heterarşi" olarak adlandırılan bu ortak yönetim IX. yüzyılın ikinci yarısına kadar varlığını korur. IX. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Britanya'ya yapılan Dan akınları neticesinde heterarşiyi oluşturan bu yedi krallık çaresiz kalır ve ada Danlar tarafından istila edilir. Uzun mücadelelerden sonra, 1066 yılında Kuzey Fransa'da hüküm süren Normanlar, Anglo -Saksonlara karşı giriştiği Hastings Savaşı'nı kazanarak İngiltere'de hâkimiyeti ele geçirirler.

Vikingler

İskandinavya kökenli Vikingler VIII. yüzyıldan XI. yüzyıla kadar çeşitli bölgelere düzenledikleri akınlarla Avrupa'yı derinden etkilerler. Bu döneme "Viking Çağı" denilir. Vikingler bu dönemde İngiltere, Fransa, İskoçya, İrlanda, İzlanda, İspanya, Rusya ve hatta Abbasi Halifeliği'ne ait topraklara ulaşırlar. Fransa'da "Norman" adını alan Vikingler buradan İtalya'ya paralı asker olarak gitmeye başlarlar. Avrupa'da uzun süre fetihçi hareketler düzenleyen Vikingler zamanla Hıristiyanlığı benimseyerek savaşçı özelliklerini yitirirler ve güçten düşerek tarih sahnesinden çekilirler.

Gotlar

Gotlar, Güney İskandinavya'nın Gotland bölgesinde ortaya çıkmış bir kavimdir. II. Yüzyılda İskandinavya’dan başlayan göç yolculukları ilk olarak günümüz Polonya topraklarına ve oradan da Karadeniz’in kuzeyindeki bölgelere doğru devam etmiştir. III. ve IV. yüzyıllarda Doğu Roma İmparatorluğu’nun topraklarını yağmalamışlar ve Aryanizmi benimsemişlerdir. Zaman içerisinde gücünü arttıran bu kavim ikiye bölünerek iki ayrı krallık (Ostrogot –Vizigot) kuracaktır. Daha sonraki yüzyıllarda tarihten silinecek olsalar da isimleri Avrupa Tarihine etki eden önemli bir topluluk olmuşlardır.

Slavlar

Hint -Avrupa menşeli oldukları kabul edilen Slavların ilk vatanları Vistül Nehri'nden başlayarak Pripet havzası ve Orta Dinyeper havalisine kadar olan bölgedir. VI. yüzyılın ortalarından itibaren Doğu Avrupa'da etkin rol oynayan Avarların hâkimiyeti altına giren Slavlar daha sonraki dönemde de bölgede nüfuz sahibi olan Hazarların tesirinde kalırlar. Slavlar genel olarak Doğu Slavları, Batı Slavları ve Güney Slavları olarak ayrılırken bunlar zaman içerisinde çeşitli siyasi teşekküller oluştururlar. Slavların ilk siyasi yapılanması IX. yüzyılın ortalarında Orta Avrupa'da zuhur eden Büyük Moravya Krallığı'dır. Bu krallık X. yüzyılın başlarında dağılır.

Rusya: VII. yüzyıldan itibaren bugünkü Rusya'nın batısında yoğun olarak ikamet etmeye başlayan Slavlar, efsaneye göre 855 yılında aralarındaki anlaşmazlıkları çözmesi ve kendilerini yönetmesi için İskandinavya'dan Vareg/Rusları davet ederler. Buraya gönderilen üç kardeşin en büyüğü olan Rurik, kısa sürede yerli ahali üzerinde hâkimiyet kurarak muhtemelen 862 yılında Novgorod şehrine yerleşir. Bu şekilde bir Rus devletinin temelleri atılır. Dolayısıyla Rus tarihini bu yılda başlatmak mümkündür. Rurik'in halefi Oleg döneminde Kiev'i ele geçirilir ve başkent yapılır. Böylece Rus tarihinin "Kiev Knezliği" dönemi başlar. Hem Oleg hem de İgor döneminde Doğu Roma İmparatorluğu'yla mücadele içerisine girilir. İgor'un 945 yılında ölmesinden sonra Svyatoslav küçük yaşta olduğu için Olga idareyi ele alır. Olga'nın Hıristiyanlığı benimsemesi Rus tarihi için büyük önem arz etmektedir. Svyatoslav 960'lı yılların başlarında saltanat sürmeye başlar. Onun döneminde knezliğin sınırları genişler. Svyatoslav Balkanlara yerleşme amacında olsa da bu fikrini gerçekleştiremez. Svyatoslav'ın 973 yılında ölmesiyle geriye bıraktığı üç kardeş arasında taht kavgası çıkar ve buradan Vladimir galibiyetle ayrılır. Vladimir, Ortodoksluğu benimseyen ilk Rus knezidir ve onun döneminde Ortodoksluk, devletin resmî dini haline gelir. Vladimir'in 1015 yılında ölmesi üzerine dört yıl boyunca taht mücadelesi görülür ve 1019 yılında Yaroslav idareyi eline alır. Onun ölümünden sonra ise siyasi sorunlar baş gösterir. Kumanlar 1093 yılında Kiev'i ele geçirirler ve Kiev Rusya'sı dağılarak çeşitli knezliklerin ortaya çıktığı görülür.

Polonya: Temelleri IX. yüzyılın ortalarında atılan Polonya Krallığı X. yüzyılda Batı Slavları tarafından oluşturulur. IX. yüzyılda Slavlar üzerindeki Töton etkisine Piast adındaki bir lider karşı çıkar ve 840'lı yıllarda liderliği ele geçirerek bölgede önemli rol oynamaya başlar. "Piast Hanedanı" bu şekilde kurulmuş olur. Piast hanedanına mensup olan Mieszko'nun 966 -967 yıllarında Hıristiyanlığı benimsemesi Polonya Krallığı'nın kuruluşu olarak kabul edilir. Rusların aksine onlar Katolikliği benimserler. Mieszko'nun 992 yılındaki ölümünden önce topraklarını oğulları arasında paylaştırdığı görülür. Ancak I. Boleslaw döneminde siyasi birlik sağlanır ve hatta 1018 yılında Kiev ele geçirilir. Ancak 1138 -1320 yılları arası fetret devridir. Fetret devri 1320 yılında sona erer ve XVIII. yüzyıla kadar Polonya hep krallık olarak kalır.

Bulgarlar

Avrupa Hun İmparatorluğu dağıldıkan sonra Utigur ve Kutrigur olarak iki grup hâlinde yaşayan Bulgarlar, VI. yüzyılın ortalarından itibaren Göktürk hâkimiyetinde kalırlar. Bu döneemde Doğu Avrupa'da önemli rol oynayan Avarlardan da etkilenirler. VII. yüzyılın ortalarında Kubrat Han önderliğinde Büyük Bulgar Devleti kurulsa da Kubrat Han'ın 660'lı yıllarda ölmesi üzerine bu devlet dağılır. Bölgeden göç eden Kutrigurlar batıya yönelir ve Tuna Bulgar Devleti'ni oluştururken kuzeye göç eden Utigurlar da İdil (Volga) Bulgar Devleti'ni vücuda getirir. Tuna Bulgarları zamanla Hıristiyanlığı benimser ve Slavlaşırken İdil Bulgarları da X. yüzyıldan itibaren Müslümanlığı kabul eder.