Dışa Dönük Davranış Problemleri

Sınıf içi davranış problemleri, zorbalık etme ve cinsel taciz günümüz okullarında yaygın bir biçimde rastlanan üç tip dışa dönük davranış problemidir. Okul sosyal hizmet uzmanlarının, olası şiddet potansiyeli taşıyan öğrencileri tespit etme ve bunlara müdahale etme yetisine sahip olmaları gereklidir. Aynı zamanda sosyal hizmet uzmanları, şiddet gösterme riski taşıyan çocukların tespit edilmesi için hazırlanan her türlü değerlendirme aracının yanlış kullanılabileceğinin, hatta suistimal edilebileceğinin farkında olmalı ve diğer okul çalışanlarında da bu farkındalığı yaratmalıdırlar.

Bilişsel -davranışçı müdahalelerin okul ortamında dışa dönük davranış problemlerini azaltmada özellikle etkili olduğu bulunmuştur. Okul sosyal hizmet uzmanları dışa dönük problemli davranışları azaltmada etkili olduğu kanıtlanmış öğrenci odaklı müdahalelerin uygulanması hakkında bilgi sahibi olmalı ve bunları savunabilmelidirler. Okul sosyal hizmet uzmanları, söz konusu bir programın sunulmasında doğrudan ya da dolaylı bir biçimde görev alabilir.

Akran cinsel tacizi, eğitimcilerin ve sosyal hizmet uzmanlarının karşılaştıkları önemli bir problemdir. Akran cinsel tacizleri ile ilgili olarak yapılmış önde gelen bir çalışma, kızların yüzde 85’inin ve erkeklerin de yüzde 76’sının okulda bir biçimde cinsel tacize maruz kaldıklarını ve bunların yüzde 25’inin de sık sık bu tacizlerin hedefi oldukları bildirmektedir (American Association of University Women [AAUW], 1993). AAUW çalışması tarafından yapılan bir çalışmada akran cinsel tacizinin türleri, cinsel yorumlarda bulunma, cinsel dedikodular yayma gibi fiziksel olmayan biçimlerden, dokunma, tutma, çimdikleme gibi fiziksel olanlara kadar değişiklik göstermektedir. Kızların yüzde 65’i ve erkeklerinde yüzde 45’i tarafından bildirilmiş olan cinsel tacizin en yaygın biçimi cinsel içerikli yorumların, şakaların, hareketlerin ya da bakışların hedefi olmaktır. Kızların yüzde 65’i ve erkeklerin de yüzde 42’si tarafından bildirilmiş olan ikinci en yaygın cinsel taciz biçimi dokunulma, sıkılma ya da çimdirilme olarak ortaya çıkmaktadır.

Okullarda saldırganlık ve şiddetin görüntüsü, bir öğrencinin bir kişiye (öğrenci, öğretmen, yönetici gibi) küfür etmesinden, fiziksel zarar vererek sözlü tehditte bulunmaya, okul

koridorunda iterek düşürmeye, kavga etmeye, silahla bir başka kişiyi tehdit etmeye, tecavüz etmeye/tecavüze teşebbüse, bıçakla yaralamaya veya öldürmeye ya da uyuşturucu / alkol alarak okula gelmeye kadar uzanan farklı biçimleri olabilir. ABD’deki okullarda bu tür davranışlar 1980’lerden sonra artmaya başlamıştır. Olweus (1991) 7 –16 yaşlarındaki 130.000 öğrenciyi inceleyerek gerçekleştirdiği çalışmasında, öğrencilerin %5 -9’unun düzenli olarak saldırıya ve şiddete uğradığını rapor etmiştir. İngiltere’de yapılan bir başka çalışmada 11 -16 yaşlarındaki 4700 gencin % 75’inin fiziksel olarak saldırıya uğradığı saptanmıştır.

Ülkemizde yapılan araştırmalar da okullarda saldırganlık ve şiddet olaylarının dikkat çekici oranda olduğunu ortaya koymaktadır. Özcebe vd. (2006) Ankara ilinde üç farklı lisede son üç ay içinde öğrencilerin %16,1’inin şiddete maruz kaldığını, %8,8’inin şiddet uyguladığını, %20,6’sının hem şiddete maruz kaldığını hem de şiddet uyguladığını ve herhangi bir nedenden dolayı öğrencilerin şiddet olayı ile karşılaşma oranın %45,5 olduğunu saptamışlardır.