Öğrenci Hakları ve Öğrenci Davranışlarının Kontrolü
Eğitim hakkı, çocukların en temel haklarından birini oluşturmaktadır. Okul sosyal hizmeti, çocukların eğitim haklarına ulaşmasını engelleyecek tüm nedenleri (fiziksel ve zihinsel engellilik, yoksulluk, ev içi şiddet, istismar, işsizlik, bağımlılık, ölüm, kronik hastalık, bir aile bireyinin evden ayrılması gibi) ve bu nedenlerin yarattığı olumsuz etkileri ortadan kaldırmayı amaçlayan müdahalelerde bulunmaktadır. Bu müdahaleleri gerçekleştirirken sosyal hizmet uzmanında hem genel hem de alana özgü bilgi ve becerilerin olması gerekmektedir.
Çocuk haklarına dair uluslararası en temel metinlerden biri Birleşmiş Milletler Genel Kurulu'nda 20 Kasım 1989 tarihinde kabul edilen ve 197 ülkenin taraf olduğu Çocuk Haklarına Dair Sözleşme'dir. İnsan haklarının çocuklar için izdüşümü sayılan, 54 maddeden oluşan, on sekiz yaşından küçük herkesi çocuk olarak tanımlayan ve ayrım gözetmeme (madde 2), çocuğun öncelikli yararı (madde 3), yaşam, hayatta kalma ve gelişim hakkı (madde 6) ve çocuğun görüşlerine saygı duyma (madde 12) gibi dört genel ilkeyi temel almaktadır.
Çocuk Hakları Sözleşmesi'nde çocuk haklarıyla ilgili maddeleri dört genel kategoride toplanmak mümkündür:
- gelişme hakları,
- yaşama hakları,
- korunma hakları,
- katılım hakları
Gelişme hakları; çocuğun becerilerinin ve yeteneklerinin en üst seviyede gerçekleştirebilmesi için gerekli olan haklardır. Gelişme hakları içinde eğitim hakkı, bilgi edinme hakkı, oyun ve dinlenme hakkı, din, vicdan ve düşünce özgürlüğü ve bilgi alma hakkı gibi haklar yer almaktadır. Yaşama hakları; çocuğun yaşama ve uygun yaşam standartlarına sahip olma, sağlık, beslenme ve barınma gibi temel ihtiyaçlarının karşılanmasını öngören hakları içermektedir. Korunma hakları; çocuğun her türlü ihmal, istismar, şiddet ve sömürüye karşı korunmasını sağlayan haklardır. Katılım hakkı çocuğun ailede ve toplumda aktif rol oynamasını sağlamaya yarayan haklardır. Çocukların katılım hakkı, okul ortamında da pozitif bir okul iklimin yaratılmasını sağlamaktadır. Bu pozitif okul iklimi, öğrenci odaklı, karşılıklı etkileşimli ve okul yönetimi, öğretmen ve öğrenci iş birliğine dayalı süreci de beraberinde getirmektedir .
Çocukların temel haklarından biri olan eğitim hakkını düzenleyen ulusal metinlerden biri de 1739 sayılı Millî Eğitim Temel Kanunu'dur. Bu kanunda Türk eğitiminin genel ve özel amaçlarının yanı sıra Türk millî eğitiminin temel ilkelerine de yer verilmiştir. 1739 sayılı Millî Eğitim Temel Kanunu'nda belirtilen temel ilkeler çerçevesinde Eğitim Reformu Girişimi (ERG) öğrencilerin eğitim haklarını şu şekilde özetlemiştir:
- Her çocuk eğitim hakkından eşit olarak yararlanmalıdır.
- Çocuğun üstün yararı gözetilmelidir.
- Eğitim, çocuğun yaşamını ve gelişimini desteklemelidir.
- Öğrenci, dinlenebilmeli, boş zamanlarını değerlendirmeli ve oyun oynayabilmelidir.
- Öğrencilerin görüşleri dikkate alınmalıdır ve görüşlerini özgürce ifade edebilmelidir.
- Bilgi ve belgeler ulaşılabilir olmalıdır.
- Öğrencilerin özel yaşamına saygı duyulmalıdır.
- Eğitim ortamları şiddetin hiçbir türünü içermemelidir.
- Öğrencilerin sağlıklı bir eğitim ortamında eğitimleri sağlanmalıdır.
Çocukların eğitim hakkına erişmesinde bir diğer bölümde bahsetmiş olduğum ekonomik (ailenin gelir düzeyi ve devletin kaynakları), coğrafi (bölgeler arası farklılıklar), toplumsal (toplumun eğitime bakış açısı), siyasal (eğitimin ideolojik boyutu) ve biyolojik (engellilik, sağlık durumu gibi) etmenlerden kaynaklı eşitsizliklerin engellenmesinde okul sosyal hizmet uzmanı savunuculuk, ara buluculuk, danışmanlık, yönlendirme ve bağlantı kurma rollerini yerine getirir. Diğer meslek elemanlarından farklı olarak okul sosyal hizmet uzmanı problemleri “çevresi içinde birey” perspektifi ile ele alır. Dupper’a (2013) göre bu yaklaşımı benimseyen okul sosyal hizmet uzmanı, dezavantajlı ve riskli konumda bulunan öğrencileri, ailesini ve sosyal çevresini destekleme, ev ve okul arasında iletişimin açık tutulmasını sağlama, çocukların ihtiyaçlarını ve gereksinimlerini tespit etme, öğrencilerin yaşam koşullarını ve yaşadıkları ortamın koşullarını analiz etme, gerekli görüldüğü zaman toplumsal kurumlara yönlendirme, dezavantajlı konumda bulunan öğrencilere ve ailelerine hizmet sunabilmek için kaynakların tanımlayıp geliştirilmesinde diğer meslek elemanları ve toplumla iş birliği içinde yapma rollerine sahiptir.