Moral (Ahlaki) Gelişim
Ahlaki gelişim insan gelişiminin en önemli unsurlarından birisidir. Yaşamının ilk yıllarından itibaren başlayan ve yaşam boyu devam eden ahlaki gelişim, çocuğun içinde yaşadığı toplumun değer yargılarını kabullenmesi, toplumun iyi ve kötülerini sosyalleşme sürecinde öğrenmesidir.
Ahlak bir toplumdaki bireylerin benimsedikleri, bir arada yaşamanın getirdiği görev ve sorumluluklar, uymak zorunda oldukları davranış biçimleri ve kurallardır.
Ahlaki gelişim ile ilgili temel kavramlar ahlaki yargı, ahlaki olgunluk, bencillik, özgecilik, vicdan ve empatidir.
Doğumdan itibaren insan yaşamı boyunca ahlak gelişimi birçok faktör etkisinde devam eden bir süreçtir. Ahlak gelişimini etkileyen faktörler yaş, aile, arkadaş çevresi, empati kurma yeteneği, kitle iletişim araçları, sosyal medya, kültür ve eğitimdir.
Ahlak Gelişimi ile İlgili Kavramlar
Ahlaki gelişim ile ilgili kuramlar incelendiğinde psikoanalitik, bilişsel ve sosyal öğrenme olmak üzere üç temel yaklaşım bulunduğu görülmektedir.
Psikoanalitik kuramlar ahlakın duygusal boyutu özellikle de suçluluk ve vicdan boyutları üzerinde durmuşlardır. Ahlak gelişimini inceleyen ilk kuram Sigmeund Freud’un psikoanalitik kuramıdır. Freud ahlak gelişimi sürecini de id (alt benlik), ego (benlik) ve süperego (üst benlik) arasındaki denge ile ilişkilendirmiştir.
Bilişsel gelişim kuramcıları ahlaki düşüncenin bilişsel özellikleri üzerinde durmuşlardır. Bilişsel olarak insanlar bir davranışın yapılıp yapılmaması hakkında düşünürler ve akıl yürütürler. Bunun sonucunda da kavramlar, değerler ve tutumlar geliştirirler. Çocuklar olgunlaştıkça doğru ve yanlış hakkındaki düşüncelerinin nasıl değiştiğini incelemişlerdir. Ahlaki gelişim ile ilgili bilişsel yaklaşımlar Jean Piaget ve Lawrence Kohlberg’in kuramlarıdır.
Piaget çocukların oyunlarındaki kurallara uyma davranışlarına göre ahlaki gelişimi incelemiştir. Ahlak gelişimi bilişsel gelişime paralel ilerlemekte ve belirli bir sıra izleyen dönemlerden geçmektedir. Piaget ahlak gelişimini üç dönemde incelemiştir: Ahlaki kuralların bilinmediği dönem (0 -6 yaş), Dışsal kuralara bağlılık dönemi (6 -12 yaş), Ahlaki özerlik dönemi (12 yaş ve üzeri).
Kohlberg'E göre ahlak gelişimi her biri iki evreden oluşan üç düzeyde gerçekleşmektedir. Bağımlılık ve ceza itaat evresi ile bireycilik ve çıkara dayalı ilişkiler evresi olmak üzere iki evreden oluşan gelenek öncesi düzey henüz olgunlaşmamış ahlak düzeyidir. İkinci düzey olan geleneksel düzey kişilerarası beklentiler ve uyum evresi ile kanun ve düzen evresinden oluşur. Kişilerarası beklentiler ve uyum evresinde ki bireye göre iyi davranış başkalarına yardım etmek ve onları mutlu etmektir. Kanun ve düzen evresindeki bireyler için kanunlar ve sosyal düzene uymak önemlidir. Kanunlara sorgulamadan uyulur, uymayanlar ise onaylanmaz. Pek çok yetişkin bu ahlaki gelişim evresinde kalmaktadır. Üçüncü yani gelenek sonrası düzeydeki birey kendi ahlak ilkelerini seçer ve kendine özgü değerler sistemini oluşturur. Sosyal anlaşma ve bireysel haklar evresi ile evrensel ahlaki ilkeler evresinde oluşmaktadır.
Okul Yaş Grubu Çocuğunda Ahlak Gelişimi
Sosyal öğrenme kuramlarına göre kişiliğin oluşumundan kişisel ve çevresel faktörlerin etkisi vardır. Çocuklar akranlarını, kardeşlerini ve ebeveynlerini gözlemleyerek pek çok yeni davranış öğrenirler. Dolayısıyla ahlaki ilkeler ödül - ceza, model alma, taklit ve pekiştirme yoluyla öğrenilmektedir. Bununla birlikte toplumsal onaylanmada özellikle vicdan ve davranış gelişiminde önemlidir.
Okul dönemindeki çocukta hala basit ahlak kuralları devam etmektedir. Çocuk altı yaşından sonra neyin doğru neyin yanlış olduğunu anlamaya başlar. Ahlaki yargı yeteneği, vicdan ve özgecilik duygusu gelişmeye başlar.
Çocuklarla çalışan meslek gruplarının ahlaki gelişim konusunda bilimsel bilgiye sahip olması ve çocukların ahlaki gelişim düzeylerini bu bilgiler doğrultusunda saptaması gerekmektedir. Çocuklar davranışların ya da tutumların doğru olup olmadığı ve neden doğru veya yanlış olduğu konusunda düşünmeye sevk edilirken bilişsel yaklaşımlar kullanılmalıdır. Böylelikle çocuklara davranışlarının uygun ya da yararlı olup olmadığına karar vermeleri ve davranışlarının sonuçlarını anlamaları konusunda yardımcı olunabilir.