Öğrenme Stratejileri
Çevreden sürekli olarak gelen bilginin düzenlenmesi, işlenmesi ve kendi düşünme biçimine göre içselleştirilmesini sağlamak için bazı stratejilere ihtiyaç duyulmaktadır. Bunlar öğrenme stratejileri olarak adlandırılmaktadır. Bu stratejiler dikkat, algılama, kodlama, hatırlama becerilerini üst seviyeye çıkarmaktadır. Bu stratejilerin kullanımı da kişinin öğrencinin sosyal, psikolojik ve bilişsel özelliklerini tanıyarak kendi öğrenmesini kontrol etme becerisini kazandırmak diğer bir deyişle öğrenmeyi öğrenmesini sağlamakla mümkün olmaktadır.
Bilgiyi işleme kuramı öğrenmeyi, duyu organları aracılığıyla fark edilen uyarıcıların anlamlı hâle getirilerek belleğe depolanması, kullanılmak üzere hatırlanması ve davranışa dönüştürülmesi süreci olarak tanımlamaktadır. Yeni bilginin alınma süreci, alınan bilginin işlenme süreci, bilginin uzun süreli bellekte depolanma süreci, depolanan bilgiyi geri getirme (hatırlama) sürecine odaklanmaktadır.
Bilgiyi işleme kuramı bilgi depoları, bilişsel süreçler ve biliş bilgisi olmak üzere üç temel öge içermektedir. Bilgi depoları; duyusal kayıt, kısa süreli bellek ve uzun süreli bellek olarak adlandırılan belleklerdir.
Duyusal kayıt bilgi işlemin ilk basamağını oluşturmaktadır. Duyu organları aracılığı ile alınan (görülen, duyulan, koklanan, hissedilen, vs.) uyarıcıların fark edilmesi duyusal kayıt alanında gerçekleşmektedir. Çevreden gelen uyarıcılar duyu organları yoluyla sinir sistemine girmektedir. Duyusal kayıt her duyu organı aracılığıyla gelen uyarıcılar için ayrı depoya sahiptir. Duyusal kayıttaki görsel bilgiler görsel kopyalar şeklinde, işitsel bilgiler de ses kalıpları şeklinde kodlanır.
Duyusal kayıt sınırsız kapasiteye sahiptir ancak alıcı kapasitesi sınırlıdır. Yani bilginin duyusal kayıtta kalış süresi oldukça sınırlıdır (1 -3 sn.). Bilginin duyusal kayıttan kısa süreli belleğe aktarılma sürecinde dikkat ve algı oldukça önemlidir. Sınırsız sayıda uyarıcı duyusal kayıta gelse de sadece dikkat edilen ve algılanan sınırlı sayıdaki bilgi kısa süreli belleğe aktarılmaktadır.
Duyu organları aracılığıyla duyusal kayıta gelen bilgilerden algılanan ve dikkat edilen bilgiler kısa süreli belleğe gelmektedir. Kısa süreli belleğin kapasitesi oldukça sınırlıdır. Kısa süreli belleğin kapasitesinin 7 ±2 (5-9) birim olduğu kabul edilmektedir. Kısa süreli belleğin bu sınırlılığı bilgilerin tekrar edilmesi, anlamlandırılması, örgütlenmesi yoluyla kapasitenin artırılması sağlanmaktadır. Bilginin kısa süreli bellekte kalış süresi yetişkin bir bireyde 20 -30 saniye olduğu düşünülmektedir. Bir yetişkin bilgiyi zihinsel tekrar yapmadığı takdirde en fazla 20 -30 saniye kısa süreli bellekte depolayabilmektedir. Bilgiler kısa süreli bellekte korunduğu takdirde davranışa dönüşür ya da uzun süreli belleğe aktarılır. Eğer korunmazsa bilgi unutulur.
Uzun süreli bellekte bilgiler çok uzun süre saklanabilmektedir. Kapasitesi sınırsızdır ve uzun süreli bellekteki bilgiler defalarca kullanılabilme özelliğine sahiptir. Buraya aktarılan bilgiler istenen miktarda ve uzunlukta depolanabilir.
Uzun süreli bellek: Anısal bellek, anlamsal bellek ve işlemsel bellek olmak üzere 3 kısma ayrılmaktadır. Anısal bellek kişisel yaşantıların depolandığı alandır. Başımızdan geçen olaylar, hissettiğimiz duygular bu bellekte depolanmaktadır. Anlamsal bellek ; olgular, kavramlar, tanımlar, genellemeler vb. tüm bilgilerin depolandığı alandır. İşlemsel bellek ; herhangi bir işlemin yapılışı ile ilgili bilgilerin, işlemlerin yer aldığı bellektir. Herhangi bir olay veya durum gerçekleştiğinde hangi davranışın sergileneceğini belirleyen kurallar bu alanda depolanmaktadır.
Bilişsel süreçler, bilginin duyusal kayıt, kısa süreli ve uzun süreli bellek arasında aktarılmasını sağlayan zihinsel etkinlikler bilişsel süreçler olarak adlandırılmaktadır. Bu zihinsel etkinliklerden bazıları duyusal kayıttan kısa süreli belleğe geçişte bazıları kısa süreli bellekten uzun süreli belleğe geçişte bazıları da uzun süreli bellekten kısa süreli belleğe geri getirmede kullanılmaktadır. Bilginin duyusal kayıttan kısa süreli belleğe aktarılmasında dikkat ve algılama , kısa süreli bellekte bilginin depolanabilmesi için tekrarlama ve gruplama işe koşulmaktadır. Kısa süreli bellekteki bir bilginin uzun süreli belleğe transfer edilmesi kodlama/anlamlandırma ile mümkün olmaktadır. Uzun süreli bellekten kısa süreli belleğe bilginin çağrılması için de geri getirme süreçleri (hatırlama, unutma) kullanılmaktadır. Bu bilişsel süreçler aşağıda sırasıyla anlatılmaktadır.
Bilgi işleme kuramının üçüncü bileşeni biliş bilgisi (yürütücü kontrol) ise, bilginin işlendiği zihinsel sürecin kontrol edilmesi ve düzenlenmesini sağlamaktadır.
Öğrencinin öğrenme sürecinde kendi öğrenmesini düzenlemesi ve etkin katılım sağlaması gerekliliği görüşü öğrenme stratejilerinin ön plana çıkmasını da beraberinde getirmiştir. Öğrenme stratejileri davranışçılıktan bilişselciliğe geçiş ile ön plana çıkmıştır. Öğrenme stratejileri bireyin kendi kendisine öğrenmesini kolaylaştıran yaklaşımlardan her biridir. Öğrenme stratejilerinin amacı, öğrenenin duyuşsal durumunu kontrol etmesi, yeni bilgiyi seçmesi, örgütlemesi ve bütünleştirmesini kolaylaştırmaktır. Öğrenme stratejileri sınıflandırmalarından günümüzde en çok kullanılanı Weinstein ve Mayer (1986) tarafından yapılan sınıflandırmadır. Weinstein ve Mayer (1986)’a göre öğrenme stratejileri 5'e ayrılmaktadır. Bunlar: Tekrar stratejileri, anlamlandırma stratejileri, örgütleme stratejileri, anlamayı artırma stratejileri ve duyuşsal stratejilerdir.
Tekrar stratejileri bilgiyi sesli olarak tekrar etme, yazıya aktarma, not alma ve bilgiyi içeren materyalin önemli kısımlarının altını çizmeyi kapsamaktadır .
Anlamlandırma stratejileri, elde edilen bilgiyi kendi cümleleriyle anlatma, özetleme, benzetim kurma, not alma ve sorular sorarak yanıtlamayı içermektedir. Anlamlandırma stratejilerinin etkili bir şekilde kullanılabilmesi için konuyla ilgili ön bilgilere sahip olunması gerekir.
Ana hatları çıkarma, bilgi şeması oluşturma, çizelgeleştirme en çok kullanılan örgütleme stratejileridir.
Anlamayı artırma stratejileri; öğrenme işleminin yönlendirilmesine dönük, anlamaya hazırlanma, anlamayı izleme ve anlamayı yönlendirme işlevlerini gerçekleştiren stratejilerdir.
Dikkati toplama, olumlu tutum geliştirme, güdülenme, kaygıyı azaltma (güven sağlama) duyuşsal stratejilerdir.