Medya Okuryazarlığı ve Toplum

Medya okuryazarlığı ve toplum ilişkisine yönelik hatalı ya da sınırlı tanımlamalardan kaçınmak gerekir. Sınırlı ya da hatalı tanımlamalar yapmamak için aşağıdaki temel kriterleri göz önünde bulundurmak gerekir: Medya okuryazarlığı sadece çocukları istenmeyen mesajlardan korumakla sınırlı değildir. Herhangi bir medyayı kapatsanız bile, bugünün medya kültüründen kaçamazsınız. Medya okuryazarlığı, medya ile ilgili gerçekleri veya istatistikleri ezberlemek değildir. Medya okuryazarlığı sadece medya metinlerinin doğru bir biçimde okunması ile sınırlı değildir.

Medyanın İşlevleri

Medyanın genel işlevleri “bilgi, eğitim, eğlence ve ikna”dır. Medyanın özel işlevleri ise “çevrenin gözetimi, yorum, bağlantı kurma ve sosyalleşme”dir. . İletişimin yoğunluğunun ve yaygınlığının artması ulusal ve uluslararası konularda coğrafi mesafenin kaldırılmasına yol açar.

Bilgi verme işlevi: Bilgi gönderme, paylaşma ve yayma, kitle iletişim araçlarının temel işlevidir. Medya, kitle izleyicisine çeşitli olay ve durumlar hakkında bilgi vermekte ve görüşler sunmaktadır.

Eğlence işlevi: Medyanın en belirgin, popüler ve sık kullanılan işlevi olarak görülmektedir. Bu işlev medyanın insanları rahatlatmaya yardımcı olma ve gündelik hayatın stresinden kaçma yolları oluşturma yeteneğini ifade eder.

İkna etme işlevi: Medyada görülen içerikler, toplumda belli konular üzerinde görüşler oluşturur ve insanların tercihlerini etkiler, tutumlarını değiştirir ve davranışlarını düzenler.

Gözlem işlevi: Medya, küresel ve yerel düzeyde gerçekleşen olayları gözetleyerek topluma bilgi sağlar. Medya haber verme sorumluluğunu üstlenir ve kriz zamanlarında yapılması gerekenler hakkında yönlendirmeler yaparak sosyal düzenin korunmasına yardımcı olur.

Yorum(lama) işlevi: Medya sadece gerçekleri ve verilere dayanan bilgileri sağlamaz, aynı zamanda olayların ve durumların açıklamalarını ve yorumlarını sunar. Medya, gerçeği açıklığa kavuşturmak için bilgileri birbirleriyle ilişkilendirir, onları yorumlar ve yorumlamalar sonucunda çeşitli açıklamalar sunar.

Sosyalleş(tir)me ya da kültürel aktarım işlevi: Bu işlev, medyanın, bir toplumda var olan çeşitli normları, kuralları ve değerleri öğretme ve bir nesilden diğerine aktarımını sağlama yeteneği anlamına gelir.

Medyanın Toplum Üzerindeki Etkileri

Medyanın günümüzde insanlara sunduğu kültürel temsiller bağlamında toplum bireyleri için rol model olduğu görülmektedir. Kültürel temsiller, içinde yaşanılan toplumsal dinamikler aracılığıyla insandan insana, toplumdan topluma içselleştirilerek gelecek kuşaklara aktarılmaktadır.

Kültür tarihinde hikâye anlatımı, insanı farklı sosyal ve politik konular hakkında eğiten önemli bir araç olmuştur. Televizyon dizileri, filmler, popüler yarışma ve diğer eğlence programları tarafından anlatılan hikâyelerin toplumsal etkileri ve sorunları bulunmaktadır.

Kapitalist eğlence anlayışı ise insanların kapitalist iş zamanının dışındaki zamanı “boş zaman” olarak kurgulayarak, pratiklerini ve tüketimini kendi belirlediği bir eğlence sunmaktadır. Bu kadar yoğun bir etkiye sahip olduğu iddia edilen medyanın ve sunduğu eğlence programlarının egemen ekonomi politik süreçlerden ve ideolojiden bağımsız bir biçimde ortaya çıktığını söylemek ise imkânsızdır.

Medya, Küreselleşme ve Kültür

Dünyanın küreselleşmesi, “daha fazla iş ve daha yüksek kar elde etmek için” uluslar üstü şirketler tarafından büyük miktarda yatırım yapılmasını teşvik etmektedir. Gündelik hayat Disneyleştirilmiştir. Medya aracılığıyla Amerikan kültürünün küreselleşmesini anlatmak üzere Disneyfication, McDonaldization ve Cocacolanization gibi kavramlar üretilmiştir.

Medya, kültürün küresel olarak üretilme, çoğaltılma ve yayılma şekli üzerinde benzeri görülmemiş bir etkiye neden oldu. Medya pazarlarının serbestleştirilmesi ve özelleştirilmesi ve yeni medya teknolojilerinin yaygınlaşması medya sahiplik yapılarında yoğunlaşmaya neden oldu..

Medya sahipliğinin yoğunlaşması küresel bir medya tekellerinin oluşmasının önünü açtı. Time -Warner -AOL, Disney, Rupert Murdoch ve Bill Gates gibi medya kurumları küreselleşmenin simgeleri haline geldi. Özellikle, CNN, BBC Dünyası, Euronews, Sky News ve Star News gibi küresel veya bölgesel erişime sahip uluslararası haber hizmetleri, Marshall McLuhan’ın “küresel köy”ünün taşıyıcıları olarak kabul edildi.

Uluslararası iletişimin işleyişine ilişkin en önemli sorun ya da eleştiri; uluslararası bilgi akış kanallarının dünya üzerinde dengesiz bir şekilde dağılmış olmasıdır.

Küreselleşme olgusuna getirilen en önemli eleştiri, küreselleşmenin egemen kültür ve beğenileri küresel düzeye taşıdığı ve yaygınlaştırdığı yönündedir. Bu durum yukarıda ifade edildiği üzere tek yönlü ya da tek boyutlu bir akışın varlığına işaret etmektedir. Tek yönlü bilgi akışı gelişmiş ülkelerden az gelişmiş ülkelere doğru işlemektedir. Tek yönlü enformasyon ve haber akışı egemen konumları hem oluşturmakta hem de giderek güçlendirmektedir. Ayrıca dünya üzerinde farklı kültür ve beğenilerin temsili yerine tek biçimli bir dünya algısını da oluşturduğu söylenebilir.