Davada Taraflar ve İlgililerin Rolleri

Davada tarafların rolleri usul hukuku bakımından büyük bir öneme sahiptir. Şöyle ki, dava sonunda verilen hüküm yalnızca o davanın tarafları bakımından kesin hüküm teşkil eder. İlaveten davanın tarafları, davanın seyri esnasında bir takım taraf usul işlemlerini de yerine getirmektedirler. Ayrıca dava sonunda yargılama giderleri de kural olarak haksız çıkan tarafa yükletilmektedir.

Müdahalenin etkisi, fer’i müdahil ile yanında davaya katıldığı taraf arasında daha sonra açılacak bir davada, ilk davada verilen hükmün etkisine ilişkindir. Fer’i müdahalenin etkisi, sadece fer’i müdahil ile yanında davaya katıldığı taraf arasında geçerlidir. Müdahalenin etkisi, ilk davada verilen hüküm ne olursa olsun, müdahilin hem lehine hem aleyhine işlerlik kazanır.,

Üçüncü bir kişinin görülmekte olan bir davanın her iki tarafını da davalı göstererek dava konusu üzerinde onlara nazaran daha üstün bir hakkı olduğu iddiası ile açtığı davaya asli müdahale denir.

Davaların aynı veya birbirine benzer sebeplerden doğması ya da biri hakkında verilecek hükmün diğerini etkileyecek nitelikte bulunması durumunda, davalar arasında bağlantı olduğu kabul edilir. Bu şekilde aralarında bağlantı bulunan davalar daha baştan birlikte açılabileceği gibi daha sonradan da birleştirilebilir. Birleştirilmiş bu davaların birlikte görülmesi yargılama faaliyetinin ilerlemesini zorlaştırıyorsa bu davaların ayrılması mümkündür.

Taraf ehliyeti, maddi hukuktaki hak ehliyetinin usul hukukundaki yansımasıdır. Dava ehliyeti, davayı yürütebilme ve usul işlemlerini yapabilme yeteneğidir. Dava ehliyeti, medeni hakları kullanma ehliyetine göre belirlenir. Bir davada hem taraf ehliyeti bulunması hem de dava ehliyeti bulunması birer dava şartıdır. Taraf ve dava ehliyetine sahip olmak için gerçek veya tüzel kişi olmak gerekir. Adi şirket ve miras şirketinin tüzel kişiliği bulunmadığından taraf ve dava ehliyetleri de yoktur.

Dava takip yetkisi ile taraf sıfatı kavramları birbirinden farklı kavramlardır. Sıfat, davanın tarafı ile dava konusu arasındaki ilişkiyi ifade eder. Oysa dava takip yetkisi bir usul hukuku müessesidir. Bu yetki şeklî taraf kuramının bir sonucudur. Bu farklılığa bağlı olarak, taraf sıfatının bulunmaması maddi hukuk bağlamında bir itiraz nedeni olarak ortaya çıkarken, dava takip yetkisinin bulunmaması usul hukuku bağlamında bir dava şartı eksikliği olarak ortaya çıkmaktadır.

Dava arkadaşlığı ya da bir başka deyişle sübjektif dava birleşmesi, birden fazla kişinin aynı taraf rolüne sahip olmak suretiyle davacı ya da davalı tarafta yer alması hâlidir. Bu durum maddi hukuktan kaynaklanabileceği gibi usul hukukundan da kaynaklanabilir. Bu durumda kaynaklandığı sebebe göre maddi dava arkadaşlığı ya da usuli dava arkadaşlığından söz edilir. Dava arkadaşlığı ya da sübjektif dava birleşmesi, mecburi dava arkadaşlığı veya ihtiyari dava arkadaşlığı şeklinde cereyan edebilir.

Usul hukukunda söz konusu olan taraf değişikliği, davanın taraflarına yeni kişilerin katılması ile gerçekleşen taraf katılımını değil, tarafların yerlerine yeni kişilerin katılmasını ve hükmün bu yeni taraflar hakkında verilmesini ifade etmektedir. Davada taraf değişikliği ancak karşı tarafın rızası ile mümkün olup davacı ya da davalı tarafta gerçekleşebilir.