Miras Hukukuna Giriş
Miras hukuku, gerçek kişinin ölümüyle sona ermeyen, intikal edebilir hak ve borçlarıyla diğer hukuki ilişkilerinin akıbetini düzenleyen kurallardan oluşur.
Miras hukukuna ilişkin temel kurallar ,Türk Medeni Kanunu’nun 3. kitabı’nda yer alır.
Miras Hukukunun Temel Kavramları
Miras
Miras, bir gerçek kişinin ölümüyle (veya gaipliğine karar verilmesiyle) mirasçılarına geçen özel hukuk ilişkilerinin tümüdür. Mirasa ,tereke adı da verilir.
Mirasbırakan
Mirasbırakan, ölümü ile kendisine ait özel hukuk ilişkilerinin hukuki akıbetinin düzenlendiği kişidir.
Mirasçı
Mirasçı, mirasbırakanın ölümü nedeniyle terekesi üzerinde külli halef sıfatıyla hak sahibi olan kişidir
Bir kişi kanun gereği mirasçı oluyorsa yasal mirasçı, mirasbırakanın arzusu gereği mirasçı oluyorsa atanmış mirasçıdır.
Mirasın Geçmesi
Mirasbırakanın ölümü ile (hukuki olay) terekede yer alan tüm haklar, borçlar ve diğer hukuki ilişkiler kendiliğinden mirasçılara geçer.
Miras Ortaklığı ve Mirasın Paylaşılması
Yasal veya atanmış tek bir mirasçının bulunduğu hâllerde ,külli halefiyet prensibine göre tereke ona geçer. Birden fazla mirasçının bulunduğu hâllerde ise tereke yine külli halefiyet prensibine göre bu mirasçıların oluşturduğu ve tüzel kişiliği olmayan miras ortaklığına geçer. Bu hâlde mirasçılar tereke üzerinde elbirliğiyle hak sahibi olurlar ve kural olarak terekede yer alan tüm haklar üzerinde birlikte tasarruf ederler. Mirasçılar , tereke borçlarından da müteselsilen sorumludurlar.
Tüzel kişiliği olmayan miras ortaklığı , mirasın paylaşılmasına kadar devam eder.
Mirasçılık Belgesi
Hem yasal hem de atanmış mirasçılar, mirasbırakanın ölümü ile tereke üzerinde hak sahibi olsalar da tereke üzerinde tasarrufta bulunabilmek için bu terekeye mirasçı olduklarını ispatlamaları gerekir . Bu amaçla sulh mahkemesinden veya noterden alınan belgeye mirasçılık belgesi veya veraset ilamı adı verilir.
Mirasçılık belgesi resmî bir belge olup, geçersizliği her zaman ileri sürülebilir .
Mirasın Reddi
Hem yasal hem de atanmış mirasçılar ,mirasbırakanın ölümü ile kanun gereği mirası kazansalar da mirası reddetme hakları da mevcuttur.
Hatta ölümü tarihinde mirasbırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise miras reddedilmiş sayılır .Mirasçıların iradesi dışında gerçekleşen bu durumu ifade etmek üzere hükmi ret terimi kullanılmaktadır. Bu durumda mirasçılar ,mirası kazanmak istiyorsa açıkça kabul beyanında bulunmaları gerekir.
Mirasçıların kendi iradeleriyle mirası reddetmeleri hâli ise gerçek ret olarak adlandırılmaktadır.
Terekenin Resmî Defterinin Tutulması
Mirası reddetmeye hakkı olan her mirasçı, terekenin resmî defterinin tutulmasını isteyebilir. Bu talep, mirası kabul veya red konusunda mirasçıların karar vermesine yardım eden bir yoldur. Zira bu şekilde tereke hakkında açık bir bilgi sahibi olabilmek mümkündür.
Mirasın reddi için söz konusu olan üç aylık sürenin ilk bir ayı içinde resmî defter tutulması istenebilir.
Terekenin Resmî Tasfiyesi
Her mirasçı, mirasçı ret veya resmî deftere göre kabul edeceği yerde terekenin resmî tasfiyesini isteyebilir.
Resmî tasfiye hâlinde mirasçılar, terekenin borçlarından sorumlu olmazlar.
Miras Sebebiyle İstihkak Davası
Yasal veya atanmış mirasçı, terekeyi veya bazı tereke mallarını elinde bulunduran kimseye karşı mirasçılıktaki üstün hakkını ileri sürerek miras sebebiyle istihkak davası açabilir.
Ölüme Bağlı Tasarruf
Ölüme bağlı tasarruf, bir kişinin ölümünden sonra hüküm doğurmak üzere meydana getirdiği, terekesinin geleceğine ilişkin olan veya terekesiyle ilgili olmayan emirlerini içeren hukuki işlemdir.
Ölüme bağlı tasarruf biri şeklî, diğeri maddi olmak üzere iki farklı anlamda kullanılmaktadır.
- Şeklî (geniş) anlamda ölüme bağlı tasarrufla, tasarrufa ilişkin iradenin bürünmesi gereken şekil ifade edilir.
- Maddi (dar) anlamda ölüme bağlı tasarruf ise kanunda öngörülen şekillere bürünmüş olan tasarrufun içeriğidir.