Geniş Anlamda Aile İlişkileri ve Vesayet

Geniş Anlamda Aile İlişkileri

Türk Medeni Kanunu’nun Aile Hukuku Kitabı’nın ikinci kısmı “Hısımlık” başlığını taşımaktadır. Bu kısmın ikinci bölümünde “Aile” başlığı altında nafaka yükümlülüğüne, ev düzenine ve aile mallarına ilişkin düzenlemeler yapılmıştır.

Nafaka Yükümlülüğü

Türk Medeni Kanunu’na göre herkes, yardım etmediği takdirde yoksulluğa düşecek olan alt soyu, üst soyu ve kardeşlerine nafaka vermekle yükümlüdür.

Bu nafaka, yardım nafakası olarak da adlandırılmaktadır.

Kardeşlerin yardım nafakası verme yükümlülükleri refah içinde olmaları koşuluna bağlıdır.

Kendisinden nafaka talep edilen kardeşin refah içinde olup olmadığını hâkim takdir eder. Genel olarak bir kimse geleceği için kaygı duymadan, toplumun lüks saydığı ihtiyaçları karşılayabiliyorsa refah içinde olduğu söylenebilir.

Ev Düzeni

Türk Medeni Kanunu’nda ev düzeni kavramıyla en geniş anlamda aile, yani birlikte aile hâlinde yaşayan ve aynı otoriteye tabi kişilerin meydana getirdikleri birlik ele alınmıştır.

Aile hâlinde yaşayan birden çok kimsenin oluşturduğu topluluğun kanuna, sözleşmeye veya örfe göre belirlenen bir ev başkanı varsa evi yönetme yetkisi ona aittir.

Ev başkanının evi yönetme yetkisi, kan veya kayın hısımlığı, işçilik, çıraklık veya benzeri sebeplerle ya da koruma ve gözetme ilişkisi içinde ev halkı olarak bir arada yaşayanların hepsini kapsar.

Ev başkanı, ev halkından olan küçüğün, kısıtlının, akıl hastalığı veya akıl zayıflığı bulunan kişinin verdiği zarardan, sorumludur.

Ev başkanının bu sorumluluğu ,bir kusursuz sorumluluk hâlidir.

Aile Malları

Türk Medeni Kanunu'nda aile malları başlığı altında aile vakfına, aile malları ortaklığına ve aile yurduna ilişkin düzenlemeler yapılsa da bunlar Türkiye'de pek fazla uygulaması olan kurumlar değildir.

Vesayet

Vesayet ,Aile Hukuku Kitabı'nın üçüncü kısmında ele alınmıştır.

Vesayet velisi bulunmayan küçükler ile mahkeme tarafından kısıtlanmasına karar verilen erginlerin korunmasına hizmet etmektedir.

Vesayeti Gerektiren Hâller

Velayet altında bulunmayan her küçük vesayet altına alınır .

Kısıtlılık, ergin bir kişinin Türk Medeni Kanunu’nda sınırlı bir biçimde belirtilen sebeplerden biriyle mahkeme kararıyla kısıtlanması hâlinde gündeme gelir.

Sınırlı sayıdaki kısıtlama sebepleri, akıl hastalığı, akıl zayıflığı, savurganlık, alkol veya uyuşturucu madde bağımlılığı, kötü yaşama tarzı, kötü yönetim, bir yıldan daha uzun süreli özgürlüğü bağlayıcı ceza ve ilginin isteğidir.

Vesayet Organları

Vesayet organları ,vesayet daireleri (sulh ve asliye hukuk mahkemeleri), vasi ve kayyımdır.

Vasi, vesayet altındaki kişinin mal varlığı ile ilgili tüm menfaatlerini korumak ve hukuki işlemlerinde onu temsil etmekle yükümlüdür.

Vasi, vesayet makamı tarafından atanır. Kural olarak tek bir kişi vasi olarak atanır .

Kayyım, bir başkasının belirli işleri görmek veya mal varlığını yönetmek için atanır .

Vasinin görev süresi kural olarak iki yıldır. Vesayet makamı, bu süreyi her defasında ikişer yıl uzatabilir. Dört yıl dolunca vasi, vasilikten kaçınma hakkını kullanabilir .

Vasi, görevini yerine getirirken iyi bir yönetimin gerektirdiği özeni göstermekle yükümlüdür.

Vasi, görevini yerine getirirken kusurlu davranışıyla vesayet altındaki kişiye verdiği zarardan sorumludur.

Vesayetin Sona Ermesi

Küçük üzerindeki vesayet, onun ergin olmasıyla kendiliğinden sona erer.

Özgürlüğü bağlayıcı cezaya mahkûmiyet sebebiyle kısıtlı bulunan kişi üzerindeki vesayet, hapis hâlinin sona ermesiyle kendiliğinden ortadan kalkar.

Diğer kısıtlılar üzerindeki vesayet ise yetkili vesayet makamının kararıyla sona erer.