Kişiliğin Başlangıcı ve Sona Ermesi
Genel Hatlarıyla Kişiler Hukuku
Kişi ve Kişilik Kavramı
Kişi Kavramı
Kişi bir hukuki kavramdır ve hukuk düzenince muhatap alınan, hak edinebilen ve borç altına da girebilen varlıkları ifade eder.
Kişilik Kavramı
Kişilik ise, kişinin ehliyetleri, kişilik alanına giren değerleri ve kişisel durumların toplamını anlatan bir kavramdır.
Gerçek ve Tüzel Kişiler
Hukukumuzda insanlar dışındaki bazı varlıklar da hukuki açıdan kişi sıfatını taşırlar. İnsanlara gerçek kişi denirken, bunlara tüzel kişi denmektedir.
Gerçek kişilerde kişilik, çocuğun sağ olarak tamamıyla doğduğu anda başlar ve ölümle sona erer.
Gerçek Kişiler
Kişiliğin Başlangıcı ve Sona Ermesi
Kişiliğin Doğumla Başlaması
Sağ olarak tamamıyla doğumdan kasıt, anasından ayrıldıktan sonra çocuğun bir an dahi olsa yaşamsal fonksiyonlarının devam etmiş olmasıdır. Ancak çocuk hak ehliyetini, sağ doğmak koşuluyla, ana rahmine düştüğü andan başlayarak elde eder. Ana rahmine düşmüş çocuk cenin olarak adlandırılır.
Kişiliğin ölümle sona ermesi
Ölümle kişilik sona erer.
Sağ Olmanın ve Ölümün İspatı
Nüfus Sicillerine Dayanarak İspat
Doğum ve ölüm, nüfus sicilindeki kayıtlarla ispat olunur. Kişinin cesedinin bulunamadığı durumlar için hukukumuzda ölüm karinesi ve gaiplik kurumu devreye girer.
Ölüm Karinesi
Ölüm karinesine göre bir kimse, ölümüne kesin gözle bakılmayı gerektiren durumlar içinde kaybolursa, cesedi bulunamamış olsa bile gerçekten ölmüş sayılır.Gaiplik
Gaiplik kararının verilmesiyle birlikte, hakkında gaiplik kararı verilmesi istenen kişi gaip konumuna geçer ve kişiliği son bulur. Gaiplik kararı ölüm tehlikesinin gerçekleştiği veya son haberin alındığı günden başlayarak hüküm doğurur.
Birlikte Ölüm Karinesi
Bunların dışında bir de birlikte ölüm karinesi vardır. Bu karineye göre, birden fazla kişiden hangisinin önce veya sonra öldüğü ispat edilemezse, hepsi aynı anda ölmüş sayılır. Bunun en önemli sonuçlarından biri, aynı anda ölmüş kişilerin birbirinin mirasçısı olamamasıdır.
Yerleşim Yeri
Kişiler hukukunun önemli bir kavramı da yerleşim yeridir. Yerleşim yeri bir kimsenin sürekli kalma niyetiyle oturduğu yerdir. Hukukumuzda kişilerin yerleşim yeri edinmesi zorunludur. Bu nedenle bir yerleşim yerinin değiştirilmesi yenisinin edinilmesine bağlıdır. Yerleşim yeri ile ilgili bir başka esas ise yerleşim yerinin tekliğidir. Bir kimsenin aynı zamanda birden çok yerleşim yeri olamaz. Velayet altında bulunan çocuğun yerleşim yeri, ana ve babasının yerleşim yeridir. Vesayet altındaki kişilerin yerleşim yeri ise bağlı oldukları vesayet makamının bulunduğu yerdir.