İyiniyet, Dürüstlük Kuralı ve Hakkın Kötüye Kullanılması Yasağı

Türk Medeni Kanunu’nun 2. maddesinde dürüstlük kuralı (ve hakkın kötüye kullanılması yasağı), 3. maddesinde ise, iyiniyet düzenlenmiştir.

Haklar bakımından çok önemli roller üstlenen bu iki kavramın temelinde de namuslu, doğru ve dürüst davranma fikri yatmaktadır.

İyiniyet

İyiniyet, somut olayın gerektirdiği tüm özenin gösterilmesine rağmen, bir hakkın kazanılmasına veya başka bir hukuki sonucun doğmasına engel olan bir sebebin varlığının bilinmemesi şeklinde tanımlanmaktadır.

İyiniyetin Rolü

İyiniyetin en önemli rolü, bir hakkın kazanılmasına ilişkin bir engelin varlığına rağmen, bu engeli bilmeyen, yani iyiniyetli olan kişinin bu hakkı kazanmasını sağlamaktır.

İyiniyetin hakkın kazanılmasını sağlama dışında oynadığı çeşitli roller de vardır. Örneğin, bazı şartlarla iyiniyet, evlenmenin mutlak butlanına karar verilmesine engel olabilir. İyiniyetin borçtan kurtarıcı bir rol oynadığı hâller de mevcuttur.

İyiniyetin ancak kanunun açıkça öngördüğü hâllerde koruyucu bir rol oynayabileceği unutulmamalıdır.

İyiniyetin İspatı

Kanunun iyiniyete bir sonuç bağladığı durumlarda aslolan iyiniyetin varlığıdır. Yani iyiniyetin koruyucu etkisinden yararlanacak olan kişi, iyiniyetli olduğunu ispat etmek zorunda değildir.

İyiniyetin Arandığı Kişi

İyiniyet, kural olarak kanunun koruduğu kişide aranır. Ancak korumadan yararlanması söz konusu olan kişi, işlemi bizzat değil de, temsilci aracılığıyla yapmışsa hem temsil edilenin hem de temsilcinin iyiniyetli olması gerekir.

İyiniyetin Arandığı An

İyiniyetin koruyucu etkisini gösterebilmesi için bazen belirli bir anda mevcut olması yeterliyken, bazen belirli bir süre boyunca devam etmesi gerekir.

Dürüstlük Kuralı

Dürüstlük kuralı, bir kişiden namuslu ve dürüst bir insan olarak beklenen davranışı ifade eder ve bir davranışın bu nitelikte olup olmadığı, toplumda egemen olan ahlaki ölçülere ve geçerli adetlere göre belirlenir.

Dürüstlük Kuralının Uygulama Alanı

TMK'da hakların kullanılmasında ve borçların ifasında dürüstlük kuralına uygun davranılması gerektiği açıkça ifade edilmiştir.

Bunun dışında kanun hükümlerinin yorumlanmasında, hukuki işlemlerin oluşması, yorumlanması ve tamamlanmasında ve bazı borçların doğumunda da dürüstlük kuralı önemli roller üstlenmektedir.

Hakkın Kötüye Kullanılması Yasağı

Bütün haklar, tanınmasındaki amaca uygun olarak kullanılmalıdır. Bir hakkın amacına aykırı bir biçimde kullanılması dürüstlük kuralı ile bağdaşmaz ve bu hak kötüye kullanılmış olur.

Bir hakkın kötüye kullanılıp kullanılmadığı her olayın kendi şartları çerçevesinde tayin edilmelidir.

Hakkın Kötüye Kullanılmasının Yaptırımı

TMK'ya göre bir hakkın açıkça kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumaz. Hakkın kötüye kullanılmasının hukuk düzenince korunmaması, kötüye kullanılan hakka dayanan talep ve savunmaların dikkate alınmaması anlamına gelir. Bu şekilde hakkını kötüye kullanan kişi elde etmek istediği menfaate ulaşamaz.

Bazen hakkın kötüye kullanılması fiili aynı zamanda bir haksız fiil niteliği de taşıyabilir. Bu durumda hakkın kötüye kullanılmasından zarar gören kişi, TBK m. 49/1’e göre tazminat talep edebilir.

Yine hakkını kötüye kullanan kişi, ahlaka aykırı bir fiille kasten başkasına zarar vermeye çalışıyorsa, verdiği zararı tazmin etmekle yükümlü olur (TBK m. 49/2).

Bazen de hakkını kötüye kullanan kişinin karşısındaki kişiye zararın önlenmesi ve zarar verici durumun giderilmesi davalarını açma hakkı tanınmıştır.