Vergi Hukukunun Kaynakları ve Yorumu

Zorunlu (Bağlayıcılığı Güçlü) Kaynaklar

Anayasa : Bir devlette Anayasa, diğer yazılı hukuk düzeninin temeli ve bunların kaynağı sayılır. Bu niteliği ile hiyerarşik olarak onların üstünde yer alır.

Yasa : Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin ancak kanunla konulması, değiştirilmesi veya kaldırılmasına vergi hukukunda kanunilik (yasallık) ilkesi denir.

Uluslararası vergi anlaşmaları : Anayasa gereğince usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası anlaşmalar kanun hükmünde olduğundan uluslararası anlaşmalar vergi hukuku yönünden asli (bağlayıcı) kaynak niteliği taşır.

Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK): Anayasa’nın 121. ve 122. Maddelerine göre olağanüstü hâl, sıkıyönetim, seferberlik ve savaş hâllerinde vergi ile ilgili KHK düzenlenmesi mümkündür ve bu hâllerde bağlayıcılığı söz konusudur.

Bakanlar Kurulu kararları: 1982 Anayasası 'nın 73. maddesinin 4. fıkrasında “Vergi, resim, harç ve benzeri mali yükümlülüklerin muaflık, istisnalar ve indirimleriyle oranlarına ilişkin hükümlerinde kanunun belirttiği yukarı ve aşağı sınırlar içinde değişiklik yapmak” yetkisi Bakanlar Kuruluna verilmiştir.

Yürütme Organının Düzenleyici Kararları

Kanun koyucu, bazı vergi kanunlarının uygulamasında, mükelleflerin ve idarenin uyması gereken kurallar koyma ve düzenleme yapma yetkisini bakanlığa tanımıştır.

Anayasa Mahkemesi Kararları: Bu istisnai durumlar dışında Anayasa Mahkemesi'nin kararları, vergi hukukunun önemli ve asli kaynaklarından birini meydana getirir.

İçtihatları Birleştirme Kurulu Kararları: İçtihatları birleştirme kararları, yargılama süreci bitmemiş uyuşmazlıklar ile henüz işlem tesis edilmemiş idari olaylar üzerinde etkili olabilmektedir.

Tüzükler: Vergi kanunlarında ayrıntılı olarak düzenlenmemiş olan konularda boşlukları dolduran ve uygulamanın nasıl yürütüleceğini belirten kurallar derlemesidir.

Yardımcı Kaynaklar

Yönetmelikler : “Başbakanlık, bakanlıklar ve kamu tüzel kişileri, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla yönetmelikler çıkarabilirler.

Yorumlayıcı Genel Tebliğler

Genel Tebliğler ilgili idarenin kanunlar hakkındaki yorumunun açıklanmasından ibarettir. Oldukça sık başvurulan bir yoldur. Bu tür genel tebliğlerin bağlayıcı bir niteliği bulunmamaktadır.

Özelgeler (Muktezalar) –Sirküler: Özelgeler, mükellefler açısından bağlayıcı bir nitelik taşımazken ceza uygulaması açısından idare için bağlayıcıdır.

Sirküler, vergi hukukunda belli bir konuda çok sayıda mükellefi ilgilendiren konularda, uygulamanın nasıl yapılacağı konusunda, yapılan yazılı başvurular üzerine, Maliye Bakanlığınca yayımlanan yazılardır.

Diğer Yargı Kararları

Verilen bir kararın benzer durumda ilişki içinde bulunan başka taraflar arasındaki ilişkilere uygulanması zorunludur diye bir düzenleme bulunmadığı anlamına gelmektedir.

Bilimsel öğreti (Doktrin): Konuyla ilgili kişilerin çeşitli vergi sorunları hakkında ortaya koydukları yorum ve düşüncelerini kapsamaktadır.

Örf ve âdetler: Örf ve âdetlere eğer kanunlarda açıkça göndermeler varsa bu durumda bağlayıcı niteliklere sahip olurlar.

Vergi Sınıflandırılması

Vergi Kanunlarının Yer Bakımından Uygulanması

Vergi kanunlarının mülkiliği ilkesine göre, bir devletin egemenlik hakkına dayanarak çıkardığı vergi kanunlarını egemenliği altında bulunan topraklarda yaşayan herkese uygulayabilir. Ancak bir devlet kaynak ilkesi yerine uyrukluk (tabiyet) veya ikameti ölçü almışsa o zaman mülkilik ilkesi değil şahsilik ilkesi kabul edilmiş olunur.

Vergi Kanunlarının Zaman Bakımından Uygulanması

Vergi kanunları genellikle yürürlüğe girdikleri tarihten sonraki olay ve işlemlere uygulanır. Bu durum “verginin belirliliği” ilkesinin bir gereğidir. Bu ilkenin bir sonucu olarak da vergi yasalarının genellikle geçmişe etkili bir şekilde uygulanması istenmez.

Vergi Kanunlarının Anlam Bakımından Uygulanması (Yorum)

Hukuki Açıdan Yorumun Anlamı: Hukuki yorum genel yorumun bir türüdür. Geniş anlamda yorum, “anlama” manasına gelir. Bu anlamda yorum, dilde kullanılan bir ifadenin kavranmasıdır.

Vergilendirme İşlemlerinde Yorum Çeşitleri ve Yöntemleri

Yorum Çeşitleri

Yasama yorumu: Kanun koyucu tarafından yapılan yoruma yasama yorumu denir.

İdari yorum: İdari yorum, vergi idaresinin vergi kanunlarını anlayış ve uygulayış biçimi ile ilgilidir.

Yargısal yorum: Vergi yargısı yorumunda Anayasa, uluslararası antlaşma, Anayasa Mahkemesi Kararları, kanun, kanun hükmünde kararname, tüzük, yönetmelik, içtihadı birleştirme kararı ve düzenleyici genel tebliğleri esas alır ve yargı kararı olarak ortaya çıkar.

Bilimsel yorum: Bilimsel yorum, kanun kurallarının bilim adamları tarafından yorumlanmasıdır.

Yorum Yöntemleri

Deyimsel (Lafzi) yorum yöntemi: Deyimsel yorum yönteminde kanun hükmünde yer alan sözcüklerin, deyimlerin ve ifadelerin dilbilgisi kuralları yönünden cümle yapısı içindeki anlamları araştırılır.

Amaçsal (Gai) yorum yöntemi: Kanunun değişen ekonomik ve sosyal koşullar altında kazandığı objektif anlam üzerinde durulmalıdır.

Sistematik yorum yöntemi: Bir kanun hükmünün anlamı belirlenirken bu hükmün kanunun yapısı içerisindeki yeri, diğer mevzuat hükümleri ile olan bağlantısı ve ilişkisi araştırılır.

Tarihsel (Sübjektif) yorum yöntemi: Bir yasa hükmü yorumlanırken, kanun koyucunun kanunun yapıldığı andaki iradesi ve amacı araştırılır.

Vergi Hukukunda Kıyas Yasağı ve Tipleştirme

Vergi hukukunda kıyas ancak kanunun açıkça öngördüğü durumlarda olanaklıdır. Hukukta somut maddi olayın (küçük önerme) soyut hukuk kuralına (büyük önerme) uygun olmasına tipiklik denir. Vergi hukukunda tipleştirme, yasa koyucunun vergiye ilişkin genel soyut kurallar koymasıdır.

Vergi Hukukunda İdarenin Takdir Yetkisi

Vergi idaresinin takdir yetkisi, ancak sınırlı hâllerde söz konusu olabilir. “Verginin yasallığı” ilkesinin bir gereği olarak, idarenin vergilemeye ilişkin işlemlerinin bütünüyle kanunlarda belirtilmesi gerekir.

Vergi Hukukunda Hakimin Hukuk Yaratması İlkesi

Verginin yasallığı ilkesinin bir sonucu olarak, ceza hukukunda olduğu gibi, vergi hukukunda da hâkimin hukuk yaratma yetkisi yoktur.

Vergi Hukukunda İspat ve Delil

İspat, maddi bir olayın ortaya çıkartılmasıdır. Vergi hukuku ise hem verginin esasında hem de ceza uygulamasında çeşitli karinelerden istifade edebilmektedir.

İspat açısından yükümlüler nezdinde oluşan deliller, bildirim ve beyannameler, defter, kayıt ve Belgeler, karineler ve özel sözleşmelerden oluşmaktadır.