Lojistiğin Tanımlanması ve Tarihçesi

Lojistiğin Tanımı

Kelime Anlamı ve Kökeni

Esasında askerî bir kavram olan lojistik kelimesinin kökeninde mantık, hesaplama, istatistik ve askerleri barındırma gibi anlamlar vardır.

Modern Anlamda Lojistik

Lojistik genel olarak ürün ve hizmetlerin üretildikleri noktadan tüketiciye kadar akışının müşteri ihtiyaçlarına uygun olarak planlanması ve kontrol edilmesi süreçlerini içermektedir.

Lojistik, “Ürünün hammadde aşamasından müşteriye ulaştırılmasına kadar geçen sürecin müşteri ihtiyaçlarını karşılamak üzere ürün, hizmet ve bunlarla ilişkili bilginin orijin noktasından tüketim noktasına doğru etkili ve verimli bir şekilde akışını ve stoklanmasını planlayan, uygulayan ve kontrol eden parçasıdır.”

Lojistiğin gelişimi askerî ve işletme lojistiği olarak iki ana safhada incelenecektir.

Askerî Lojistik

Lojistik kavramı askeriyede ortaya çıkmış ve olgunlaşmış bir kavramdır. Savaşlar, büyük kitlelerin tüm ihtiyaç duyulan malzemeler ile birlikte organize ve sistematik olarak belirli bir disiplin altında savaş meydanına veya hedefe doğru taşınması ihtiyacını doğurmuştur.

Antik Yunan ve Roma İmparatorluğu ordularında, kaynakların tedariki ve dağıtımından sorumlu “logistikas” adı verilen askerî görevliler bulunurdu.

Osmanlı İmparatorluğu’nda ise lojistik faaliyetler “menzil teşkilatı” olarak adlandırılırdı.

II. Dünya Savaşı, hem askerî hem de işletme lojistiği açısından önemli bir kırılma noktası olmuştur. Savaş sonucunda lojistik kavramı daha da gelişmiş ve arıtılmıştır.

II. Dünya Savaşı, teknolojik gelişmelerin kullanıldığı bir saha olmuştur. Savaş sırasında geliştirilen teknolojiler, günümüzde işletmeler tarafından kullanılmaktadır.

İşletme Lojistiği

II. Dünya Savaşı’nın ardından dünya bir toparlanma sürecine girmiştir. Bu dönemde savaş nedeniyle bastırılan talepler ön plana çıkış ve üretim hacmi hızla artış göstermiştir.

II. Dünya Savaşı’nın lojistik faaliyetleri, bugün kullanılan modern lojistik kavramlarının ilk uygulamalarını oluşturmuştur.

1900’lerin ilk yıllarında lojistik, tarım ürünlerinin en uygun şekilde dağıtımı amacıyla kullanılmıştır.

1950 Öncesi

1950’lere ekonomi genel olarak satış ve üretime odaklanmıştır. Pazar talebinin ürün arzından daha fazla olduğu bu dönemde işletmeler, ürettikleri her ürünü yüksek karlarla satabilmekteydiler. Bu şartlar altında, ürünlerin fiziksel dağıtımında verimsizlikler olsa dahi, bu verimsizlikler yüksek kârlar ve iyi ekonomik koşullar ile telafi edilebilmekte idi. Dolayısıyla bu dönemde lojistik stratejik bir araç olarak görülmemiştir.

1950-1970 Arası

1960’lardan sonra ise arz fazlasının yaşandığı ve rekabetin yoğunlaşmaya başladığı dönemde firmalar üzerindeki maliyet baskısı da artmaya başlamıştır.

Lojistik maliyetler sektörden sektöre farklılık göstermekle beraber toplam maliyetler içinde önemli bir yer tutar. Dolayısıyla lojistik sistemde yapılacak bir iyileştirme, işletmenin maliyetlerini önemli ölçüde düşürebilir.

1950 öncesi dönemde dağıtımla ilgili verimsizlikler dikkate alınmazken, rekabet baskısının bu dönemde artmasıyla birlikte işletmeler lojistik sistemin daha verimli işletilmesi ve lojistik maliyetlerin düşürülmesi amacıyla çalışmalar yapmıştır.

Rekabetin artması, ürün çeşitliliğini de artırmıştır. Ürün çeşitliliğinin artması, daha farklı depolama koşulları, taşımacılık şekilleri, daha ileri envanter yönetimi teknikleri, daha karmaşık talep tahmin modelleri, paketleme yöntemleri ve birçok farklı ürünün konsolide edilerek taşınması gibi farklı uygulamalar gerektirmektedir.

Günümüzde işletmeler envanter bulundurmayı bir maliyet unsuru olarak görmekte ve envanteri başka birimlere aktarmanın yolunu aramaktadırlar. Dolayısıyla, envanterlerin tedarik zinciri içerisinde uygun şekillerde saklanması ve ihtiyaç anında tedarik zinciri üyelerine dağıtılması gerekmektedir. Bu gereklilik, tam zamanında üretim (JIT) gibi ileri uygulamaların ortaya çıkmasına yol açmıştır.

Askerî lojistik tecrübesi, işletmelerin bu dönemde lojistik uygulamaları kabullenmesini kolaylaştırmıştır.

1970 Sonrası

1970’lere girildiğinde işletme lojistiği, yarı olgunlaşma dönemindeydi.

Bu yıllarda lojistik alanında ciddi akademik çalışmalar yapılmıştır. 1970’lerde ve 1980’lerde de analitik taşımacılık modelleri ve depolama problemleri üzerinde çalışılmalar yapılmıştır.

Bu dönemde ortaya çıkan bazı gelişmeler lojistiğin önemini artırmıştır. 1970’ler boyunca artan faiz oranları ve enerji maliyetleri (özellikle de petrol fiyatlarındaki artışlar), lojistiğin önemli bir maliyet unsuru olarak görülmesine neden olmuştur. Ayrıca uluslararası ticaretin artması lojistiğin önemini artırırken bilişim sistemlerindeki gelişmeler de bu artışa yardımcı olmuştur.

Ticaretin küreselleşmesi, hammadde ve malzemelerin dünyanın değişik bölgelerinden tedarik edilmesini ve üretilen nihai ürünlerin dünyanın dört bir yanına dağıtılması gerekliliğini doğurmuştur.

Gelişen bilişim sistemleri ve teknolojileri, özellikle 1980’lerden sonra lojistik sürecin tarafları arasındaki veri değiş-tokuşunu kolaylaştırmakta ve hızlandırmakta, lojistik sürecin daha hızlı ve güvenilir bir şekilde dizaynını, planlanmasını ve işletilmesini sağlamakta ve araçların, araç sürücülerinin ve ürünlerin takibine imkân vermektedir.

Lojistiğin Geleceği

Standart lojistik hizmetlerinin yanı sıra özellikle de hizmet sektöründeki lojistik faaliyetlerin ve müşterilerin farklı taleplerini karşılayan sıra dışı (ileri) lojistik faaliyetlerin önem kazanacağı düşünülmektedir.

Toplam maliyetinin ve katma değerinin büyük çoğunluğunu hizmetlerin oluşturduğu otel, banka ve hastane gibi işletmelere “hizmet işletmesi” denir.

Günümüzde hizmet sektörü hızlı bir gelişme göstermektedir. Bu gelişmeye paralel olarak, lojistik işletmeleri de gelecek yıllarda daha çok hizmet işletmelerine fırsatlar sunacaktır.

Müşteri taleplerinin ve ihtiyaçlarının gittikçe özelleşmesi, farklı iş alanlarının ortaya çıkmasına neden olmakta ve uzmanlık gerektiren lojistik hizmetleri gerektirmektedir. Bu durum, lojistik işletmelerinin daha küçük ve sınırlı alanlarda uzmanlaşmalarını gerektirmektedir.

İlerleyen yıllarda, müşteri talepleri derinleştikçe ve teknolojik imkânlar el verdikçe özel uzmanlık gerektiren lojistik işletmelerinin ve hizmetlerinin sayısı da artacaktır.