Küreselleşme ve Medya

Küreselleşme Kavramı

Kanadalı iletişim bilimci Marshall Mcluhan tarafından ortaya atılan “Küresel Köy” metaforu elektronik iletişimin yaygınlık kazanmasıyla geçerliliğini oldukça erken ispat etmiştir. ‘Küreselleşme’ olarak anılan bu yeni süreç dünyayı bir köy görünümüne yerleştiren oldukça köklü değişikliklerin de önünü açmıştır. Dünya toplumlarının birbirine yakınlaşarak, ekonomik, siyasal, sosyal ve kültürel yönden birbirleri ile bütünleşmelerine sebep olmuştur. Küreselleşmenin medya ve medyanın da küreselleşme üzerindeki etkileri, bu sürecin toplumsal yaşamdaki izdüşümleri ile konunun iletişim bilimleri alanında da tartışılması ve çalışmalar yapılması gerekliliğini gün yüzüne çıkarmıştır.

Medyanın Küreselleşmesi

Küreselleşme; hem dünyanın küçülmesini simgeler hem de bir bütün olarak dünya bilincinin güçlenmesini ifade eder.

Küreselleşme sürecinin başlangıcı 16.yüzyıla kadar gitmekle birlikte, akademik çevrelerde kavramın kullanımı 1980’lerde bilgi ve iletişim teknolojilerindeki gelişmelere bağlı işletme ve finans alanlarında kendini göstermiştir. 1990’lardan sonra ise sosyoloji, kültür, medya gibi sosyal bilimlere ait birçok disiplinin de bu kavramı kullanmaya başladığı görülmüştür. Bu noktadan hareketle küreselleşmenin temel boyutları, ekonomik,teknolojik, siyasi ve sosyo kültürel olarak değerlendirilmektedir.

Küresel Sistemin Boyutları

Medya, haber alma ihtiyacı sonucunda ortaya atılıp geliştirilmiş bir kavramdır. Haber alma ihtiyacının karşılanması için gazete, radyo, televizyon, internet gibi kitle iletişim araçlarının tümüne verilen genel addır.

Medyanın küreselleşmesi, medya şirketlerinin sahipliğinde ve piyasa kontrolünde küresel olan medya aktörlerinin ortaya çıkmasını sağlayan ve yeniden yapılanarak, internet, cep telefonu ve yeni iletişim teknolojilerinin geliştirilmesini, bilgisayarlar ve medya arasında giderek artan yasal ve siyasal kararların verildiği ölçeklerin yeniden düzenlenmesinin dahil edildiği kümeyi ifade eder.

Kitle Kültürü ve Kültür Endüstrisi

Kitle kültürü; kentleşme ve modernleşme süreçlerine bağlı olarak gelişmekte olan kitle toplumlarına özgü, endüstriyel ortamlarda üretilmiş olan ve tek tip kolay tüketilebilen, sürekli ve yeni kalması özelliği beklenen, tüketene geçici tatminler sağlayan ve kitle iletişim araçlarınca biçimlendirilen kültürdür. Kültür endüstrisi ise; kültürel ürünlerin seri, tek tip ve hızlı bir şekilde üretilerek yayılmasıdır.

İletişimin Küreselleşmesi

İletişimin küreselleşmesindeki en önemli kırılım, mesajların elektromanyetik dalgalar üzerinden iletilmesini olanaklı kılan yeni teknolojilerin geliştirilmesidir.1980’li yıllardan itibaren iletişim sektöründe yaşanmaya baş lanan deregülasyon ve özelleştirme işlemleri ile medyanın küreselleşmesinde ikinci bir hızlanma gerçekleşmiştir.

Medyanın Küreselleşmesi

Medyanın küreselleşmesiyle kurulan yeni medya düzeninin yerel kültürel öğeleri etkilediği ve bağımsız bir kültür üretimini zorlaştırıp yerel ve ulusal kültür için bir tehdit oluşturduğu ifade edilmektedir.

Küreselleşme ve Medya

Medyanın bu değişen düzeni yerel kültürleri zenginleştirmek yerine daha da zayıflamasına yol açan süreci beraberinde getirmiştir. Çünkü modernleşme yönlü bir iletişim ağı yerine hazır içerikler kültürlerin de olumsuz etkilenmelerine sebep olmuştur. Kitleler bilinçlendirilmek yerine belli bir standarda alıştırılmaya başlanmıştır.

Frankfurt Okulu da, medyadaki sahiplik yapılarını ve ona bağlı oluşturulan haber ve içeriklerin belli görüşlerin tek düze fikirlerine dayanmasını eleştirmiş ve kitlelerin de bu olumsuzluktan nasibini aldığını iddia etmiştir.