Sanat: Sanatın Üretimi ve Tüketimi

Sanatsal üretim, görsel sanatlar, edebî sanatlar ve gösteri sanatları olmak üzere başlıca üç başlık altında toplanabilir.

Her ne kadar sanatsal ürünler, "dahi" sanatçıların bireysel üretimleri gibi görülmekte ve kutsanmaktaysa da tüm bu sanatsal alanların üretim ve tüketim süreçlerinde, kolektiflik, işlevsellik gibi özellikler bulunmaktadır. Sanat yapıtı, sadece birden fazla sanatçı tarafından üretildiği için değil, küratörler, eleştirmenler, yayıncılar gibi çok sayıda aktörün katıldığı bir süreç sonunda alımlayıcıya sunulduğu için kolektif bir ürün olma özelliği gösterir. Alımlayıcı da bu kolektif sürecin doğrudan bir öznesidir.

Sanat üretimi her dönemde ve her toplumda egemen sınıfların patronajı (himayesi altında) gerçekleşmiştir. Sanata destek veren sınıflar ve kurumlar değişmekteyse de himaye sağlayan egemen sınıfın değerler sistemi sanatçının tercihlerini doğrudan ya da dolaylı olarak yönlendirir; sanatçının bu sınıfların temsil ettiği değerler sisteminin dışında hareket etmesi güçtür. Bu nedenle sanat ürününün üretim ve alımlama süreçleri çağlar boyunca tarihsel ve toplumsal süreçlerden bağımsız düşünülemez. 19. yüzyıla kadar sanat üretimine hamilik eden aristokrasi 19. yüzyılda yerini burjuva sınıfına bırakmıştır. Günümüzde ise başlıca sanat destekçileri modern devletler ve çokuluslu şirketlerdir.

20. yüzyılda popüler kültür ürünlerine yönelik iki temel bakış açısından söz edilebilir. Frankfurt Okulu'nun temsil ettiği bir görüş, kitlelerin standartlaşmış ürünlerle edilginleştirildiğini ileri sürerken, Kültürel Çalışmalar Ekolü ile özdeşleşen bir diğer görüş, alımlayıcının ürün üzerinde bir denetime sahip olduğunu savunur. Yeni medya, özellikle internet teknolojisi, sanat üretimi ve tüketimi için denetimden görece bağımsız bir ortamı mümkün kılar. İnternetin sunduğu yeni imkân ve yöntemler, piyasa ilişkilerine dâhil olmaksızın sanatsal üretim yapmaya imkân tanır. Ancak internet özgürleştirici olduğu kadar denetime açık bir mecradır ve toplumun her kesiminin internetin sunduğu imkânlara eşit şekilde erişimi bulunmamaktadır.

Sanat: Sanatın Üretimi ve Tüketimi Ünitesinde Ele Alınan Temel Kavramlar

Görsel Sanatlar: Sanat ürünlerinin sınıflandırılmasında resim, mimari, heykel, yerleştirme ve video-art gibi sanatsal alanları kapsayan kategori.

Edebî Sanatlar: Sanat ürünlerinin sınıflandırılmasında sözlü ve yazılı edebî türleri kapsayan kategori.

Gösteri Sanatları: Sanat ürünlerinin sınıflandırılmasında müzik, opera, bale, tiyatro gibi türleri kapsayan kategori. Bir görüşe göre sinema da gösteri sanatları arasında yer almaktadır. Diğer adıyla performans sanatları.

Patronaj: Sanat hamiliği, destekçiliği; mesenlik.

Alt Kültür Grupları: Egemen kültür içinde, bazı genel kültürel normlara uyum göstermekle birlikte, kendilerine özgü davranış kalıpları geliştiren gruplar.

Küreselleşme: 1970 sonrası küreselleşen finans piyasasının çokuluslu şirketleri ve ulusötesi kurumları beraberinde getirmesine, hızla gelişen teknolojiye ve giderek artan insan hareketliliğine bağlı olarak her türlü meta, değer ve sembolün dolaşımını tanımlayan kavram.

Dünya Müziği: Yerel müziksel ögelerin küresel müzik piyasasına hâkim olan Batılı teknik ve/veya altyapıyla harmanlanmasına ve yine dünya çapında müzik piyasasına sokulmasına işaret eden piyasa kategorisi.

Kültür Endüstrisi: Theodor Adorno ve Max Horkheimer, geliştirdikleri kültür endüstrisi kuramı ile kapitalist üretim ilişkilerinin, kültürü bir endüstri, kültür ürünlerini ise meta haline getirdiğini öne sürerler.

Hegemonya: İtalyan düşünür A. Gramsci’nin ortaya koyduğu kavram. Kapitalizmin gücünü yalnızca ekonomik etkinlikten almadığına, eğitim ve kültürün de içinde bulunduğu bir dizi toplumsal pratiğin, burjuva değerlerin sorgulanmaksızın kabul görmesini sağladığına işaret eder.

Kültürel Çalışmalar Ekolü: 1960’lı yıllarda popüler kültür çalışmalarında etkili olmuş, kültürü dinamik bir çatışma alanı olarak tanımlayan; kültürün yalnızca ekonomik altyapı tarafından belirlenmediğini, aynı zamanda alımlayıcılar tarafından şekillendirildiğini ileri süren ekol.