Kriz Süreci ve Aşamaları

Kriz Süreci

Kurumlarda kriz sürecinin başlangıç noktası, değişen ve gelişen koşullara ayak uyduramamaktan kaynaklanmaktadır. Bununla beraber kurumların dışındaki kontrol edilemeyen değişkenler de önemli rol oynar. Aynı zamanda kontrol edilemeyen değişkenlerin değişim hızı krizden etkilenme oranını ortaya koymaktadır. Bu aşamada kurumun olanakları ve finansal gücü de önemli bir faktör olarak kendini göstermektedir. Kriz kurumun olağan düzenini ve sistemini istenmeyen şekilde, olumsuz olarak etkilemektedir. Beklenmeyen ve planlanmamış bir olaylar dizisidir. Hedefleri, amaçları ve varlığı tehdit eder. Karar mekanizmalarını etkinsiz hâle getirir ve panik oluşturur. Kurum için gerilimli bir durumdur. Fakat aynı zamanda bazı kurumlar için de fırsat olanakları sunan bir durum olabilir. Gerçekte her kurumun beklenmedik zamanlarda karşılaşma olanağı olan bir durumdur. Tüm bu olumsuzluklara rağmen, kriz zaman zaman ayak seslerinin duyulabildiği tahmin edilebilir bir durum olabilir. Bu nedenle yönetilebilir bir olgu özelliğini de ortaya koymaktadır. Kurumlar için krizin yönetilebilir olması, tüm olumsuzlukları yanında olumlu tarafıdır. Kurumların temel hedefi olası bir kriz durumunda, krizin en az zararla atlatılabilmesidir. Bu nedenle önce krize neden olan asıl problemleri tespit etmek gerekir. Kriz yönetiminde esas olan, krize en hızlı şekilde müdahale edebilmektir. Aynı zamanda tüm stratejileri doğru olarak belirleyebilmektir. Krizler iyi yönetilirse bir fırsattır.

Krizin Gelişim Dönemi

Kriz ani olarak gelişen bir durumdur. Doğal afetler oluşan krizlerin birçoğu oluşum sürecinde bazı sinyaller sunar. Kurumlar için en önemli tehlike muhtemel krizin yaklaşan ayak seslerini dikkate almamaktır. Kurumlar krizin belirtilerini veya sinyallerini duymamazlıktan geldiklerinde meydana gelecek bir olası krizin olumsuz etkilerini daha şiddetli hâle getirmiş olurlar. Bu nedenle krizin oluşurken meydana getirdiği aşamaları iyi analiz etmek gerekir. Kriz oluşurken veya gelişim dönemindeyken şu aşamalardan geçer.

Körlük

Körlük aşamasında kurum yöneticileri, kurumun çevresinde oluşan ve aynı zamanda kurumu tehdit eden, potansiyel kriz belirtilerini sezebilirler. Ancak krizi teşhis etme ve tanımlamada yetersiz kalırlar. Kurumlarda kriz öncesi dönemde finansal açıdan bir sorun yoktur. Sistem iyi bir şekilde ve istenen düzeyde çalışmaktadır. Bu durum kurumları bazen yanıltabilir. Kriz riski göz ardı edilebilir.

Eyleme Geçememe

Kurumlar çevrelerinde oluşan riskler karşısında gereken hareket tarzını ihmal edebilirler. Şüphesiz dış çevrede gelişen hızlı değişimler zaman zaman bazı belirsizlikleri beraberinde getirebilir. Her ne şekilde olursa olsun, kurum yöneticileri oluşan ve potansiyel bir krizi beraberinde getirme tehlikesi olan tüm oluşumları yakından takip etmelidirler. Kurum yöneticileri için esas tehlike, bu değişim ve gelişmelerin kurum üzerinde oluşturacağı olumlu ve olumsuz etki ve sonuçlara ilişkin, meydana gelme ihtimali olan bir krize karşı herhangi bir önlem almamalarıdır.

Yanlış Karar ve Faaliyetler

Kurumlarda körlük ve atalet ya da eyleme geçememe sonucu, muhtemel olan kriz kendini göstermeye başlar ve zamanla derinleşir. Krizin derinleşmeye başlaması kurumlarda şahsi duyguların ve yorumların ön plana çıkmasına neden olur. Kurumsal otorite kaybolmaya başlar. Hiyerarşik kademede yer alan tüm iş görenler kendi duygularına ve düşüncelerine göre hareket etmeye başlar. Herkes en iyi bildiği veya kendisinin uygun gördüğü işlere yönelir. Tüm çalışanlar farklı öngörü ve yorumda bulunmaya başlar. Kurumda bir belirsizlik baş gösterir. Bu belirsizliklerin ortadan kaldırılması için gereken ortak bir strateji geliştirilmesi zorlaşır.

Kriz Dönemi

Krizin ortaya çıkışıyla birlikte kurumların maruz kalacağı tüm problemler maksimum düzeye ulaşacaktır. Bu noktada stres ve gerilim yükselecektir. Diğer adıyla kronik dönem olarak adlandırılan bu dönem, krizin ikinci aşamasını oluşturur. Başarılı bir kriz yönetimi kronik dönemin süresini kısaltabilir. Bu dönemde gerçekleştirilecek olan etkin bir kriz süreç yönetimi krizin daha çabuk biçimde sonlanmasına yardımcı olacaktır. Kurumlar krizin sinyallerini algılayıp, yorumlanıp, değerlendirilmemişse ve gerekli önlemleri almamışsa örgütün kriz dönemine girmesi kaçınılmazdır. Bu dönemde sergilenen davranışlar aşağıda üç grupta toplanmıştır.

Krizin Sona Ermesi

Bu aşama krizin son aşamasıdır. Kriz sonrası, kurum için iyileşme ve normal duruma dönüş olarak ortaya çıkarsa istenen sonuç gerçekleştirilmiş olur. Burada normal duruma dönüşten kastedilen şey aslında, işletmenin yapısal olarak normal çalışma düzenine dönmesidir. Kurumlar açısından kriz döneminde krizi önleyici tüm uygulamalar iki şekilde sonuçlanabilir. Bu muhtemel sonuçlardan ilki kriz nedeniyle kurumun kapanması veya el değiştirmesidir. İkincisi ise, krizle bozulan yönetim ve üretim sistemlerinin iyileşmesidir. Bu muhtemel kriz sonuçları şu şekilde açıklanabilir;

Kriz nedeniyle kurumun kapanması veya el değiştirmesi: Meydana gelen krizin tahmin edilenden daha uzun sürmesi ve daha tahrip edici bir etkiyle sonuçlanması bu aşamayı beraberinde getirebilir. Bu istenmeyen ve tahmin edilemeyen bir durumdur. Kurumun tüm hayatiyetinin sona ermesi ve sektörden çekilmesi anlamına gelmektedir. Krizin en beklenmeyen ve tahrip edici şekilde hasar vermesiyle sonuçlanan aşamadır.

Krizle bozulan yönetim ve üretim sistemlerinin iyileşmesi: Kurumun kriz dönemi boyunca, krizle etkin mücadelesi sonucu krizin etkilerinin ortadan kalkmasıdır. Kurumun almış olduğu karar ve önlemlerin olumlu sonuç vermesi durumunda gerçekleşir. Bu durumda kurumun işleyiş sitemi normale döner. Kriz boyunca maruz kalınan tüm olumsuzluklar veya birçok kısmı ortadan kalkar.