Psikolojik Etkenlerin Suça Etkisi
Zekâve Suç
20. Yüzyılın başından itibaren zekâ testleri yapılmaya başlanmıştır. Zekâ testlerinin yoğun olarak yapılmaya başlanması üzerine suçluluk ile zekâ seviyeleri arasındaki ilişki de araştırılmaya başlanmıştır. Bu araştırmalar, akıl zayıflığı yani zekâdaki kusur ve noksanlıkların kişiyi suça sevk edebileceği düşüncesinden hareket etmiştir.
Bugün zekâ geriliğini kalıtıma bağlayan yazarlar bulunmaktadır. Ancak zekâ geriliğinin mutlaka veraset yoluyla geçmediği hamilelik veya doğum sırasında yaşanan travmaların da zekâ geriliğine neden olduğu bilinmektedir.
Psikolojik teoriler öge etmen lere dayandırırlar. Psikoanalitik görüşler suçu, içsel süreçlerin, çatışmaların ve çocuklukta yaşanan travmaların bir sonucu olarak açıklar. Bu yaklaşıma göre suçlu, psikopatolojik bir tiptir.
Psikanaliz ve Suç
Kişinin psikolojik farklılığını yaratan etmenler zekâ ve kişiliktir. Birçok araştırmacı, insanın normalden sapan davranışlarının zekâ testleriyle açıklanabileceğini, bu testlerle suçluluğun akıl zayıflığı şeklinde tek nedene indirgenebileceğini savunmuşlardır. Zekâ geriliği olan kişilerin, suç oluşturan davranışlarının haksızlığını ve suça uygulanacak cezayı anlayacak düzeyde olmadıkları için suç işledikleri ileri sürülmüştür.
Psikanaliz, insanın duygusal ve ruhsal sorunlarını onun rüyalarını, duygularını, yaşanmışlıklarını dinleme, açıklama ve iyileştirme metodudur.,
Psikopati ve Suç 20. yüzyılda Sigmund Freud’un kişilik gelişimi ile ilgili ortaya koyduğu tezleri ifade eder. Freud’a göre insanın kişiliği üç temel yapıdan oluşur. Kişiliğin birinci bölümünü id (alt benlik), ikinci bölümünü ego (benlik) ve üçüncü bölümünü süper ego (üst benlik) oluşturur. İnsanın davranışlarını -doğal olarak suç da bunların arasındadır -cinsellik ve saldırganlık olmak üzere iki dürtü belirler. Toplum tarafından hoş karşılanmayan ve baskı altına alınmaya çalışılan bu iki dürtü bilinçaltında yani (id -alt benlikte) yer alır. İd (alt benlik) arsızdır ve isteklerin hemen ve sürekli yerine getirilmesini ister. Ego (benlik/ben), id’in sınır tanımayan isteklerinin mantık süzgecinden geçirildiği kısımdır. Ego duruma göre en mantıklı davranışı belirler. Süper ego (üst benlik), kişiliğin en son gelişen kısmıdır. Süper ego kişiliğin vicdani ve ahlaki yanıdır. Üç süreç, sürekli bir ilişki h âlindedir. Süperego, id ve egonun uyumlu çalıştığı h âlde kusursuz davranış ortaya çıkar. Suç, id’in ilkel ve saldırgan olan anti-sosyal güdülerinin sınırlanamadığı kişilik bozukluğunun bir sonucudur.
Çeşitli Akıl Hastalıkları ve Suç
Psikiyatri ve psikoloji, organik akıl hastalıklarının suçlu davranışa etkili olduğu iddiasında bulunmuştur.
Son altmış -yetmiş yıl içerisinde akıl hastalıkları kavramı çok genişlemiştir. Burada akıl hastalığı hakkında temel bilgiler verilip suç ile ilgisine değinilecektir. Ancak önceden belirtelim ki, akıl hastalıklarının türleri, sınıflandırılması, teşhis metotları, tedavisi hakkında fikir birliği bulunmamaktadır.
Beyin kabuğunda (cortexte) birçok sinir hücresi bulunur. Akıl hastalığı, beyin kabuğunun, çeşitli iç ve dış etkenlerle zedelenmiş ve beynimizin düşünme, karar verme ve tedbir alma gibi normal görevlerini yapamaz h âle gelmiş olmasını ifade eder. Akıl hastalıkları ile suçluluk arasında bağlantı olduğunu ispata yönelik araştırmalar yapılmıştır. Ancak akıl hastalığının suçluluğun tek nedeni olduğu kesin olarak ispat edilememiştir.