19.Yüzyılda Kostüm

19.Yüzyılda Toplumsal Değişimler ve Moda

Ev veya ev dışında çalışmayan ya da çalışması beklenmeyen üst sınıf kadınların giyim tarzlarındaki abartılı dekoratif unsurlar ve kullanışsız formlar modaya yön vermekteyd . 19. yüzyılda kadınların modaya bakış açılarıyla erkeklerin bakış açısı temelde toplumsal rolleri gereği farklılık göstermekteydi. 19. yüzyıl ile gelişen liberalizm akımının politika ve edebiyattaki toplumsal etkilerinin yanı sıra Avrupa ve Amerika’da özgürlük arayışı aynı zamanda kadın hareketlerini de başlatmıştır.

Modaya Yön Verenler

Giysi ve giyinme ilkçağdan günümüze moda olgusunun dönüşmesinde pek çok etken rol oynamıştır. Bu değişimde dolaylı olarak rol oynayan ana etkenleri; sosyolojik, psikolojik, ekonomik ve politik etkenler olarak saymak mümkündür. Psikolojik etkenler arasında; bireysel veya toplumsal tepki, bireysel veya toplumsal ispat isteği, cinsel kimlik ve toplumsal roller, toplumsal hareketler 19. yüzyılın moda anlayışını en fazla etkileyen unsurlardır. Bu etkenlerin kostümlerin formsal etkileşim ve değişiminde etkili olduğu düşünülmektedir.

Bu etkenlerin yanı sıra moda olgusunun yaşam eğrisi gereği yayılma yönü ve hızına bakıldığında başka etkenlerde bulunmaktadır. Bu etkenler bireysel tarzda moda yaratan ve kitleleri peşinden sürükleyen avangart kişilerdir. Tarz yaratıcı olarak nitelendirilecek bu kişiler eski tarzlara alternatif yaratma eğiliminde olmuşlardır.

19. yüzyıl teknik ve teknolojik gelişmelerin yanı sıra toplumsal kurallar da yaşanılan pek çok olay ve olgu sonucu değişimler yaşanmıştır. Moda çerçevesinde bakıldığında alt tabakalara dahi yayılmaya başlaması modayı önemli bir endüstriyle güç haine getirmiştir. Bu güç zaman zaman farklı ellerde şekillenerek giysi formunda döngüsel bir dönüşümü yaratmıştır.

Modayı Etkileyen Tarzlar ve Giysi Özellikleri

Modaya uygun giyim tarzı Fransa kökenliyken alternatif giyim tarzı açıkça İngiliz etkisi altındaydı. Fransız modasının saraya dayalı kökenleri rafine ve lüks bir moda anlayışı yaratmıştır. Kişilikleri ve tarzları ile dönemlerinin avangart tarzlarını yaratmışlardır. 19. yüzyılın moda tarzları kendinden önceki dönem ve tarzların bir devamı niteliğinde olup kendi çağlarının ruhuna göre şekillenen bir anlayışa sahiptir. Yüzyılın en önemli dönem ve tarzları; Neoklasik Dönem (1790 - 1810), Romantik Dönem (1810 - 1837),Victorian-Viktoryen Dönem (1837 -1880 ) ve Belle Epoque Dönem / Güzel Dönem (1880- 1914).

Neoklasik Dönem (1790 - 1810)

18. yüzyılın sonunda başlayan ve 19. yüzyılın başlarında sona eren bir dönemdir. Neoklasik tarz giysi modasında, Yunan ve Roma esintili, sade formlu, yüksek belli, pastel tonlu, yumuşak kumaşlı giysiler şeklinde görülmüştür. Fransa Kraliçesi Marie Antoniette ile başlayan bu dönem, Napolyon’un ilk İmparatoriçesi Joséphine de Beauharnais ile zirveye taşınmıştır. Moda literatüründe Ampir (Empire) tarzı olarak geçmektedir. Antik Yunan ve Roma mirası üzerine kurgulanan bu tarz ölçülü, sade ve düz hatlara sahipti. Devrim sonrasının demokratik değerlerinin temsili gibiydi.

Bu dönemde korseler ve kumaşların ağır görünümü ve rokoko döneminin abartılı tarzının bir reddedilişiydi. Antik Yunan mirasına öykünme ve yeni bir dönemin heyecanıyla iç giyim uyarlaması olan ve kombinezonla (chemise) özdeşleştirilen elbiseler görülmeye başladı.

Romantik Dönem (1810 – 1837)

Aydınlanmanın aşırı rasyonelliğine tepki olarak doğan bu dönem; duyguyu inceliği ve duyarlılığı sanatta ve modada vurgulayan bir akımdır. Bu dönemde yaşanılan toplumsal ve teknolojik değişimlerin sonucunda ve romantik sanat akımlarının da etkisi ile giysi modasında değişimler yaşanmıştır.

Bu durum aynı zamanda kadın ve erkek giysileri arasında belirgin farklılıkları da beraberinde getirdi. Erkekler, daha parlak ve canlı renklerden oluşan ve askeri öğeler barındıran giysileri giyerken kadınlar ise; abartılı bir silüet geniş ve derin dekolteler, leg of mutton-koyun budu kol ve gigot kol formları, ince bel hattı, daha pastel tonlarda, narin kumaşlar ile ön plana çıkan giysi formları yaratmıştır.

Victorian-Viktoryen Dönem (1837 - 1901)

Kraliçe Victoria 1837 yılında Britanya tahtına çıkmasıyla birlikte başlayan bu dönem adını Kraliçe’den almıştır. Feodal bağların ve eski toplumsal hiyerarşik düzenin değişip burjuva kesimin ön plana çıkmasıyla birlikte güç, toprak sahipleri ve aristokratlardan ticaretle, sanatlara uğraşan girişimcilerin eline geçmişti. Modern kapitalizmin ortaya çıkmasıyla günlük yaşamda birbirinden ayrılmış olan kadın ve erkekler giysilerinde belirgin ayrımlar görülmektedir.

Erkekler oldukça sadeleşen ve günümüz siluetlerine benzeyen formlarda ve koyu tonlarda giyinerek gösterişten ne kadar uzaklaştılarsa kadınlar da tam tersi o kadar abartılı ve gösterişli giyinmişlerdir.

Belle Epoque Dönem/Güzel Çağ (1880- 1914)

19. Yüzyılın sonlarına doğru gelindiğinde aynı zamanda Belle Epoque –Güzel Dönem olarak bilinen bu dönem, genel hatlarıyla Art Nouveau akımına da karşılık gelmektedir. Kraliyet ailesi ve aristokrası bu dönemde de hala trendleri belirleme ve yayma açısından önemli bir rol oynamaktaydı. 1901 yılında Kraliçe Victoria’nın ölümü ve VII. Edward’ın kral olmasıyla birlikte bu döneme ‘‘Edwardian Dönemi’’ de denilmektedir.

Beden S harfi çizmektedir. Bel hattı abartılı bir şekilde korse ile incelirken göğüs dekoltesi ön plandadır. Kadınlar gösterişli ve romantik kıyafetler giymektedir. Dünya Savaşı bu kullanışız ve elitist modayı silip süpürdü ve böylece yeni bir dönemin modernizmin kapıları açıldı.