Émile Durkheim (1858-1917)

Durkheim Fransa’nın Epinal şehrinde Yahudi ailenin çocuğu olarak 1858’de doğmuş ve 1917'de Paris'te ölmüştür.

Durkheim, sosyolojinin kendine özgü yöntemlerini saptayarak, ona bir bilim özelliği kazandıran akademik alanda ilk sosyologdur

Durkheim’ın toplum hakkındaki görüşleri indirgemecilikten kaçınma ve toplumsal fenomenleri kendine özgü olarak kabul etme üzerine kuruludur.

Önemli eserleri “Toplumsal İşbölümü” (1893), “Sosyolojik Yöntemin Kuralları” (1895), “İntihar” (1897), “Dinî Hayatın İlkel Biçimleri” (1912) önemli eserleriir. Bu eserlerde ortaya koyduğu teorik ve metodolojik yaklaşımlar sosyolojinin sınırlarını belirlemede etkin olmuştur.

Sosyolojik düşüncesinin Kökenleri: Durkheim’ın düşünsel kavramsal şemasını Montesquieu, Bireysel özgürlük ve bağımsızlığın eğemen olduğu toplum anlayışını Rousseau’dan, sosyolojinin yasalarının uygulanmasıyla bir toplum inşa etme fikrini Comte, farklılaşmış işlevler ve toplumsal bütünleşme ilişkisi Spencer’ın görüşleri üzerine şekillenmişrir.

1895’te yayınlanan “Sosyolojik Yöntemin Kuralları” Durkheim'in en önemli eserlerinden biridir. Durkheim bu eserinde kendi sistemini oluşturarak sosyolojiyi bilimsel bir temele oturtur.

Durkheim, toplumu tanımlarken, toplumun bireylerin bir toplamı olmadığını ve toplumsal olayların kökenini toplumda aramak gerektiğine vurgu yapar. Kolektif bilinci bireysel bilinçten ayırır

1893 yılında yayınlanan “Toplumsal İşbölümü” eserinde bir yandan modern toplumlarda işbölümünün nedenleri, özellikleri ve işlevlerini anlamaya, diğer yandan da genel bir toplumsal düzen teorisi ortaya koymaya çalışır.

Kollektif bilinç: “Aynı toplumun ortalama üyelerinin ortak inançları ve duyguları kendilerine özgü bir sistem oluşturur ve bu İnsanların bir kolektif sistem kolektif bilinç/vicdan’dır”. İnsanlar bir kolektif bilincin veya kültürün içinde dünyaya gelirler.

Mekanik Dayanışma: işbölümünün gelişmediği, bireylerin benzerliklerine dayanan geleneksel toplum tipidir.

Organik Dayanışma: İşbölümünün geliştiği toplumlarda, bireylerlerde zihinsel ve ahlaksal bircinstenliğin ortadan kalktığı modern toplumların özelliklerini belirten toplum tipidir.

Durkheım, “intihar” adlı eserini 1897 yılında yayınlamıştır. Bu eserinde normal ve patolojik ayrımında kullandığı görecelik ve nesnellik yöntemini kullanır. İntiharları: Bencil/egoist İntihar, Elcil/Özgeci/Alturist İntihar, Anomik İntiharlar ve Fatalist/kaderci intiharlar olmak üzere sınıflandırırır.

Din olgusu ile ilgili temel görüşlerini 1912 de yayımlanan “Dini Hayatın İlkel Biçimleri” eserinde açıklamaya çalışır. Dinin disipline edici, birleştirici, canlandırıcı ve rahatlatıcı işlevlerinin bulunduğunu açıklayarak, dinin bireysel/psikolojik bir temelli olmadığını dinin toplumsal/ kolektif bir olgu olduğunu kanıtlamaya çalışır.

Durkheim, Avustralya yerli kabileleri üzerine yaptığı araştırmalarına dayanarak en iptidai dinin totemizm olduğunu belirtir. Totemizm hayvanların, bitkilerin ve nesnelerin kutsal sayıldığı bir inanç sistemidir. Totem toplumun ortak bilinci olarak kabul edilen kolektif bilinç ile ilgilidir. Kolektif bilinç toplumsaldır ve din kolektif bilinç üzerinden inşa edilir (Cuff, vd., 2015: 85). Totem hem gerçek hem de küçük somut bir simgedir. Totemizm toplumun ürünüdür. İnanç sistemi topluma tapma üzerine kuruludur (Kurt, 2018: 57). Durkheim, “Dini Hayatın İlkel Biçimleri” eserinde dinin en saf hâliyle ilkel kabilelere bakılarak anlaşılabileceğine vurgu yaparak, inançlar, değerler ve pratikler sistemi olan dinin toplumsal işleyişe, toplumsal bütünleşmeye ve toplumsal düzene nasıl etki ettiğini açıklamaya çalışmıştır.