Georg Simmel (1858 -1958)
Kısa Hayat Hikayesi ve Entelektüel Gelişim
Georg Simmel, 1858 -1918 yılları arasında yaşamış, sosyolojinin kuruluş dönemi sosyologlarındandır. Modernliğin sosyoloğu ve formel sosyolojinin kurucusu olarak tanınır.
Formel Sosyoloji
Sosyoloji formların bilimidir. Formlar tarihsel süreçte bireyler arası ilişkiler sonucunda ortaya çıkan sosyal ilişkilerin değişmeyen yönleridir.
Simmel form ve içerik arasındaki ayrımı geometri aracılığıyla açıklanır. Geometrik şekiller gerçek dünyadaki nesnelerin formlardır.
Sosyoloji toplumsal gerçeklikteki etkileşimlerden hareketle bu formları keşfetmeye çalışır. Örneğin insanlar arasındaki hiyerarşik ilişkilerin bir formu ast-üst biçiminde gerçekleşen güç ilişkileri ilişkileridir.
Toplumsal etkileşim bireylerin karşılık olarak kurdukları bireysel ilişkilerdir. Etkileşim, bireylerin birtakım güdülere dayanarak belli amaçlar doğrultusunda birbirleriyle ilişki kurmalarıyla gerçekleşir.
Simmel toplumsal etkileşimi incelerken geometri ile toplum arasında birçok benzerlik kurar. Nesnelerin uzaydaki konumlarını kuramsallaştıran geometri gibi sosyoloji de toplumsal gerçekliğin kuramını oluşturur.
Simmel sayı ve uzaklık kavramları üzerinden de toplumsal ilişkileri açıklar.
Sayılar grubun niteliğiyle ilgili de bilgi verir. Örneğin grup büyükçe bireysel özgürlükler artma eğilimindedir.
Uzaklık, insanlar arasındaki ilişkide etkilidir. Toplumsal etkileşim açısından uzaklık bireylerin birbirlerine ya da bireyin şeylere uzaklığını ifade eder.
Toplumsal Etkileşim
Simmel’in incelediği 5 toplumsal etkileşim formu mübadele, çatışma, tahakküm, fahişelik ve sosyalliktir.
Mübadel diğer etkileşim biçimlerini de kapsayan en temel etkileşim biçimidir. Mübadele tipi etkileşimde karşılıklılık esastır.
Çatışma, bireyler arasındaki çelişkiler ve anlaşmazlıkların sonucudur. Çatışma olumsuz çağrışımlar yapsa da toplumu bir arada tutma işlevine de sahiptir.
Tahakküm, bireyler arasındaki ilişkiler hiyerarşik bir hal aldığında ortaya çıkar. Tahakküm tek taraflı zorlama ve baskıya dayanmaz. İlişkilerde karşılıklılık vardır.
Fahişelik, bir etkileşimde karşılıklı sağlanan yararlar arasında dengesizlik olduğunda ortaya çıkar. Fahişelik de kişinin benliği karşılığında para alması nedeniyle dengesiz bir etkileşimdir.
Sosyallik, insanın diğer bireylerle bir arada olmasıdır. Bireyler yalnız yaşamak istemezler.
Simmel’e göre bireyler etkileşime girdikleri diğer bireyleri çeşitli tiplere ayırırlar. Böylece insanlarla ne tür ilişkiler kuracaklarını belirleyebilirler.
Simmel’in sık sık kullandığı tipleştirmeler; Yabancı, Yoksul, Cimri ile Savurgan, Maceracı ve Soyludur.
Yabancı grupla ilişkileri belirli bir sınırda duran kişidir. Grubun dışında, hiç tanınmayan birisi değildir. Grubun üyesidir; ancak grupla ilişkileri kısıtlıdır.
Yoksul, toplumun yardım etmesiyle ortaya çıkan bir toplumsal tiptir. Yoksul yardım alma hakkına sahipken diğer bireylerin de yardım etme sorumluluğu vardır.
Cimri ile Savurgan, toplumda karşılaşılan iki tiptir. Cimri paraya sahip olduğunda mutlu olan kişidir. Savurgan ise anlamsızca tüketmekten, harcamaktan haz alır.
Maceracı, bugüne odaklanır. Geçmişten ders almayan ve gelecekten de kaygı duymayan kişidir.
Soylu, toplumda birtakım ayrıcalıklara sahip olan kişilerin oluşturduğu tiptir.
Modern Toplum Analizi
Simmel modernliği en iyi çözümleyen sosyolog olarak kabul edilir. Simmel geliştirdiği formel sosyoloji ile modern toplum üzerine incelemeler yapmıştır. Simmel modern toplum üzerine yaptığı değerlendirmeleri kentleşme, para, kültür, moda vb. gibi konular üzerinden yapar.
Simmel modern toplumlarda yaşanan gelişmelerin yabancılaşma ve insanların özgürlüklerinin kısıtlanması gibi olumsuz sonuçlarının olduğunu göstermiştir.
Simmel’e göre modernite olumlu ve olumsuz etkileriyle kent hayatında etkisini gösterir.
Simmel kent yaşamının insan ilişkilerini ve insanların psikolojik yaşamlarını etkilediği düşüncesindedir. Kentte yaşamak gerilimli ve telaşlı bir yaşamdır. Kent hayatının karmaşası insan zihnini sürekli farklı uyarıcılara yanıt vermeye zorlar. Zihni yoran bu süreç insanlardaki bıkkınlığın ve sinirlilik halinin de temel nedenidir.
Kentlerde bireyler ilişkilerini sınırlandırır ve etkileşime girdiği insanların sayısını azaltmaya çalışırlar. Simmel mesafe koymanın insanı rahatlatmasına karşılık yalnızlaştırdığını öne sürer.
Kent hayatının en önemli unsurlarından bir tanesi paradır. Para metropol hayatındaki ilişkileri etkilemektedir. Kent hayatında ortaya çıkan olumsuzluklar da para ekonomisinin sonuçlarıdır.
Simmel’in teorisinde para “insanların amaçlarını gerçekleştirdikleri evrensel bir araç” konumundadır. Para hesaplılık ve rasyonelliği önemli değerler haline getirir. Bireyler kent yaşamına ayak uydurabilmek için daha planlı hareket etmek ve rasyonel davranmak durumunda kalırlar. Rasyonellik duygunun önemi azaltarak bireyler arsındaki samimi ilişkileri yok eder.
Simmel’in modern toplum incelemesinde modanın da önemli bir yeri vardır. Bireyler taklit ederek modayı takip etme eğilimindedirler. Modayı takip ederken bireyselliklerini de korumaya çalışırlar. Ancak moda yaygınlaştıkça başlangıçtaki özgünlüğünü koruyamaz.
Moda bir taraftan bireyi içinde bulunduğu sınıfla özdeşleştirirken diğer yandan bireyin sınıf içindeki farklılaşmasını da sağlar. Moda bireyleri içinde bulundukları topluma uyumlarını sağlar.
Moda zamanla bireyleri belirleyen, denetleyen bir nesnel kültüre dönüşerek bireysel özgüllüğü tehdit eder.