Kişilerarası İletişim Süreci

Toplumsal bir yaşam süren bireyler, kendileri dışındaki bireylerle sürekli iletişim ve etkileşim hâlindedirler. Sosyal yaşamı içerisinde birey, farklı nedenlerle çeşitli ilişkiler kurar, toplumsal rolleri gereği çok sayıda ortamda yer alır. Dolayısıyla günlük pratiklerini gerçekleştirirken birey, planlı veya rastlantısal olarak, istekli veya zorunda kalarak, resmî veya resmî olmayan, sürekli veya geçici ilişkiler kurar. Kimi zaman bir başkası ile bir kereliğine iletişim kurarken, çoğu zaman da yaşadığı yer, çalıştığı mekân, eğlendiği ortamlar, boş zamanını geçirdiği etkinlikler bağlamında aynı insanlarla rutin ilişkiler içerisinde bulunmaktadır. Bireyler, farklı amaçlarla, farklı zaman ve mekânlarda, değişen yakınlıktaki diğer bireylerle kişilerarası iletişim sürecine dâhil olurlar. Kişilerarası iletişimin tarzı, iletişimin gerçekleştiği bağlama, kişilerin rollerine ve aralarındaki ilişkinin doğasına göre değişir. Kişilerarası iletişim, her zaman amaçlı, çoğu zaman da planlıdır. Bireyin içinde bulunduğu fiziksel çevre, kişilerarası ilişki düzeyini ve doğasını etkiler. Kişilerarası iletişim, “kendi” ile başlar, tamamen karşılıklıdır, fiziksel yakınlık gerektirir, sosyal rollerle şekillenir, geri alınamaz ve tekrarlanamaz.

Kişilerarası iletişim, sosyoloji, psikoloji, sosyal psikoloji ve iletişim gibi sosyal bilimlerde pek çok alanın inceleme konusudur. Kişilerarası iletişim, sosyoloji perspektifinden, sosyal kurallar, normlar ve roller bağlamında ele alınırken; psikoloji perspektifinde, iletişimde bulunan kişilerin psikolojik özellikleri, bilişsel ve duygusal yapıları ön plana çıkmaktadır. Birey, diğer insanlar tarafından “kabul görme”, “benimsenme” beklentisi içerisinde olduğu için kimliğinin oluşumunda çevresinin değerlendirmeleri ön plana çıkar. Benlik, hayatının tüm aşamalarında bireyin haz-elem dengesini kurmaya çalışır, roller iletişimin doğası üzerinde etkili olur, kültür ise, karşılıklı olarak bireylerin birbirlerini anlamlandırmalarında ya tamamlayıcı ya da ayrıştırıcı roller üstlenir.

İnsanların bir arada yaşama ve etkileşim içinde bulunma ihtiyacı, kişilerarası iletişim sürecinde “istek” ve “ihtiyaç” güdüsünü öne çıkarır. İnsani bağların kurulmasında kişilerarası iletişim kilit rol oynar. Kişilerarası ilişkilerin başlamasında ilk izlenim önem taşır. Kişilerarası iletişimde, ilk izlenimi etkileyen temel faktörler, "fiziksel çekicilik, yakınlık, benzerlik, saygınlık ve sözle olmayan işaretler" gibi başlıklar altında sıralanabilir. Fiziksel yakınlık , ilişkinin başlangıcında önemlidir. Etkileşim ve tanıma arasında güçlü bir bağ bulunur. Bireylerin birbirlerine yakınlaşmaları ve ilişki kurmaları ile benzer yönleri bulunması arasında güçlü bağlar bulunur. Kişi, kendisi ile benzer paylaşımları olan, benzer düşüncelere sahip olan bireylerle zaman geçirmekten hoşlanır. Benzerlik , ilişkinin başlangıcında olumlu bir unsur olabilir. Bir kişi ile ilişki kurmada saygınlık ve prestij de önem taşır.

Kişilerarası iletişim sürecinde çeşitli yoğunluklarda çatışma ortaya çıkabilir. Çatışmanın kaynağı, toplumdaki statü, güç dengeleri, inançlar ve çıkarlar olabilir. İnsan ilişkilerinde kaçınılmaz olan çatışmanın çözümü, ilişkilerin devamlılığı ve sağlıklı yürütülmesi açısından önem taşır. Çatışma esnasında bireyler, olağanın dışında davranışlar geliştirebilir, farklı ve gereksiz tepkiler gösterebilirler. Çatışma çözme süreci, bireylerin birbirlerini suçlamadığı ve aşağılamadığı bir ortamda, sağlıklı bir iletişim kurularak gerçekleştirildiğinde başarılı olacaktır.