Türkiye’de Planlı Dönemde Kentleşme Politikaları

Bu bölümde Türkiye’nin kentleşme politikası “Planlı Kalkınma” döneminin başlangıcı olan 1960’lı yıllardan başlayarak bugüne kadar gelen süreçte değerlendirilmiştir.

1960-1980 Arası Dönem

1960- 1980 arası dönem hızlı kentleşme sürecinin yaşandığı, planlı ekonomik kalkınma politikalarıyla kentleşmenin olumsuz etkilerinin hafifletilmeye çalışıldığı bir dönemdir (Tekeli, 1998).

Birinci Beş Yıllık Kalkınma Planı (1963- 1967) köy kalkınmasına öncelik vermiş, planda kentleşmeye dair somut politika önerileri yer almamıştır (Batuhan ve Kodaz, 2020). Plan dönemi hedefi dengeli bir biçimde ekonomik ve sosyal gelişmenin sağlanmasıdır.

İkinci Beş Yıllık Kalkınma Planında (1968- 1972) kentleşme politikaları daha açık şekilde yer bulmuştur. Planda kentleşmeye dair alınan kararlar “toplumun yurt üzerinde yerleşmesi ve barınması” ile “konut” ana başlıklarında düzenlenmiş, bu ana başlıklar altında “bölgesel gelişme, şehirleşme ve yerleşme sorunu” ve “bölge planlaması” yer almıştır (DPT, 1968).

Üçüncü Beş Yıllık Kalkınma Planı (1973- 1977) şehirleşmeye özel önem vermiştir. Plan sanayi girişimlerini ülke geneline yayarak nüfusun büyük şehirlerde yığılmasını önlemeyi amaçlamaktadır. Bu plan döneminde kırdan büyük şehirlere göç hızla devam ettiğinden, kentsel altyapı ve şehirleşme ile ilgili sorunlar artmıştır.

Dördüncü Beş Yıllık Kalkınma Planında (1979- 1983) kentleşme ve kent yönetimi ayrıntılı olarak ele alınmış, ancak ekonomik ve siyasi sorunlar nedeniyle planın öngörüleri etkin şekilde hayata geçirilememiştir (Batuhan ve Kodaz, 2020). Planda kentleşme sürecinin sosyal etkilerinin de dikkate alınması gerektiği vurgulanmaktadır.

1980-2000 Arası Dönem

1980- 2000 arası dönem kentleşmenin doygunluğa ulaştığı, kentleşme hızının yavaşladığı ve küreselleşmenin Türkiye’deki kentleşme dinamiklerini derinden etkilediği bir dönemin başlangıcını temsil eder.

Darbe sonrası hazırlanan 1982 Anayasası da sosyal devlet ilkesini benimsemiştir. 1982 Anayasası’nın ilk kalkınma planı olan Beşinci Beş Yıllık Kalkınma Planı (1985- 1989) küreselleşmenin etkisiyle dışa açılan ve büyüyen bir ekonomi hedefini ortaya koymuştur. Kentsel gelişmenin orta büyüklükteki şehirlerde yoğunlaşacağını öngören planın kentleşme politikasının vurgusu ise şehirlerde sağlıklı ve dengeli yaşamın sağlanmasıdır (Batuhan ve Kodaz, 2020).

Altıncı Beş Yıllık Kalkınma Planı (1990- 1994) ve sonrasındaki dönemde politika önceliklerinin temel belirleyicisi Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne uyum süreci olmuştur. Altıncı Kalkınma Planı dengeli, istikrarlı ve hızlı bir kalkınma süreciyle işsizlik, bölgesel gelişmiş farkı ve diğer sorunları çözmeyi hedeflemiştir (DPT, 1989).

Yedinci Beş Yıllık Kalkınma Planı’nın (1996- 2000) önceliği küreselleşme sürecinde şehirlerin ekonomik ve sosyal olarak hazırlıklı hale gelmesidir. Önceki planlardaki yerel yönetimler vurgusunu tekrarlayan plan, yerel yönetimlerin etkin ve verimli hizmet üretmesiyle kentsel sorunların aşılacağını ifade etmektedir.

2000 Sonrası Dönem

2000 sonrasında kentleşme politikasını etkileyen birçok yasal düzenleme yapılmıştır. 2000 sonrası dönemin en belirgin önceliği kentsel dönüşüm olmuştur.

Sekizinci Beş Yıllık Kalkınma Planı (2001- 2005) Türkiye’deki kentleşme sürecinin başarısız olduğu ve kentsel sorunlara çözüm üretilemediği tespitini yapmaktadır (DPT, 2000). Plan kentlerde altyapı, konut ve ulaşım sorunlarının devam ettiğini, eğitim ve sağlık hizmetlerinde ciddi aksaklıklar olduğunu ifade etmektedir.

Dokuzuncu Kalkınma Planının (2007- 2013) vizyonu “İstikrar içinde büyüyen, gelirini daha adil paylaşan, küresel ölçekte rekabet gücüne sahip, bilgi toplumuna dönüşen, AB’ye üyelik için uyum sürecini tamamlamış bir Türkiye” olarak ifade edilmiştir (DPT, 2006). Planda kentleşmeye dair ayrı bir bölüm yer almamaktadır.

Onuncu Kalkınma Planı (2014- 2018) önceki planlardan farklı olarak yaşam alanlarının standartlarının yükseltilmesi, mekânsal planlama ve kentsel tasarım uygulamalarıyla farklı ve dezavantajlı kesimlerin yaşam kalitelerinin yükseltilmesi ve fırsat eşitliğinin sağlanması hedeflerini sıralamaktadır (Kalkınma Bakanlığı, 2013).

On Birinci Kalkınma Planında (2019- 2023) kentleşme politikası hedefleri “Yaşanabilir Şehirler, Sürdürülebilir Çevre” başlığı altında yer almaktadır. Şehirleşme başlığında temel hedef “insan odaklı, doğal hayata ve tarihi mirasa saygılı, temel kentsel hizmetlerin adil ve erişilebilir şekilde sağlandığı, yaşam kalitesi yüksek, değer üreten ve dayanıklı yerleşimlerin oluşturulması” olarak belirlenmiştir.

2009 yılında toplanan Kentleşme Şurası ile Türkiye’deki kentleşme süreci değerlendirilmiş ve çözüm önerileri ortaya koyulmuştur. Şura kapsamında 10 farklı komisyon kentleşme, yerleşme, yapılaşma, imar ve mekânsal planlama alanlarında çalışmalar yürütmüştür. Şura sonuçları esas alınarak hazırlanan KENTGES, Yüksek Planlama Kurulu tarafından Ekim 2010’da kabul edilmiş ve 4 Kasım 2010’da Resmi Gazete’de yayımlanmıştır (KENTGES, 2010).

2017 yılında toplanan Şehircilik Şurası’nın sonuç bildirgesinde ise şehircilikte yeni vizyon (Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, 2017a; Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, 2017b):

  • Doğal, tarihi ve kültürel varlıkları koruyan ve geleceğe taşıyan,
  • Şehirlerin özgün kimliğini yeniden canlandıran,
  • Mahalle ve sokak kültürünü ön plana çıkaran,
  • Ülke genelinde milli kimliği, yerelde yöresel kimlik ve özgün değerleri ön plana çıkaran,
  • Çarpık yapılaşmayı ortadan kaldıran ve kentsel dönüşümü gerçekleştiren bir Türkiye olarak tanımlanmaktadır.