İlk Kelam Fırkaları

Hz. Muhammed'in vefatından sonra ortaya çıkan halife seçimi ve bunun etkilediği siyasi problemlerin yanında, daha sonra özellikle Hz. Osman'ın şehit edilmesi, Hz. Ali dönemindeki iç savaşlar çeşitli inanç problemlerinin ortaya çıkmasına sebep olmuştur.

İlk dönemlerden itibaren İslam'ın hızla yayılması Müslümanların farklı din ve kültürlerle karşılaşmasını sağlamıştır. Bunun doğal bir sonucu olarak bu din ve kültür mensupları sahip olduğu eski inanç ve kültür kalıntılarını da İslam toplumuna taşımışlardır. Böylece İslamdaki bazı konuların tartışılması, esasen bir problem olarak görülmeyen hususların tartışılması söz konusu olmuştur.

Erken dönemlerden itibaren kader, halife seçimi, imanın mahiyeti, Allah'ın sıfatları, büyük günah meselesi gibi konular tartışılmıştır.

Tartışılan bu konular hakkında ortaya çıkan görüşler, ilk önce tek bir kişinin görüşü olarak tezahür etmiş, daha sonra bu görüşler belli çevreler tarafından sahiplenilmiş ve ilk fırkalar oluşmuştur.

İlk oluşan fırkalar içerisinde Haricîlik, Mürcie, Kaderiyye, Cebriyye ve Şia'yı saymak mümkündür.

Kader, halife seçimi, imanın mahiyeti, Allah'ın sıfatları, büyük günah meselesi gibi konuların tartışılması sonucu ortaya çıkan ilk fırkalardan Haric îler; Allah’ın hükmünü uygulamayıp hak yoldan sapan imama karşı çıkılması gerektiğini ve bu temellerine dayalı olarak, Allah’a itaat eden ilim ve züht sahibi her müminin, cemaatin seçimi ve biatle imam olabileceğini ifade etmektedir. Yine onlara göre İslam’ın emirlerini yerine getirmeyen ve yasaklarından kaçınmayan kimseler kâfir kabul edilir. Ameli imanın bir parçası olarak gören bu fırkaya göre amellerin ihmali sebebiyle kişi imandan çıkar. Hariciler, başta Hz. Ali olmak üzere Cemel Vakası’na katılanları ve Sıffîn Savaşın da hakemlerin hükmüne rıza gösterenleri kâfir kabul etmişlerdir.

Mürcie fırkası ise imanın; Allah’ı, peygamberi Hz. Muhammed’i ve O’nun getirdiği her şeyi bilmek olduğunu, amelin imandan bir cüz olmadığını ifade etmektedir. Bu fırkaya göre İmanda artma ve eksilme olmaz. İman ve İslam aynı şeydir. Hz. Ali ve Hz. Osman hakkında herhangi bir hüküm vermek caiz değildir.

İlk fırkalardan Kaderiyye’ye göre insan kendi fiilleri üzerinde tek güç ve kudret sahibidir. İnsanların yapmış olduğu yanlış ve kötü fiillerin ilahi irade ve kudrete atfedilmesi Allah’ın adaletine aykırı olacağından doğru değildir.

Cebriyye fırkası mensupları ise Kaderiyye’nin aksine kaza ve kader konularında kulların iman -inkâr, hidayet -dalalet, itaat -isyan türünden yaptığı bütün fiilleri dileyenin Allah olduğunu ifade etmektedirler. Onlara göre kulların fiillerinin yaratıcısı Allah’tır ve kulların bu konuda hür olduğu söylenilemez. Yine onlara göre iman kalbin marifeti, küfür ise cehaletidir. Allah’ın sıfatları konusunda ise Allah’ın zati sıfatlarından başka sıfatlarının olmadığını, kelam sıfatının da hâdis olduğunu dolayısıyla Kur’an’ın mahlûk olduğunu ve Allah’ın ilminin ezelî olmadığını iddia etmektedirler. Ayrıca Ru’yetullah’ın mümkün olmadığını, cennet ve cehennemin geçici olduğunu, kabir azabının ve ahirette şefaatin olmadığını ifade etmektedirler.