Kaynaştirma Eğitimi Alan Çocuğun Gelişimsel Özellikleri

Kaynaştırma eğitimi günümüzde çeşitli nitelikleri nedeniyle özel gereksinimli kategorisinde bulunan öğrencilere yönelik eğitim süreçlerini ifade eden bir uygulama biçimidir. Kaynaştırma eğitiminde temel amaç, özel gereksinimli çocukların bireysel gelişimlerini ve toplumla bütünleşmelerini en üst düzeyde sağlamaktır ve bu amaca ulaşmak için bu çocuklar akranları ile aynı ortamda ve aynı uygulamalara tabii tutulmaktadır. Kaynaştırma eğitiminin dışında kalan çocukların önemli bir kısmı ayrıştırılmış eğitim uygulamasına yönelmektedir ancak bu eğitim uygulaması her ne kadar etkili olsa da çocukta sosyal becerilerin gelişmesi ve sosyalleşmesi noktasında gerekli olan kazanımları oluşturmaktan oldukça uzaktır. Bu nedenle kaynaştırma eğitimi özel gereksinimli öğrenciler için bir tercih değil bir zorunluluktur. Kaynaştırma eğitimi zihinsel, işitsel, görme ve ortopedik engeli bulunan çocuklar ile özel öğrenme güçlüğü olan ve üstü yeteneği olan çocukları kapsamaktadır.

Zihinsel yetersizliği bulunan çocuklar; temel IQ testlerinden belli bir standardın altında puan alan çocukları ifade etmek için kullanılan ve en yaygın engel grubunu oluşturan engel türüdür. Bu çocuklarda sadece zekâ bakımından gerilik bulunmaz. Zekâ geriliğine bağlı olarak bilişsel, dil, akademik ve sosyal gelişim alanlarında akranlarından önemli oranda sapma gözlenir. Bu çocuklarda dikkat ve bellek süreleri oldukça kısadır.

İşitme Yetersizliği Bulunan Çocuklar; işitme duyarlığının kısmen ya da tamamen yetersizliğinden dolayı konuşmayı edinmede, dili kullanmada ve iletişimde güçlük nedeniyle eğitim performansı ve sosyal uyumda belirgin gerilik gösteren çocukları kapsamaktadır. Bu çocuklarda bedensel gelişim akranları ile paralellik gösterir. Zekâ düzeyleri genelde normaldir ancak uyarıcı sınırlılığı neeniyle yeterince gelişme olanağı bulmaz. Konuşamama ve iletişim kurmada yaşanan sorunlar nedeniyle sosyal becerileri yeterince gelişemez. bu nedenle sosyal hayata yeterince adapte olamazlar. işitme engelinin en fazla etki ettiği yer ise akademik becerilerdir. ders başarıları genel olarak düşüktür.

Görme Yetersizliği Bulunan Çocuklar; görme keskinliği önemli oranda sınırlılık içeren ve bu nedenle görsel uyaranları algılama ve yorumlamada sınırlılığa sahip olan çocuklardır. Görme engelli çocuklarda zekâ gelişimi genel olarak normal seyredebilmektedir. Ancak işitme engelinde olduğu gibi uyarıcı çeşitliliğinin sağlanamamasından kaynaklanan nedenlerle zekâ gelişiminde akranlarına göre sınırlılık gösterebilmektedir. Bu durum kavram gelişiminde önemli bir sınırlılık göstermelerine zemin hazırlamaktadır. Bununla birlikte dil becerilerinde ise akranlarına göre daha hızlı bir gelişim gösterebilmeleri mümkün olabilmektedir. Uygun eğitsel ortam ve materyaller sağlandığında akademik olarak yeterli düzeyde başarı gösterebilirler.

Öğrenme Güçlüğü Bulunan Çocuklar; bireysel olarak uygulanan standart testlerde, kişinin kronolojik yaşı, ölçülen zekâ düzeyi ve aldığı eğitim göz önünde bulundurulduğunda; okuma, matematik ve yazılı anlatımın, önemli ölçüde beklenenin altında olması olarak tanımlanmaktadır. Genel olarak zekâ gelişimleri normal yaşıtları ile benzerlik göstermesi nedeniyle tanılamakta ve fark edilmekte zorluk yaşanmaktadır. Özgül Öğrenme Güçlüğünün, “disleksi” (okuma alanında güçlük), “disgrafi” (yazı alanında güçlük) ve “diskakuli” (matematik alanında güçük) olmak üzere üç farklı türü bulunmaktadır.

Fiziksel Engeli Bulunan Çocuklar; i skelet, kas ve eklemlerdeki hastalık, bozukluk ve yetersizlikten dolayı, eğitim performansı ve sosyal uyumu olumsuz yönde etkilenen çocuklardır. Bu çocukların zekâ gelişimleri önemli oranda normal gelişim gösterir. Belirgin problem bedensel gelişim alanı ile ilgilidir. Bu çocuklar bedensel engele bağlı olarak sosyal yaşamdan önemli oranda uzak kalmaktadırlar ve buna bağlı olarak sosyal becerileri gelişmemektedir. Bu durum kendilerini daha fazla yalnız ve özgüvensiz hissetmelerine ortam hazırlayabilmektedir. Akademik süreçlerde yeterli yardım ve materyaller ile desteklenebilirler ise genel anlamda iyi performans gösterirler.

Üstün Yeteneği Bulunan Çocuklar; belli özellikleri bakımından standart testlerde yaşıtlarına göre belirgin bir üstünlük gösteren ve bu yönüyle ayrışan çocuklardır. Üstün kavramı ya zekâ bakımından ya da resim, müzik, sosyal beceri vb. alanlarda yaşıtlarına göre ayrışan bir niteliğe sahip olma şeklinde ortaya çıkabilmektedir. Bu çocuklar özellikle akademik konularda belirgin bir üstünlüğe sahiptirler ve kendi çabaları veya küçük bir destek ile okuma yazma süreçlerini tamamlayabilirler. Sosyal alanda da yaşıtlarına göre daha donanımlıdırlar ve liderlik özellikleri ön plana çıkmaktadır.