Kaynaştırma Eğitiminde Görev Alan Personel Ve Özellikleri
Özel gereksinimli bireylerin topluma uyumunu artırabilmek için 1950’li yıllardan itibaren dünyada kaynaştırma eğitimine geçildi. Birey özel gereksinimli olsa da yaşıtlarıyla aynı ortamda bulunması ve eğitimine bu ortamda devam etmesi kaynaştırma eğitimi olarak tanımlanabilir.
Türkiye’de kaynaştırma eğitimi uygulamaları 1983 yılında çıkarılan 2916 sayılı “Özel Eğitime Muhtaç Çocuklar Kanunu” ile başlatılmıştır. 1997’de çıkarılan 573 sayılı “Özel Eğitim Hakkında Kanun Hükmünde Kararname” ve buna dayalı olarak 2000 yılında yürürlüğe giren “Özel Eğitim Hizmetleri Yönetmeliği” ile yaygın olarak uygulanmaya başlanmıştır.
Kaynaştırma eğitimi veren personelin şu kişilik özelliklerine sahip olması gerekir; İnsan sevgisine sahip olmalıdır, İnsana değer vermelidir, Özel eğitime istekli olmalıdır, Öğrenmeye ve sorumluluk almaya hazır olmalıdır, Öğretmeye, ve yardım etmeye istekli olmalıdır. Sabırlı olmalıdır, Sakin olmalıdır, Tutarlı ve kararlı, olmalıdır, Dengeli bir kişilik yapısına sahip olmalıdır, İnsanlara karşı önyargı taşımamalıdır, Şartsız kabul edebilmelidir, Empatik yeteneği yüksek olmalıdır, Düşünce ve davranışlarında, içten olmalıdır, Tarafsız olmalıdır, Objektif olmalıdır, Yeniliklere açık olmalıdır, Sürekli kendisini geliştirmelidir, Yaptığı işle ilgili araştırıcı olmalı ve edindiği bilgiler doğrultusunda gündelik yaşamını şekillendirmelidir, Görev aldığı kurumun amaç ve ilkelerine bağlı olmalıdır
Kaynaştırma eğitiminin başarıya ulaşması için, süreçte etkisi olan paydaşlar ise şöyle ifade edilebilir; özel gereksinimli bireyin ailesi, sınıf öğretmeni, branş öğretmeni, okul müdür, okul müdür yardımcısı, okul rehber öğretmeni, okuldaki diğer personeller, özel gereksinimi olmayan bireyler ve özel gereksinimli bireyin kendisidir. Bu paydaşların hepsi bütün bireyler öğrenebilir ve öğretilebilir ilkesi doğrultusunda üzerlerine düşen görev ve sorumlulukları yerine getirmeleri halinde kaynaştırma eğitiminin başarıya ulaşacağı ifade edilebilir.
Kaynaştırma uygulaması sırasında öğretmenin verdiği eğitimi evde devam ettirecek olan ailenin kendisidir. Dolayısıyla öğretmen özel gereksinimli bir bireye uyguladığı eğitim planı doğrultusunda mutlaka aileyi yönlendirmelidir. Öğretmen tarafından yönlendirilen aile öğretmenin kendileri için verdiği eğitim planına sadık kalarak özel gereksinimli bireye eğitim hizmeti vermelidir. Böylelikle özel gereksinimli bireyin eğitimi daha hızlı ve etkili olacaktır.
Sınıf öğretmenlerinin özel gereksinimli bireylere karşı olan tutumu, onlara karşı olumlu bakış açısı ve davranışlar sergilemesi, sınıftaki diğer öğrencilerin öğretmenlerini rol model alarak sınıflarında bulunan özel gereksinimli öğrencilere karşı tutum, davranış ve bakış açılarını olumlu yönde etkileyecek, özel gereksinimli bireylerin kaynaştırma sınıfında sosyal kabulünü hızlandıracaktır.
Kaynaştırma uygulamalarında branş öğretmenlerine düşen görev BEP birimine katılmaktır. Ancak bu katılımdan önce her branş öğretmeni özel gereksinimli öğrenciyle ilgili kendi branşına ait değerlendirme ve gözlemleri yapmak zorundadır.
Okul müdürünün en önemli görevlerinden biriside özel gereksinimli öğrencilere verilen hizmetin niteliğini denetleme, BEP’leri kontrol etme ve öğretmen aile işbirliğini sağlamaktır.
Okul müdür yardımcısı kaynaştırmanın gereği ve önemi noktasında okul personeline ve özel gereksinimli bireyin ailesine gerekli bilgi ve desteği vermekten sorumludur.
Özel gereksinimli bireyin ailesi bu durumu öğrendiğinde bir şok yaşar. Bu durumu kabullenmek istemez ve ilk olarak bu durumu inkâr eder. Okul rehber öğretmeninin görevlerinden ilki bu durumda aileye yardımcı olmaktır.