Kamu Yönetiminde Devletin Rol ve Fonksiyonlarındaki Değişim

Kamu Yönetiminde Yeniden Yapılanma

Kamu yönetiminin yeniden yapılanması; devletin ekonomik ve siyasi alanda üstlendiği rol ve fonksiyonlardaki değişim temelinde yeni örgütlenme biçimleri geliştirerek farklı bir form kazanmasıdır.

Devletin Rolünün Yeniden Tanımlanması

1970’li yılların ortalarından patlak veren petrol kriziyle birlikte refah devleti anlayışında yaşanan kriz, neoliberal (neoliberalism) ekonomi politikaları ve yeni sağ (new-right) olarak adlandırılan siyasi iktidarların (İngiltere’de Margaret Thatchar ve ABD’de Ronald Reagan) ortaya çıkmasına ve devletin rolünün yeniden sorgulanmasına neden olmuştur.

Minimal –Sınırlı Devlet

Minimal devlet; bireylerin özgürlük alanını en geniş yelpazede tutmaya çalışan ve adalet, savunma (iç ve dış güvenlik) gibi temel fonksiyonlar dışında devletin faaliyet alanının sınırlanmasını amaçlayan 19. yüzyıl Klasik Liberalizmin ideallerinden biridir. Bu ideal 1980’lerden sonra yeni sağ anlayışı tarafından yeniden gündeme taşınmıştır.

Küçük Ama Etkin Devlet

Devletin küçültülmesi, devletin işlevsizleştirmesi anlamına gelmemektedir. Küçük ama etkin devlet anlayışını yerleştirmek adına daha az kaynakla daha çok hizmet üretmenin yolları aranmış, tasarruf, verimlilik, etkinlik önem kazanmıştır.

Deregülasyon ve Özelleştirme

Deregülasyon ve özelleştirme birbirini takip eden iki reform dalgasıdır. Regülasyon, devletin ekonomiye müdahale yöntemlerinden biridir. Deregülasyon, ekonomik alanda devletin karar verme ve uygulatma yetkilerinin sınırlandırılmasıdır. Özelleştirme ise yönetimi ve sahipliği devlete ait olan kamu iktisadi teşebbüslerinin özel sektöre devridir.

Yerelleşme

Küreselleşme ile birlikte ulus devletlerin merkezî devlet örgütlenme politikaları, 1990’lı yıllardan itibaren yerini yaygınlaşan yerelleşme politikalarına bırakmıştır.

Bilgi Teknolojilerinin Kullanımının Yaygınlaşması

Bilişim çağında iletişim teknolojilerindeki gelişim, toplumsal ve ekonomik yapıyı da etkilemektedir. Küreselleşme ile birlikte hız kazanan bilgi ve iletişim teknolojilerindeki yeniliklerin kamu yönetiminde kullanılmasının en somut örneklerinden biri e-devlet uygulamalarıdır

Postbürokratik Kamu Yönetimi

Postbürokrasi, Max Weber’in ideal tip olarak adlandırdığı bürokrasi modeline bir tepki olarak doğmuştur. Postbürokrasi, bürokratik yönetim modelinin günümüz örgütleri için yetersiz geldiğini iddia eder. Postbürokrasi, Weberyen ideal tip bürokrasinin demokratik ilkelerle yeniden formüle edilmesidir.

KAMU YARARI ANLAYIŞINDA DEĞİŞİM

Kamu Yararı Anlayışında Değişim

1980’li yıllarda yeni-sağ ve neo liberal ekonomi politikalarına geçiş ile birlikte kamu yararı kavramı içerik olarak bir daralma dönemine gitmiştir. Bu süreçte kamu hizmeti sunumunun piyasa koşullarına göre yeniden şekillenmesi, kamu yararı yerine kârlılık ilkesini ön plana çıkarmıştır.

Postmodern Toplum Devlet ve Kamu Yönetimi

Post-modernizm, sonrası/sonraki anlamını pekiştirmek adına -post ön eki alarak moderniteden uzaklaşma ve kopuşu ifade etmek adına kavramsallaştırılmıştır. Tanımı üzerinde uzlaşı sağlanamayan bir terim olan postmodernizm, 1960’lardan itibaren önce edebiyatta ve sonrasında mimaride biçimsel ve kültürel değişimi betimlemek için kullanılmıştır.

Postmodern Toplum

Postmodern toplumlar parçalanmış (fragmentad) ve bireyciliğin ön plana çıktığı çoğulcu yapılardır. Toplumun türdeş olmadığı kabul edilmektedir.

Postmodern Devlet

Postmodernizmin devlet anlayışı, modern devletin unsurlarının reddiyesi üzerinden yükselmektedir. Bu anlamda öncelikli olarak ulus devlet formu eleştirilmiştir.

Postmodern Kamu Yönetimi

Postmodern kelimesinin kamu yönetiminde kullanılması 1990’lı yılların başlangıcına denk gelmektedir.

Charles J Fox ve Hugh T. Miller postmodern kamu yönetiminin teorisini oluşturmaya çalışmışlardır. Fox ve Miller, Postmodern Kamu Yönetimi (1995)adlı çalışmasıyla kamu yönetimi çalışmalarına işlerlik kazandıracak bir söylem kuramını (discourse theory) postmodernizm çerçevesinde üretmeye çalışmaktadırlar.

Kamu Yönetiminde Söylem Kuramı

Söylem kuramı, demokratik bir toplum düzeninde kamu politikalarının nasıl geliştirileceğine yanıt aramaktadır.

Temisili Demokrasinin Krizi ve Kamusal Enerji Alanı

Demokrasi, postmodern kamu yönetimi kuramının kilit kavramlarından biridir. Temsili demokrasiye olan eleştiriler, söylem kuramı ile çözülmeye çalışılmaktadır. Batı tipi temsili demokrasi artık beklentilere cevap verememektedir.

Devletin Sosyal Yapısı

Yapılandırma teorisine göre, öncelikli olan aktörler veya yapılardan ziyade zaman ve mekân boyunca düzenlenen sosyal pratiklerdir. .

Yinelenmeli Sosyal Pratikler (Recursive Practice): Yinelenmeli Sosyal Pratikler (Recursive Practice): Sistemler, kurumlar ve benzeri yapılar; yinelenmeli sosyal pratikler tarafından düzenlenmekte ve sürekli etkileşim sonucu yeniden üretilmektedirler

Kurumlar Bir Alışkanlıktır: Kurumlar Bir Alışkanlıktır: Kurumlar sosyal pratiklerin yeniden üretim sürecinden bağımsız düşünülemez. Alışkanlıklar gibi kurumlar da değişir.

Bürokrasinin Yapıbozuma Uğratılması: Yapıbozum gerçekleştirerek bürokrasinin gerçek anlamı üzerine yeniden düşünülmesi gerekmektedir.

Yönetimsellik- Devlet Akılcılığı

Devlet ve devletin politikaları sadece insanlarla ve onların mutluluğu ile değil, toplumsallıklarıyla da ilgilidir.

Devletin Taktikleri ve Teknikleri

Teknikler, stratejiler, uygulamalar; devlet iktidarını analiz için anahtar kelimelerdir. Nüfusun sorunlarının çözümünde politik söylemler kamu yönetimine taşınmaktadır

İndirgemeci Birey ve Merkezden Uzaklaştırılan Öznellik

İstatistiksel analiz temelinde birey görünmez hâle gelmektedir. Oysa insanın bir özne ve benlik olarak görünür kılınması gerekmektedir. Özne, toplumsal olarak inşa edilmiş bir kavramdır. Öznelliğin inşası; bireylerin ruhları, düşünceleri ve davranışları üzerinden gerçekleşmektedir.