Kurumsal Sosyal Sorumluluk ve Etik
Kurumsal Sosyal Sorumluluk
İlk olarak 1950’li yıllarda kullanılmaya başlanan Kurumsal Sosyal Sorumluluk kavramı o dönem de iş dünyasının topluma borcu olarak ifade edilmiştir. Bu dönem içerisinde işletmeler; rekabeti sınırlandıran uygulamaları, parasal anlamda güç sahibi olmaları ve toplum karşıtı oldukları şeklinde suçlamalarla karşı karşıya kalmıştır. Söz konusu kavram; 1960’larda daha gönüllü bir hâle gelirken 1970’lerde ve 1980’lerde toplumla ilişkiler vurgusu artmış, işletmeleri kontrol altına almak için kartelleşmeyi engelleyen (anti tröst) kanunlar çıkarılmış, tüm örgütler için kurumsal anlamda kabul görmeye başlamıştır. 1990 yıllarda hızlı bir şekilde toplum nazarında farkındalığı artan kavram 2000’li yıllarda hak ettiği öneme kavuşmuştur.
Bugün hem kamu sektöründe hem de özel sektörde yönetim anlayışında sosyal sorumluluğa yer vermenin özellikle kurumların uzun dönemde hayatta kalmaları noktasında kritik önem taşıdığı vurgulanmaktadır. Çünkü kurumsal sosyal sorumluluk anlayışı ile hareket eden kurumlar sadece kendi faaliyet alanlarında değil toplumsal sorunların çözümünde de görev almaktadır. Dünyanın herhangi bir bölgesinde oluşan çevresel, ekonomik ve sağlık problemleri küreselleşmenin etkisiyle tüm kuruluşları etkilemekte ve söz konusu kuruluşlar kurumsal sosyal sorumluluk bilinciyle bu problemlerle mücadelede ön safta yer almaktadır. Aynı zamanda toplumsal konularda hassas davranan kamu kurumları ülke kalkınmasına da destek olmaktadır.
1991 yılında Archie B. Carroll’un yayınlamış olduğu “Sosyal Sorumluluk Piramidi” içerisinde yer alan temel sorumluluklar:
- Ekonomik sorumluluk
- Hukuki sorumluluk
- Etik sorumluluk
- Hayırseverlik
Kurumsal Sosyal Sorumluluğun Boyutları
Kurumsal sosyal sorumluktan faydalananların bakış açısına göre içsel ve dışsal olmak üzere iki temel boyut bulunur.
İçsel boyut; kurumun çalışanlarını, kurumun kendisini, kurumun paydaşlarını, tedarikçilerini ve üst yönetimini kapsar. Kurumsal sosyal sorumluğun içsel boyutları;
- İnsan kaynakları yönetimi
- İş yeri sağlık ve güvenliği
- Doğal kaynakların kullanımı ve çevresel etkiler
Kurumsal sosyal sorumluğun dışsal boyutları ise;
- Toplum
- Tüketici ve tedarikçiler
- İnsan hakları
- Küresel problemlerdir.
Kurumsal Sosyal Sorumluluğun Faydaları
Kurumun itibarını ve saygınlığını artırmak en öncelikli kurumsal amaç hâline gelmiştir. Kurumsal sosyal sorumluluk faaliyetleri kurumsal itibarın yükselmesinde en önemli etkiyi sağlamaktadır. Bununla birlikte kurum ve kurumsal paydaşları için de birçok açıdan yarar sağlamaktadır.
Kamu Yönetiminin Sorumluluğu
Kamu yönetimi, kamusal işlerle ilgili yapı ve faaliyetlerden oluşmaktadır. Kamusal işler, toplum hayatının devletle ilişkili ortak hizmetlerinden meydana gelir. Yani; halkın temel ihtiyaçlarının karşılanmasına yönelik mal ve hizmetlerin üretilmesinden kamu politikalarının oluşturulması ve yönetilmesine kadar çok geniş eylem ve işlemleri içerir.
Kamu Yönetiminde Hesap Verebilirlik
Kamu yönetiminde hesap verebilirlik; yönetim pozisyonunda alınan kararları, yapılan işleri ve harcamaları ilgili otoritelere açıklama, nedenlerini izah etme ve gerekçelendirme zorunluluğu olarak ifade edilebilir. Hesap verebilirlik, kamu yönetimi üzerinde uygulanan kontrol sürecidir. Kamu yetkisi ve kaynağını kullanan herkesin, bu yetki ve kaynak kullanımı nedeniyle, idari, mali, hukuki, etik ve performans gibi konularda ilgili makamlara hesap vermeleri gerekir.
Kamu Yönetiminde Saydamlık
Kamu yönetiminde saydamlık kavramı; açıklık, şeffaflık ve idari açıklık gibi kavramlarla aynı anlamda kullanılmaktadır. Yönetimde saydamlık, yönetime güveni, idarenin işleyişindeki objektifliği, dürüstlüğü, kararlılığı, ekonomik olmayı, adilliği ve etkinliği sağlamayı amaçlamaktadır. Bu bağlamda kamu yönetiminde saydamlık, idareye göz kulak olunması, idare önündeki perdelerin kaldırılması, idarenin kapılarının açılması ve herkesin gözü önünde çalışılması anlamına gelir. Kısaca yönetim yapısının, işleyişinin ve icraatlarının vatandaşlar ve yetkili temsilcileri açısından açık, anlaşılabilir ve izlenebilir olmasıdır. Saydamlığın sağlanabilmesi için kamu kurumlarının her türlü plan, karar ve eylemlerine dair tüm bilgi ve belgeleri doğru bir biçimde millet ve temsilcileriyle paylaşması gerekir.
Etik
Etik, sosyal bir varlık olan insanın bireysel ve toplumsal ilişkilerinin temelini oluşturan kuralları ve değerleri, doğru-yanlış, iyi-kötü gibi ahlaki açıdan araştıran bir felsefe disiplinidir. Töre bilimi olarak da bilinmektedir. Yunancada karakter, alışkanlık ve töre anlamına gelen ethos - ethikos kelimesinden türetilmiştir. Etik, Batı geleneğinde ahlak felsefesi olarak da anılmakta ve ethics veya Latince moral kavramları anlamında kullanılmaktadır.
Etik Düzeyler
Etik konusunda birtakım düzeylerden bahsetmek mümkündür. Etiğin uygulama alanları ve etik düzeyler birbiriyle ilişkili olup her bir etik düzeyinin kendine özgü sorumluluk biçimleri bulunmaktadır. Etik düzeyleri özelden genele;
- Kişisel etik
- Meslek etiği
- İş etiği
- Kurumsal etik
- Toplumsal etik
- Küresel etik şeklinde sıralanabilir.