Televizyon Kameraları

Kamera ve Televizyonun Kısa Bir Tarihçesi

20. yüzyıl boyunca iletişim teknolojisinde yaşanan gelişmelere bağlı olarak görüntü dili başat hâle gelirken bu dilin inşasında öne çıkan araçlardan birisi olarak televizyon kameraları çeşitlenmiş ve kameraların elektronik karakteristikleri ön plana çıkmaya başlamıştır.

Televizyon yayıncılığının temel donanımlarından birisi olan kameranın tarihi yüzyılı aşan bir sürece sahiptir. Çalışma prensiplerinin benzerliği dolayısıyla fotoğraf filmi ve makinesine ilişkin teknolojik gelişmeler kameranın icadıyla ilgili altyapıyı hazırlarke, hareketli görüntünün üretilmesiyle ilgili ilk uğraşlara ve teknolojik serüvene göz atıldığında, öncelikle “George Eastman’ın (1854-1932) 1889 yılında ışığa duyarlı selüloit tabanlı rulo fotoğraf filmini geliştirmesi” dikkat çekmektedir. Sonrasında, Thomas Edison (1847 -1931) ve yardımcısı William Dickson’ın (1860 -1935) 1889- 1892 yılları arasında yaptıkları laboratuvar çalışmalarına dayanan buluşları “kinetograf” ile karşılaşılmaktadır. Hareketli görüntünün film üzerine kaydedilmesi ve gösterilmesi noktasında üçüncü olarak karşılaşılan önemli buluş Fransız Lumière kardeşlerin “sinematograf” aygıtıdır. Sinematograf, ağırlığı ve ebatları dikkate alındığında bir noktadan diğer bir noktaya kolay taşınması ve rahatlıkla dışarı çıkartılması dolayısıyla günümüz kameralarının karakteristik özelliklerini barındırmıştır.

1930’lara gelindiğinde televizyon teknolojisiyle ilgili gelişmeler ortaya çıkarken bu cihaza uygun kameralar üretilmeye başlanmıştır. Bazı cisimlerin ışık enerjisini elektrik enerjisine (fotoelektrik) dönüştürme kapasitesi üzerine yapılan icatlardan doğan televizyonun tarihçesine bakıldığında birçok bilim insanının yaptıkları araştırmaların katkısı olduğu görülmektedir. Smith, May, Nipkow, Jenkins, Baird ve Zworykin gibi isimler öne çıkan kişiler olarak dikkat çekmektedirler. İlk düzenli televizyon yayını 1936 yılında İngiltere'de başlamıştır.

Televizyon Kameralarının Ana Unsurları

Televizyon kameralarının ana unsurları -film kamerasında olduğu gibi- objektif, gövde ve bakaçtan oluşmaktadır. İlk unsur olan objektif, açı ve ölçeğe bağlı olarak çekilen sahnenin küçük bir görüntüsünü kameranın ışığa duyarlı yüzeyine yani görüntüleme elemanına yansıtır. İkinci unsur objektifin de içinde yer aldığı gövde kısmıdır. Üçüncü unsur bakaç ise objektifin gördüğünün aynısını küçük bir video görüntüsü olarak gösteren yerdir.

Gövde bölümü, televizyon kamerasında görüntüyü oluşturan elemanları barındırmaktadır. Kamera, gövdesi üzerinde yer alan mercekle elde edilen görüntüyü elektriksel işlemlerden geçirerek elektronik bir görüntüye dönüştürme işlevini yapar. Kameranın bir diğer önemli ana unsuru olan bakaç, objektif aracılığıyla elde edilen görüntünün renkli veya siyah- beyaz olarak görülmesini sağlar.

Televizyon Kameralarının Sınıflandırılması

Televizyon kameraları, 1920’lerden günümüze gelinceye kadarki teknolojik gelişim kapsamında görüntünün üretilmesi, ışık ekseninde görüntü ve yayın kalitesinin yükseltilmesi bağlamında kameranın geçirdiği evrime ve ayrıca alıcı kitlesine bağlı olarak sınıflandırılabilir. Bu çerçevede bu başlık altında televizyon kameraları; tüplü ve tüpsüz, analog ve dijital, amatör ve profesyonel kameralar şeklinde ele alınmaktadır.

Kamera gövdesi üzerinde ışığa duyarlı yüzey olan görüntüleme elemanı olarak tüp ya da yarı iletkenin (Charge Coupled Device -CCD) kullanılması dolayısıyla kameralar tüplü ve tüpsüz kameralar şeklinde sınıflandırılabilir. Kamera ve bilgisayar teknolojisindeki gelişmelerle birlikte görüntünün analog ya da sayısal olarak üretilmesi dolayısıyla kameralar analog ve dijital kamera şeklinde sınıflandırılabilir. Televizyon kameraları, görüntü kayıt kalitesine bağlı olarak belirlenen satış fiyatına ve fiyatla ilişkili olarak sunulduğu pazardaki alıcı kitlesine göre amatör ve profesyonel kameralar şeklinde sınıflandırılabilir.

Televizyon Kameralarının Türleri

Televizyon kameraları kullanım yeri ve amaçları doğrultusunda üç türe ayrılabilir. Bunlar; stüdyo kameraları,EFP kameralar, ENG kameralardır.

Stüdyo kameraları, adından anlaşılacağı üzere televizyon yayıncılığının ana mekânlarından birsii olan stüdyolar içerisinde kullanılan, yüksek kaliteli bir görüntünün/yayının elde edilmesini sağlayan, oldukça ağır ve hantal olması dolayısıyla özel bir destek sisteminin yardımıyla ancak hareket ettirilebilen kameralardır.

Teknolojik gelişmelere bağlı olarak 20. yüzyılın ikinci yarısının ortalarında yani 1970 ve 80’lerde özellikle tüketici pazarı da dikkate alınarak kameraların daha hafif ve kolay taşınabilirliği önem kazanmıştır. Omuzda rahatlıkla taşınabilen bu küçük boyutlu kameraların - stüdyo kameraları gibi ek bir kamera zincirine ihtiyaç duymadan- kamera gövdesindeki donanım aracılığıyla görüntüyü üretip iletmesi olanaklı hâle gelmiştir. Böylece, bu tür özelliklere sahip EFP (alan) ve ENG (haber) kameralar televizyon yayıncılık sektöründe kullanılmaya başlanmıştır.

Yüksek Çözünürlüklü Televizyon Kameraları

Sinema alanında 1990’ların sonunda kullanılmasına rağmen içinde yaşadığımız 2000’li yılların erken dönemlerinde geliştirilen ve İngilizce kısaltılmış bir biçimde HD (high definition) ve daha gelişkin versiyon olarak UHD (ultra high definition) veya 4 K şeklinde ifade edilen yüksek çözünürlüklü ve ultra yüksek çözünürlüklü televizyon kameraları diğer kameralardan ayıran en önemli unsur, tarama çizgi sayısının fazlalığıdır. Görüntüdeki ayrıntıları da belirginleştiren tarama çizgi sayısı HD kameralarda NTSC sistemiyle çalışan kameralardaki çizgi sayısının yaklaşık iki katından fazladır. HD kameraların diğer kameralara göre bir diğer üstünlüğü ise sinema perdesinin çerçeve oranına benzer bir orana sahip olmasıdır. Yani HD kameralar, televizyon ekranının alışılmış 4’e 3 oranı (en 4 birim, boy 3 birim) yerine 5,33’e 3’lük yani 16’ya 9 (en 16 birim, boy 9 birim) orana sahiptir.

Televizyon Kameralarının Elektronik Karakteristikleri

Televizyon kameraları diğer görüntü üreticilerine (fotoğraf makinesi, film kamerası gibi) göre yapısal özellikleri açısından önemli karakteristik farklılıklar göstermektedir. Bu karakteristik farklılıkların bilinmesi bilhassa üretilen resmin denetlenmesi ve aydınlatması bağlamında önemlidir. Görüntünün üretilmesi sürecinde istenilen verimin alınabilmesi için televizyon kameralarına ilişkin bilinmesi gereken kimi elektronik karakteristikler şunlardır: Çözünürlük, Işığa Duyarlılık ve Işık Seviyesi, Kazanç, Video Gürültüsü ve Sinyal -Gürültü Oranı, Elektronik Örtücü, Kontrast.