Görüntünün Oluşturulmasında Işığın Rolü

Işıklandırmanın Temel Bilgileri

Işık, maddenin fiziksel yapısındaki atomik etkileşim sonucu meydana gelen, ışıyan bir enerji formudur. Işığın çeşitliliği ve nesne yüzeyinde ortaya çıkardığı tonlar, nesnenin biçimsel yapısını gösterir.

Işığı Oluşturan Fiziki Etmenler

Görsel sanatların temeli, teknik olarak ışığa dayanmaktadır. Işığın fiziki yapısı, fotokimyasal süreç, ışığın davranışı ve fotokimyasal spektrum kavramları ışığı oluşturan fiziki etmenlerle doğrudan bağlantılıdır. Işık ve renk ilişkisine baktığımızda aslında renk bir ışıktır. Ancak nesnelerin rengi, ışığın rengi ile üzerine düştüğü ve oradan geri yansıdığı cismin doğasının karışımı olarak açıklanabilir.

Teknik Nedenler

Işık, teknik bir gereklilik olarak görüntünün kontrol edilmesine değişik yönlerden katkı sağlamaktadır. Örneğin ışığın niteliği ve yönü ayarlanarak sahne üzerindeki doku ve ayrıntılar ortaya çıkarılabilir. Görüntüdeki uzaklık ve boyut algılarımız özel ışık teknikleriyle değiştirilebilir.

Parlaklık

Videonun tonal aralığı olarak da tanımlanan parlaklık, ışık yoğunluğunun ölçüsüdür.

Kontrast

Kontrast, sahnedeki renklerin birbirlerine zıtlığıdır. Görüntünün en karanlık ve en aydınlık bölümleri arasındaki ışık yoğunluğu bize kontrast değerini verir.

Renk Isısı

Bir renk özünün görece sıcaklığı ya da soğukluğu, renk ısısı ile ilgilidir. Kırmızı veya kırmızı/turuncu en sıcak, mavi veya mavi/yeşil en soğuk renklerdir.

Beyaz dengelemesi

Farklı renk ısı değerlerine sahip ışık kaynakları altında beyazın her koşulda beyaz olarak görülebilmesi önemli bir teknik gerekliliktir. Tabii bu, renk ısısının titizlikle denetlenmesi ile sağlanabilir.

Estetik Nedenler

Görsel sanatların olmazsa olmazlarından olan ışık, estetik açıdan seyirciye yansıtılacak duyguların net bir biçimde ifadesini sağlama ve film ya da televizyon yapımının dramatik yapısını güçlendirmeye yardımcı olur. Aydınlatmayı yönlendirmek Çalıştığımız iki boyutlu yüzeyde, gerçeklik yanılsamasının oluşabilmesi için üçüncü boyuta ilişkin tanımlamaları ışık yönetimiyle ortaya koymamız gerekir.

Kamera önü aydınlatmalarının temel amacı, iki boyutlu görüntüyü gerçeğe yaklaştırmaktır. Bunun için çoğu zaman sahnede aydınlık (ışıklı) ve karanlık (gölgeli) bölgeler tasarlanarak hem derinlik algısı oluşturulur hem de izleyicilerin dikkati belirli aksiyonlara yönlendirilir. Işığın bu amaçlı kullanımı Chiaroscuro aydınlatması olarak bilinir. Chiaroscuro aydınlatması, aydınlık ve karanlık alanlar arasındaki kontrast farklılığının derecesine göre Rembrandt, Cameo ve Siluet aydınlatması olmak üzere üç ana biçimde incelenir. Aydınlık ve karanlık karşıtlığının öneminin azaldığı aydınlatma yaklaşımı ise düz (notan) aydınlatmadır. Düz aydınlatma, öncelikli olarak nesnelerin teknik olarak görülebilmesine yönelik yapılır.

Işığın Davranışı

Işık, davranışsal olarak saydam olmayan nesnelerin yüzeyine çarptığı zaman orijinal cisme doğru geri yansıyabilir, iletilebilir ya da emilir (absorption).

Yansıma

Ortamda ilerleyen bir ışık ışını, ikinci ortamın sınırına gelince eğer bu ortamın içinden geçemiyorsa, ortam yüzeyine geldiği açıyla çarptığı ortamdan uzaklaşmaya başlar, buna yansıma denir.

Kırılma

Kırılma, ışığın bir saydam ortamdan diğerine geçerken (havadan suya veya cam gibi yüzeylere) doğrultusunu değiştirmesi anlamına gelmektedir.

Emme (Soğurma)

Bir yüzeye çarptığında yansımayan ve geçmeyen ışık emilmiş demektir. Burada emme (soğurma) derecesi, kısmen ışığın dalga uzunluğuna bağlıdır.

Işığın Yönü

Işığın niteliği bakımından üzerine düştüğü konuya hangi açıyla geldiği, konunun görünümünü önemli oranda etkileyecektir. Bu durumda en uygun yön, konunun kendi formuna ve bizim onun nasıl görünmesini istediğimize bağlıdır.

Yönü sınıflandırmak

Konuyla ve sahneyle bağlantılı olarak düz bir yüzeyi, nesneyi veya insanları aydınlatırken bazı temel ışıklama açılarını tercih ederiz. Estetik bir kaygıyla dramatik bir etki istiyorsak parçalı ve homojen olmayan aydınlatma yapılması gerekir. Katı nesnelerin aydınlatılmasında özellikle “üç noktadan aydınlatma” adı verilen bir yaklaşım ile en çekici aydınlatma etkisi sağlanmış olur. Bu temel aydınlatmada anahtar ışık (key light), biçimi ortaya çıkarır ve ana gölgeleri oluşturur. Dolgu ışığı (fill light), yumuşak ve gölgesiz aydınlatma sağlayarak kontrastı dengeler. Arka ışık (back light) ise nesneyi fondan ayıran sert ışık kaynağıdır.

Işığın Dağılması

Keskin gölgeler oluşturan güneş ışığı ile bulutlu bir havanın gölgesiz aydınlatmasının oluşturduğu bu iki uç nokta arasında sonsuz sayıda ışık niteliği karışımı söz konusudur.

Yumuşak ışık

Yumuşak ışık, yayılan ışığın oluşturduğu, dağınık ve gölgesiz aydınlatmadır. Işık kaynağı, aydınlatılan nesneden genellikle daha büyüktür.

Sert ışık

Sert ışık, küçük boyutlu bir ışık kaynağından güçlü şekilde gelen yönlü aydınlatmadır. Noktasal bir kaynaktan çıkan ışık, düz çizgiler hâlinde yayılır ve keskin gölgeler oluşturur.

Işıklandırma Yaklaşımları

Sanatsal ve estetik açıdan ışık tasarımı için belli bir sistematik tekniğe ihtiyaç vardır. Bu açıdan temel bir çalışma düzeni sağlayan sistemli ışıklandırma için başlıca iki yaklaşımdan söz edebiliriz. Bunlardan ilki, gör ve aydınlat yöntemidir. Setin ortasında durur ve çevrede lambaları koyacağınız yerleri değerlendirirsiniz. Kararınızı verdikten sonra her sahne için farklı bir aydınlatma planı oluşturursunuz. İkinci aydınlatma yaklaşımı ise planla ve aydınlat yöntemine dayanmaktadır. Bu yöntemde ışıklandırma planı önceden hazırlanır. Oluşturulan genel işlem haritası ile hem ışığın konumları hem de çekim esnasında yapılacak ışık değişiklikleri kolayca kontrol edilebilir.