Kamera Çekiminde Bakış Açısı Teknikleri
Bakış açısı kavramı, anlatının inşasında yer alan kişi, olay, zaman ve mekâna bakılan ‘optik açı’ olarak tanımlanabilir.
Bakış açısı bir filmde olayların ve/veya eylemlerin kimin algısıyla, görüşüyle izleyiciye sunulduğunu ifade etmektedir. Yönetmen, sahnenin dramatik yapısını güçlendirmek için kameranın pozisyonuyla oynar ve belirli nesneler ekleyerek bakış açısının değişmesine neden olur.
Yönetmen; bunun yanında genel ve yakın çekime, karakter dolly hareketine, alan derinliğine, kontrastlığı azaltıp-çoğaltma ve spot ışık kullanma gibi sinematografik gereçlere başvurur.
Edebiyatta Gerard Genette tarafından yapılandırılan üç tip bakış açısı biçimi tanrısal bakış açısı-dışsal bakış açısı-içsel bakış açısı sinemada da kullanılmaktadır.
Nesnel kamera bakış açısı tekniği, filmdeki karakterlerin dışında üçüncü göz işlevine sahiptir. Bu teknik, filmin dışarıdan bir bakış açısıyla aktarılmasını yani dışsal odaklanmayı ifade etmektedir.
Nesnel bakış açısına sahip kamera hareketi ile klasik anlatı sinemasının ilk aşamasını ifade eden giriş bölümünde olay, kişiler ve mekân tanıtımını gerçekleştirilir.
Öznel kamera bakış açısı tekniği, kamera ile karakterin bütünleşmesini ifade eder. Bu teknik altında birinci göz, silahlı birinci göz ve fırlatılan cisim birinci göz yer alır.
Sinemada birinci göz kavramı, sinemasal anlatıda cereyan eden olayların bir kişi ya da canlının bakış açısı ile aktarılmasını ifade etmektedir.
Birinci göz, bazen sinemada bıçak silah vb. gibi bir nesne kullanımı ile gerçekleşir. Silah ya da bıçağı taşıyan kişiyi kadrajda göstermeden sadece nesnenin gösterilmesiyle silahlı birinci göz etkisi sağlanmış olur.
Silahlı birinci gözde bir nesneyi (silah ya da bıçak) tutan bir kişinin var olmasına karşın, fırlatılan cisim birinci göz de, nesnenin karakterden yalıtılmış olmasıyla ayrılmaktadır.
Oyuncuların kameraya yönelmelerine göre bakış açısı tekniklerinde kameradan uzağa gerilim, kameraya doğru gerilim ve yıkılan duvar bulunmaktadır.
Kameradan uzağa gerilim, oyuncuların kameranın varlığını yok saymalarını ifade eder.
Kameraya doğru gerilim tekniğinde oyuncu kameraya bakarak oyunculuğunu sergiler. Bu teknik, izleyicinin filmsel gerçeklikten sıyrılamasını sağlamaktadır.
Yıkılan Duvar bakış açısı tekniği dördüncü duvar olarak kabul edilen kameraya karşı oyuncunun konuşmasıyla gerçekleşir.
Nesne dolayımı ile yapılan bakış açısı teknikleri içinde röntgenci, karanlık röntgenci, kaş-maske, paravan, yansıma ve geçit bakış açısı bulunmaktadır.
Bakış açısı tekniği olarak röntgenci, kameranın bir karakter yerine geçerek olayları bir dürbün ya da dolap içinden gözlemliyormuş hissi oluşturmasını anlatır. İzleyicinin film içine dâhil olmasını amaçlayan bu teknikte, izleyici ile karakter özdeşleşerek röntgenleme eylemini birlikte gerçekleştirirler.
Karanlık röntgenci, daha çok korku ve psikolojik gerilim içeren filmlerde kullanılan bir tekniktir.
Bir başka röntgenleme tekniği olan kaş maske tekniğinde, ekranın belirli bir kısmına röntgen işlemini yapacak nesnenin yerleştirilmesiyle sağlanır.
Paravan, filmde görüntünün bir nesne ile birlikte verilmesini ifade etmektedir. Yani yönetmen, sahneyi tasarlarken paravan adı verilen nesneler ile filtreleyerek vermeyi tercih eder.
Bir başka bakış açısı tekniği yansımadır. Yansıma tekniğinde ayna, su, cam gibi nesnelerden yansıyan görüntü ile sahneyi görürüz.
Geçit sinemada aktarılan olay örgüsünün monitör, kamera ya da televizyon gibi araçlar dolayımı ile film içinde anlatılmasını ifade etmektedir.
Yönetmen sinemasal anlamı inşa ederken ışık kullanımı ile bazen dolaylı bakış açısı tekniklerine başvurmaktadır.
Işık kullanımı ile yapılan bakış açısı teknikleri içinde gölge ve siluet yer almaktadır.
Yönetmenin sahnedeki olayları dolaylı yoldan göstermesini sağlayan önemli tekniklerden biri gölge bakış açısıdır.
Gölge tekniği ile karıştırılan siluet tekniğinde karakter çok aydınlık bir ışığın önünde durarak (ters ışık) ekrana görüntüsünün karanlık bir surette yansımasıyla oluşmaktadır.