Çalışma Sermayesi Yönetimi-Likit Varlıklar ve Menkul Varlıklar
Çalışma Sermayesi Yönetimi Konusunun Önemi ve Amaçları
İşletme Finansmanı dersinin bölümlerinden biri olan Çalışma Sermayesi Yönetiminin kapsamı, bilançonun aktif (varlıklar) bölümünde yer alan ve “cari aktifler” veya “dönen varlıklar” olarak da ifade edilen işletme varlıklarının etkin ve verimli bir biçimde kullanılabilmesi için bilinmesi ve dikkatle üzerinde durulması gereken temel konulardan oluşmaktadır. Varlıkların (aktiflerin) hem nitelikleri, hem de kullanım amacı ve kullanım süresi açısından farklı bir bölümünü oluşturan “duran varlıklar” ise ilerleyen kısımlarda yer alacaktır.
Bilindiği gibi dönen varlıklar, likit varlıklar, menkul varlıklar, alacaklar ve stoklar olarak genel adları ile ifade edilebilecek unsurlardan oluşmaktadır. Bilanço düzenleme tekniğine ve ilkelerine göre aktif kalemler likidite esası uyarınca, en likit değerden, en az likit değere doğru sıralanmaktadır. Bu düzen doğrultusunda öncelikle bu ünitede likit varlıklar ve menkul varlıklar konusu verilmiş, bir sonraki ünitede ise konunun diğer bölümünü oluşturan alacaklar ve stoklar üzerinde durulmuştur.
İşletmelerin toplam varlıklarının bir bölümünü oluşturan dönen varlıkların bir başka biçimde ifadesi olan çalışma sermayesi, günlük faaliyetlerin sürdürülebilmesi bakımından büyük öneme sahiptir. İşletmeler; faaliyetlerini belirli bir düzen içinde yürütebilmek, borçlarını zamanında ödeyebilmek ve kazanç fırsatlarını değerlendirebilmek amacıyla nakit ve nakit benzeri varlıkları ve likidite özellikleri bu varlıklara göre nispeten daha düşük olan alacaklar ve stoklar gibi varlıkları bünyelerinde tutmak zorundadırlar. Bu nedenle işletmelerin çalışma sermayesi yönetimi ve onun alt başlığı olarak ifade edilebilecek nakit yönetimi konusuna gereken özeni göstermeleri gerekir.
İşletmeler, faaliyetlerini sürdürebilme ve kısa vadeli yükümlülüklerini yerine getirme yeteneklerini ölçmek bakımından, likidite oranlarına ihtiyaç duyarlar. Bu amaçla cari oran, likidite oranı, nakit oranı ve benzeri birçok ölçü ortaya koyarak, içinde bulundukları durumu, bu durumun yeterli olup olmadığını, yetersizse alınacak tedbirleri belirlemeye çalışırlar.
İşletmeler; işlem güdüsü, ihtiyat güdüsü ve fırsatlardan yararlanma güdüsü ile nakit bulundurmaktadırlar. Ancak bulundurulacak nakit tutarın belirlenmesinde de risk ve verim arasında uygun bir denge sağlanması gerekir. Uygun nakit miktarının tespitinde; işletmenin faaliyet konusu, ölçeği, içinde bulunduğu sektördeki rekabet durumu, kredi değerliliği, işletme yönetiminin tutumu, stok politikası, alış ve satış politikaları, alacak yönetimi gibi konular yanında makroekonomik faktörler de önemli rol oynarlar.
Tüm bu faktörler, nakit ihtiyaçlarının belirlenmesinde kullanılan çeşitli yöntemlerle değerlendirilerek, işletme için uygun olduğu düşünülen nakit tutarı tespit edilmeye çalışılır. Bu amaçla nakit bütçesi, dağıtım yöntemi, regresyon analizi, Baumol Modeli, Miller-Orr Modeli ve Beranek Modeli gibi yöntemlerden yararlanılır.
İşletmelerde belirli dönemlerde nakit fazlasının ortaya çıkması hâlinde, bu fonların nakit olarak tutulması yerine kısa süreli menkul varlık yatırımı yapmak suretiyle değerlendirmeleri, genel bir eğilimdir. Bu amaçla işletmeler; hazine bonosu, finansman bonosu, kısa vadeli mevduat, repo ve yatırım fonu gibi araçlara yatırım yaparak gelir elde etme imkânına sahip olmaktadırlar.
Çalışma Sermayesi ve Yönetimi ile İlgili Kavramlar
Çalışma sermayesi kavramı ile de ifade edilen dönen varlıklar (cari aktifler) ile ilgili konuları, önceki dönemlerde aldığınız çeşitli muhasebe derslerinde gördüğünüz finansal (mali) tablolar arasında en sık kullanılan ve en çok bilinen bilanço ve bilanço bölümleri temelinden hareketle açıklamak oldukça pratik ve anlaşılması en kolay yoldur.
İşletmelerin faaliyetlerini sürdürebilmeleri için edinmek ve kullanmak zorunda oldukları varlıkların (aktifin) bir bölümünü oluşturan dönen varlıkların ve bu varlıkları oluşturan kalemlerin niteliklerinin ve kullanım amaçlarının bilinmesi, gelecek dönemlerde alacağınız çeşitli finansman derslerinin de anlaşılmasını ve konuların yerli yerine oturmasını sağlamak açısından oldukça önemlidir. Bu bakımdan yabancısı olmadığınız bu konuları kısaca hatırlatmakta yarar görülmektedir.
Dönen Varlıklar
Bildiğimiz gibi bilançonun aktifi, dönen varlıklar (cari aktifler) ve duran varlıklar (cari olmayan aktifler) olmak üzere iki bölümden oluşmaktadır. Dönen varlıklar, her an kullanıma hazır nakit değerler ile derhâl ya da birkaç gün içinde yani kısa bir sürede nakde dönüştürülebilmesi mümkün olan çeşitli menkul varlıklar, kredili satışlardan doğan alacaklar ve işletmenin faaliyet alanına, konusuna ve ölçeğine bağlı olarak miktarı ve türü farklılıklar gösterebilen çeşitli stok kalemlerinden oluşmaktadır.
Likidite
Sözlük anlamı sıvı veya akışkan olan likit sözcüğünden türemiş “likidite” kavramı, bir varlığın nakde dönüşüm süresinin kısa oluşunu ve nakde dönüşürken, değerini tamamen ya da önemli ölçüde koruyabilme özelliğinin yüksek oluşunu ifade etmekte kullanılmaktadır.
Menkul Varlıklar
Sözlüğe bakıldığında “menkul” sözcüğünün karşılığının; bir yerden bir yere taşınabilen, taşınır, olduğu görülmektedir. Menkul varlık kavramı ise, taşınır varlık anlamına gelmekte ve nakde dönüşüm yeteneği (likiditesi) yüksek olan hazine bonosu, finansman bonosu, kısa vadeli banka mevduatı, repo ve yatırım fonu gibi varlıkları ifade etmekte kullanılmaktadır.
Çalışma Sermayesi
Dönen varlıkları oluşturan unsurları finanse etmekte kullanılan sermayeyi ifade etmekte kullanılan kaynaklar olarak da yorumlanabilecek çalışma sermayesine, bu kavramla eş anlamlı olarak, işletme sermayesi, döner sermaye veya brüt çalışma sermayesi de denmektedir.
Net Çalışma (İşletme) Sermayesi
Net çalışma (işletme) sermayesi, dönen varlıklarla, işletmenin bir yıl içinde ödemekle yükümlü olduğu borçları yani kısa vadeli borçları arasındaki farkı ifade etmektedir.