İşletmelerin Amaçları ve Çevresi

İşletmelerin amaç odaklı olduğunu belirtmek, gelecek yöneliminin önemini vurgularken, bu amaçların belirli ve somut hâle getirilmesi gerekliliği açıktır. Amaçların doğası zaman ve kültür açısından farklılık gösterebilmektedir. İşletme amaçları, faaliyetler sonucunda elde edilmek istenen sonuçlar olup, yapılan iş ve faaliyetlerin niçin ya da neyi elde etmek için yapıldığını belirtir. İşletmeler amaçlarını belirlediğinde gelecekte hangi mal ve hizmetleri kimler için, hangi kalitede üreteceğine, ne ölçüde bir kâr beklentisi olduğuna dair standartlar ortaya koymuş olmaktadır. İşletmenin açıklanan amaçları tüm çalışanların eylemlerinde belirleyici etkiye sahip olduğundan amaçların belirlenmesi ve açıklanması son derece önemli bir süreçtir. İşletmenin ve çalışanların başarısını belirleyen olgu, bu amaçlara ulaşma derecesidir.

İşletmeler, vizyon, misyon, amaç ve hedef şeklinde parçalardan oluşan, hiyerarşik bir sıralama gösteren ve hepsi bir arada işletmenin stratejik niyetini ortaya koyan bir amaç bütününü hayata geçirmek için faaliyette bulunmaktadır. Bu biçimsel amaçlar dışında bir de uygulamada bireylere yön veren birtakım amaçlar vardır ki bunlar da biçimsel olmayan amaçlar olarak ifade edilebilir. Bir anlamda işletme, birbirinden farklı ve kimi zaman da çatışan amaçların dengelendiği bir sistemdir.

İşletmelerin amaçlarını ekonomik ve ekonomik olmayan amaçlar şeklinde ikiye ayırmak mümkündür. Genel olarak tüm işletmelerin sahip olduğu ekonomik amaçlar; kârlılık, büyüme ve süreklilik olarak ortaya konur. Kârlılık, işletmenin koyduğu sermayeye göre pay sahiplerinin elde etmek istediği getiriyi belirtir. Büyüme, işletmecilikte sayısal ve nitelik olarak bir gelişimi ifade eder. Süreklilik, işletmenin uzun dönemde varlığını sürdürebilmesi ile ilgilidir. Bununla birlikte işletmeler, karşılıklı çıkar gözetimi maksadıyla bir araya gelen birey ve gruplardan oluşmaktadır. Bu çıkarların her zaman kesişmesi imkânsızdır. Ancak süreçte yer alan birey ve gruplar bir nevi koalisyon oluşturmak suretiyle, işletme bütünü içerisinde, kendi çıkarlarına ulaşmaya çalışırlar. Dolayısıyla işletmenin ekonomik amaçlarının yanı sıra; çalışanlar, tedarikçiler, satıcılar, müşteriler ve genel anlamda toplum şeklinde belirtilen farklı çıkar gruplarının amaçları da süreç içerisinde söz konusu olmaktadır.

İşletmeler faaliyetleri esnasında çevreyle karşılıklı etkileşim hâlindedir. Bir başka deyişle, belirli çevresel koşullar altında faaliyette bulunur, çevreden girdi alır, çevreye çıktı verirler. Bu ise işletmelerin içinde bulundukları çevreden etkilendiği ve çevreyi etkilediği anlamına gelmektedir. Bu durum, çevre unsurlarını önemli bir inceleme birimi hâline getirmektedir.

İşletmelerin faaliyette bulunduğu çevreyi yakın ve uzak çevre olarak ikiye ayırmak mümkündür. İşletme sınırları dışında kalan ve işletmeyle doğrudan ilişki içinde olup bu ilişkiler sonucu işletmeyi etkileyen çevre unsurları işletmenin yakın çevresi olarak tanımlanırken, müşteriler, tedarikçiler, rakipler, sendikalar ve finans kuruluşları bu çevrenin belli başlı aktörleridir. İşletmenin faaliyetlerinden etkilenen ve bu faaliyetleri etkileyen en önemli çevre unsuru müşteri veya tüketicilerdir. Tedarikçiler, işletmelere faaliyetleri için gerekli olan mal ve hizmetleri sağlarlar. Rakipler, aynı faaliyet dalında aynı müşteri kitlesine ürün ya da hizmet sunan işletmelerdir. Sendikalar, iş gücü maliyetlerinin şekillenmesinde, işletmelerde iş gücünün verimliliğinin artırılmasında ve çalışma barışının sağlanmasında önemli bir unsurdur. Finans kuruluşları, işletmeye verdikleri kredilerle fon ve kaynak transfer ettikleri için işletme açısından bir tür tedarikçi gibidirler.

Ayrıca işletmeyi, içinde bulunduğu çevrenin bazı unsurları dolaylı olarak etkilemektedir. Genel çevre veya işletmenin uzak çevresi olarak adlandırılan bu çevrenin unsurları ise politik çevre, yasal çevre, ekonomik çevre, sosyokültürel çevre, demografik çevre, teknolojik çevre ve uluslararası çevre olarak sayılmaktadır.