İslâmiyet Öncesi Arabistan
Arabistan’ın Coğrafi Durumunu Tanımlayabilmek
Arabistan Asya, Afrika ve Avrupa kıtalarının kesişme noktasında yer alır. İslâm kaynaklarında ‘Sibhü ceziretü’l-Arab’ olarak adlandırılırken sonraki zamanlarda kısaltılarak sadece Ceziretü’l-Arab şeklinde kullanılmaya başlanmıştır. Bölge, Türkçede Arabistan veya Arap yarımadası olarak ifade edilmektedir. Bölgenin doğusunda Uman Denizi ve Basra Körfezi, güneyde Arap Denizi ve Aden Körfezi, batıda Kızıldeniz ve Akabe Körfezi bulunuyor.
Arabistan’ın Güneyinde Ve Kuzeyinde Kurulan Devletleri Tanıyabilmek
Arabistan’ın asıl sakinleri günümüzde dünyanın en kalabalık Sâmî kavmi olan Araplardır. Bölgede Yontma Taş ve Cilâlı Taş devirlerinden itibaren hayat olduğu bilinmektedir. Arap kelimesine ilk defa Asur Kralı III. Salmanasar’ın yıllıklarında rastlanır. Bu tarihten milattan önce VI. yüzyıla kadar Asur ve Bâbil kitabelerinde sıkça geçer. Herodotos’tan itibaren de eski Yunan ve Latin kaynaklarında yer alır. Araplar geleneğe göre biri kuzey, diğeri güney olmak üzere iki büyük kola ayrılır. Güney Arapları’na Kahtânîler (Yemenliler), Kuzey Arapları’na ise Adnânîler (Nizârîler, Meaddîler) adları verilmekte ve tarihî Arap kabilelerinin bu iki soydan geldikleri kabul edilmektedir. Arap Yarımadası’nın güney ve kuzeyinde İslâm öncesi dönemde çeşitli devletler kurulmuştur.
Hicaz Bölgesinin Önemini Açıklayabilmek
Arabistan’ın sadece İslâm tarihi bakımından değil dünya tarihi bakımından da en önemli bölgesi Hicaz’dır. Zira burası son peygamber Hz. Muhammed’in dünyaya geldiği, yaşadığı, peygamber olarak görevlendirildiği ve görevini tamamladıktan kısa bir süre sonra vefat ettiği yerdir. Bu bölge, Arap yarımadasının Kızıldeniz tarafında orta kısımda yer alır. Kelime anlamı iki şeyi birbirinden ayıran, sınır, engel anlamındadır.
Araplarda İslâmiyet Öncesi Dini Hayatı İrdelemek
Arabistan’ın genelinde putperestlik yaygın inanç olmakla beraber Yahudilik ve hıristiyanlık da vardı. Purperestler, taptıkları putlardan ayrı olarak tek tanrı inancı da vardı.
Araplarda Ekonomik Hayatın Dinamiklerini Anlayabilmek
Arabistan’ın büyük bir bölümünde olduğu gibi Hicaz bölgesinde de ekonomik kaynaklar çok da yeterli değildi. Ticaret özellikle Mekke’de büyük bir öneme sahipti. Ayrıca Yemen bölgesindeki Minalılar, Sebalılar ve Himyerlilerle kuzeyde bulunan Nabatlılar, Palmirliler ve Hireliler kendi dönemlerinde ticaret alanında etkin rol üstlenmişlerdi.
Şöhretleri tüm Arabistan’a yayılan Kureyşliler, kendilerini diğer Araplara karşı üstün görmeye başlayarak, Mekke’ye hac için gelen Araplar için yeni kurallar koymaya başladılar. Bu kuralların çoğu, Kureyşlilerin dışarıdan gelen Araplardan daha çok kazanç elde etmelerine yönelikti. Araplarda Aile Hayatı Ve Toplumsak Yapıyı Açıklamak
Araplarda kabile yapısının toplumsal hayatta sosyal, dinî, siyasi, ekonomik ve kültürel alanda çok önemli etkileri vardır. Birey kendinden önce kabilesinin kimliğini taşır ve öncelikle onu yaşar. Araplar için bir kabileye mensup olma durumu kan bağının dışında istilhak (katılma), muâhât (kardeşleşme), ve hilf (antlaşma) yoluyla da gerçekleşebiliyordu. Kabileye kan bağı ile bağlı olmamakla beraber özgür olan başka bir grup da mevâlidir. Mevâli ismi farklı yollarla kabileye bağlanan insanlar için kullanılmaktadır. Mevâli kavramı, İslâmiyetin diğer kavimler arasında yayılmasından sonra Arap olmayan Müslümanlar için kullanılmıştır.