İmamiyye

İmamiyye, Hz. Peygamber (s.a.v.) in vefatından sonra, Allah’ın emri, Peygamber’in tayini ve vasiyeti ile Hz. Ali, oğulları Hasan, Hüseyin ve Hüseyin’in neslinden dokuz evladını meşru imam kabul eden, böylece on iki imama inanmayı dinin asıl rükünlerinden sayan mezheptir. İmamın en üstün (efdal) olduğu fikri de İmamiyye’nin karakteristik özelliklerinden sayılır. İmamiyye’ye, İsnaaşeriyye (on ikiciler), Caferiyye de denilmektedir. Başka bir ifade ile İmamiye, Hz. Peygamber (s.a.v.) in vefatından sonra Hz. Ali ve sırasıyla onun iki oğlu ile torunlarını Allah’ın emri, Peygamber’in tayini ve vasiyeti ile meşru imam kabul eden ve böylece on iki imama inanmayı dinin aslına dâhil bir rükün olarak görenlerin mezhebidir.

Bugün, Şia denince genellikle bu fırka anlaşılır. İmamiyeye, on iki imamı kabul ettiklerinden dolayı İsnaaşeriyye (on ikiciler); imamlara inanmayı imanın şartlarından biri olarak gördüklerinden İmammiyye; hem itikat hem de ibadet ve muamelatta İmam Cafer es -Sadık’ın görüşlerine dayandıklarından Caferiyye de denmiştir.

İmamiyye’nin usuluddin dediğimiz inanç esasları ile ilgili hususlarda dikkat çekici özellikler taşımaktadırlar.

Her şeyden evvel Tevhit, Nübüvvet ve Ahiret gibi üç temel usulde birleşmiş olmakla birlikte, imametin usuluddin içine sokulması ve dolayısıyla Hz. Muhammed’den (s.a.s.) sonra belli kişilere üstünlük sağlanması ve bu kişilerin, Peygamber gibi “ismet” sahibi, yani günahlardan korunmuş oldukları ve başkalarında bulunmayan “özel bir bilgi”ye sahip oldukları hususunun kabul edilmesi, İslam dininin, Kur’an- ı Kerim'in özüne ve ruhuna ters düşmektedir; çünkü üstünlük, ancak takvaya bağlı olan bir meziyettir.

Ehlisünnet, Hz. Muhammed’in (s.a.s.) soyunu, Ehlibeytini, dolayısıyla Hz. Ali ve oğullarını sonsuz bir hürmet ve muhabbetle bağrına basar ve onlara azami bağlılığı (tevella) gösterir; ama onların, Hz. Peygamber’in soyundan gelmekle Müslümanların imamı veya halifesi olma hakkını taşıdıkları iddiasını benimsemez.

Ali b. Ebi Talib’ten sonra İmamiyye Şîasının kabul ettiği imamlar şunlardır:

2-Hasan b. Ali b. Ebi Talib

3-Hüseyin b. Ali b. Ebi Talib

4-Ali b. Hüseyin Zeynelabidin

5-Muhammed El -Bâkır

6-Cafer Es -Sadık

7-Musa El -Kâzım

8-Ali Er- Rıza

9-Muhammed Et -Taki

10-Ali en -Naki

11-Hasan el -Askeri

12-Muhammed b. Hasan el -Mehdi

İmamet meselesi, Ehlisünnet’e göre Müslümanların fıkhi meselelerinden biridir ve dinin esası ile ilgisi yoktur; çünkü imamın esas vazifesi olan dini ikame etmek, yaymak ve Müslümanların işlerini görmek, belli bir sülale veya zümrenin inhisarında olamaz.

Furu sayılan meselelerde Ehl -I Sünnet ile aralarında çok önemli farklar bulunmamakla birlikte, namazın beş vaktinin cem ile üç vakitte kılınması, seferilik durumunun 48 km. ile sabitlenmesi, oruç konusunda seferilik halinde asla oruç tutulamayacağı, Ramazan Ayında kılınan teravih namazlarının cemaatle birlikte kılınmaması gerektiği gibi hususlarda ayrılıklar bulunmaktadır.