Şia’nın Doğuşu, İlk Şii Fikirler Ve Hareketler

Şia, Ali b. Ebi Talib'in Hz. Muhammed'den hemen sonra nass ve tayinle halife olduğuna inanan, İmametin insanlığın sonuna dek, Ali'nin soyunda devam edeceğini ileri süren, bu imamların masum olduklarını iddia eden toplulukların müşterek adıdır.

Şiiliği diğer fırkalardan ayıran en önemli özellik vahiy algısı ve imamet anlayışıdır. Zeydiye’nin dışındaki bütün Şii fırkalarda bu iki temel özelliğin var ve etkin olduğunu görmek mümkündür. Hz. Peygamber’in Hz. Ali’yi özel olarak bilgilendirdiği şeklindeki iddialar, Şii vahiy algısı ile ilgili ilk tezahürler olarak değerlendirilebilir.

İlk Şii fikirler birinci hicri asrın sonlarına doğru, Muhammed b. el - Hanefiyye’nin ölümünden sonra, onun adı etrafındaki spekülasyonlarla birlikte tarih sahnesinde görülmeye başlamıştır.

İkinci hicri asırda, “şia”, toplumun diğer kesimlerinden kendilerinin farklı olduğuna inanan, toplum tarafından da farklı olarak algılanan bir topluluğun ismi olarak, ıstılah özelliği kazanmıştır.

Şii anlayışa göre Hz. Ali, Hz. Peygamber’den sonra fasılasız imam olduğu için, Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer ve Hz. Osman, onun hilafetini gasbetmiş olmaktadırlar.

Şii hareketi kategorisinde değerlendirebileceğimiz ilk hareket Muğire b. Said Hareketidir. Muğire b. Said 119 -120/737 -738’lerde vali Halid b. Abdillah el - Kasri’ye karşı ayaklanmıştır.