İlahi Sıfat Ve İsimler
İslam dini, insanın duyularının ötesinde bulunan Allah’ı, O'nun sıfatlarıyla anlatmayı ve tanıtmayı hedeflemiştir. İlahi kitaplarda Allah kendisini birtakım sıfatları, isimleri ve bunların fiili yansımalarıyla insanlara tanıtmıştır. Sıfatlarını ve tecellilerini bilerek yaratıcısına inanan insan, O'nunla olan iman bağını daha da içselleştirir ve pratik bir değer yükleyebilir.
Allah’ı bilmenin ve hakkında konuşmanın imkân ve mahiyeti, çeşitli inanç ve düşünce mensupları tarafından tarihte ve günümüzde tartışılan temel hususlardandır. Vahiy kültüründen uzak ya da dinin tahrif edilmiş hâli içerisinde, insan zihninin, Allah anlayışında teşbih, tecsim, şirk ya da inkârcılık ile nasıl ve ne tür sapmalar yaşadığı tarihi tecrübe ile sabittir. Bu yüzden ilahi dinler vahyin sürekliliği ile insana Allah’ı, O’nun istediği şekil ve düzeyde bilmenin yolunu açagelmiştir. Böylece mutlak varlık olan Allah’ın, sınırlı ve mukayyet varlık olan insan tarafından eksik ve yanlış algılanmasının önüne geçildiği gibi yüce yaratıcının beşerî idrakin kalıplarından aşkın oluşu da muhafaza edilmiştir.
Hz. Peygamber döneminde ilahi isim ve sıfatlarla ilgili felsefi tartışmalar tabii olarak yoktu. Herkes bu sıfatlara iman eder ve gereklerini yerine getirmeye çalışırdı. Ancak Hz. Peygamber’den sonraki dönemlerde dış kültürlerin de etkisiyle Allah’ın isimleri ve sıfatları hakkında bazı tartışmalar yaşanmıştır. Kimi şahıs ya da gruplar sıfatları inkâr etmiş, kimisi yanlış anlamış ve insanların zihnini yanlış yönlendirmişlerdir. Bu nedenle İslam âlimleri hem Müslümanların akaidini korumak hem de bu esma ve sıfatları doğru anlatmak için çeşitli sınıflandırmalar yapmışlardır. Konunun uzmanlarını ilgilendiren bu tartışmaların ötesinde, her Müslüman’ın Allah’a imanının gereği olarak, O’nun isim ve sıfatlarını öğrenmesi gerekir. Bu sayede Allah’ı daha iyi tanıyacak ve onunla olan duygusal bağı daha güçlü olacaktır. Bu da elbetteki davranışlarına yansıyacaktır.
İslam düşüncesinde ilahi sıfatlar değişik kısımlandırmalara tabi tutulmuştur. Sıfatların mahiyeti, Allah’a nispet boyutu ve algılanış biçimlerine göre bu sınıflamalar yapılmıştır. Zati, selbî, subuti, haberi gibi isimlendirmeler bunların en meşhurlarındandır.
Zatî sıfatlar; Allah Teâla’nın zatına mahsus, olup O’ndan başkasına nispet ed ilmesi caiz ve mümkün olmayan sıfatlardır. Sübuti sıfatlar; Kur’an’da vehadislerde Allah’a doğrudan nispet edilen veh akiki anlamları Allah’ta ezelî olarak sabit bulunan sıfatlardır. Haberî sıfatlar ise; varlıkları ancak nassın(Kur’an veHadis) haber vermesiyle bilinebilen, birbaşka ifadeyle varlıklarını tespitte akıl yürütm e imkânı bulunmayan sıfatlara denmektedir.
Gerek Kuran’da gerekse hadislerde Allah’ın birtakım özel isimlerinden bahsedilmiştir. El‐Esmâu’l‐Hüsnâ diye bilinen bu isimler aynı zamanda Allah’ın sıfatları olarak da kabul edilmektedir. Allah’ın isimlerini bilmek, aynı zamanda O’nun sıfatlarını öğrenmek olacağından, isimleri ne kadar çokbilirse Allah o kadar fazla tanımış olacaktır ve paralelde Allah insan ilişkisinin canlı vedinî hayata katkısı olur birtarzda inşasına temel teşkil edecektir. Allah’ın isimleri aynı zamanda sıfatlarıdır. O’nun anlamı ol mayan bir ismi bulunmaz.