Dinin Tanımı ve Mahiyeti
İnsanlık tarihi incelendiğinde, bütün toplumların bir dine inanmış oldukları görülmektedir. Bütün dinlerin kendilerine özgü inanç, ibadet ve ahlak sistemleri mevcuttur. Farklı toplumlar ve onların inançları, ibadet ve ahlak sistemleri incelendiğinde, benimsemiş oldukları dinin, ibadet biçimlerinin, sembollerinin birbirinden farklı oldukları görülmektedir.
Din kavramı, teoloji, antropoloji, sosyoloji, psikoloji ve dinler tarihi gibi pek çok disiplini ilgilendiren çok temel bir kavramdır.
Din, toplumun bireylerini aynı değer yargıları ve duygular etrafında birleştirici bir özelliğe sahiptir. Aynı zamanda din, davranışları belirlemede kanunlardan daha kuvvetli bir yaptırım gücü meydana getirmektedir.
Türkçede kullandığımız “din” kelimesi, dilimize Arapçadan geçmiş bir kelimedir. Arapça “d-y-n” kökünden türemiş olan kelimenin çoğulu “edyân”dır. Din kelimesi, hüküm, ceza, âdet, şeriat, hesap, itaat, yol, mezhep ve millet gibi birçok anlamı ihtiva etmektedir. Kur’an-ı Kerim’de ise “din” kelimesinin iki yönlü olduğu tespit edilmektedir. Allah’a nispet edildiğinde, hâkim olma, itaati altına alma, hesaba çekme ve cezalandırma anlamlarını eden din kavramı, kula nispet edildiğinde ise, boyun eğme, itaat etme ve teslim olma anlamlarına gelmektedir.
Dinler tarihi açısından dinin genel bir tanımı şöyle yapılmaktadır; “bir cemaatin sahip olduğu, kutsal kitap, peygamber veya kurucu, Tanrı kavramını da genellikle içinde bulunduran inanç sistemi ve bu sisteme bağlı yaptığı ibadet ve ahlakî kurallar bütünüdür.”
İslami bakış açısıyla dini şöyle tanımlayabiliriz: “Din akıl sahibi insanları kendi iradeleriyle, dünya ve ahirette mutluluğa ulaştırmayı hedefleyen ilahi bir kanundur.”
Din, adına din denilebilmesi için akide (inanç), ibadet, ahlak, bilgi ve tecrübe gibi unsurları ihtiva etmesi gerekir.
Dinin kaynağıyla ilgili öne sürülen teoriler ise, “Animizm”, “Totemizm”, “Natürizm” ve "Monoteizm” dir. İslam’a göre, dinin kaynağı vahiydir.
Din insan için vardır. Amacı ise insanı erdemli, ahlaklı bir insan seviyesine yükseltmektir. Dinin bir diğer amacı insana, kendi özüne uygun, insan onuruna yakışır bir dünya hayatı temin etmek, onun Allah ile doğru bir iletişim kurmasını sağlamak ve böylece insanı, dünyada nefsinin kötülüklerine karşı koruyarak ahirette de mutlak kurtuluşa erdirmektir.
İnsan hayatın anlamını, ne için yaşadığını, ölümün anlamını, öldükten sonra ne olacağını merak eder ve bu konuları bilmek ister. Din insanların bu merakını gidererek aşkın olanı anlamaya yönelik bir anlayış kazandırmayı amaç edinir.
Din, toplumlara yön veren bir hayat nizamıdır. Toplumda adaleti, hukuku, ahlakı ve yüce değerleri yerleştirmeyi gaye edinir. Böylece toplumun düzenini tesis eder. Dinin toplumda bütünleştirici bir işlevi vardır. Din, toplumda dayanışma gücünü artıran ve geliştiren bir özelliğe sahiptir. Din, insanları toplum kuralları içerisinde tutmaya yardım etmektedir. Öyleki dinin sosyal kontrol işlevi, insanlar üzerinde toplumda mevcut olan kanun ve kurallardan daha büyük bir etkiye sahiptir.
Toplumların tabi oldukları inanç, ibadet ve din anlayışları birbirlerinden kaynak, değer yargıları, sembolleri, inanç sistemleri ve ahlak ilkeleri bakımından farklılık göstermektedir. Bu farklılıklar dikkate alınarak çeşitli tasnifler yapılmıştır.
Dini kabul eden kitlelere göre:
- İlkel dinler (Dinka, Ainu, Maori gibi)
- Millî dinler (Konfiçyüslük, Taoizm, Şintoizm gibi)
- Evrensel dinler (Hıristiyanlık, İslam gibi)
Tanrı anlayışlarına göre:
- Tek Tanrılı (Monoteist) dinler (Yahudilik, Hıristiyanlık ve İslam)
- İki tanrılı (Düalist) dinler (Mecusilik)
- Çok tanrılı (Politeist) dinler (Eski Yunan, Mısır, Roma dinleri)
- Tanrı hakkında net bir tavrı olmayan dinler (Budizm, Şintoizm)
Kur’an-ı Kerim’e göre:
- Hak din (İslam)
- Muharref dinler (Yahudilik ve Hıristiyanlık)
- Batıl dinler (Kaynağı vahiy olmayan dinler)
İslam dini, Allah'ın insanlara göndermiş olduğu son dindir. İslam dininin özellikle üzerinde durduğu temel prensip ise tevhid prensibidir. İslam dini, varoluşunun gayesini anlamlandırmaya çalışan insana, onun hayatının anlamının Allah karşısında bir imtihandan ibaret olduğunu beyan etmektedir. Bu sınanmada insan, insani değerlerini yükselttiği ve erdemli bir hayat ortaya koyabildiği ölçüde bu sınavın hakkını vermiş olacaktır.
İslam âlimleri, İslam dininin temel esaslarını itikadi esaslar, amelî esaslar ve ahlaki esaslar olmak üzere üç kısma ayırmışlardır.
İslam dinini diğer dinlerden ayıran özellikler:
İslam dininin kaynağı vahiy, en temel prensibi ise tevhidtir.
İslam’ın kutsal kitabı günümüze kadar tahrif edilmeden korunmuş tek kutsal kitaptır.
İslam dininde Allah ile peygamber arasındaki çizgi korunmuş, peygambere ulûhiyet atfeden anlayış reddedilmiştir.
İslam dini akla en uygun dindir.
İslam dini hoşgörü dinidir. İnancı zorla dayatmaz.
İslam’ın hitabı evrenseldir. Muhatabı bütün insanlıktır.
İslam dini, insan fıtratına en uygun dindir.