İbn Haldun ve Medeniyet Teorisi

İbn Haldun, toplumun ve devletin doğal bir kökeni olduğunu ve doğal bir tarihsel gelişim süreci geçirdiğini ileri süren bir filozoftur. Buna göre bilimler ve sanatlar, insanı hayvanlardan ayıran en önemli özelliklerdir. İnsanlar, tek başlarına yaşayamazlar, toplum olarak yaşamaları bir ihtiyaçtır. Bundan da devlet ve hükümdarlık doğmuştur.

İbn Haldun'da en önemli felsefi düşüncesi tarih ve toplum felsefesidir. Onun bu konuda geliştirdiği en önemli kavram "Umran" kavramıdır. İbn Haldun’a göre umran, insanların birlikte yaşamak üzere bir araya gelmeleri ve buna yönelik örgütlenmeler sonucu ortaya çıkan ilişki biçimlerinin toplamıdır. Umran ilmi, tarihte olup bitenleri ve toplumların başına gelenleri ve gelecekte olabilecekleri anlama hususunda genellemeler yapılabilecek tarzda bir bakış açısı geliştirebilmeyi kendisine görev edinmektedir.

İbn Haldun’a göre tarih faydası çok fazla ulvi amaçlar taşıyan bir ilimdir. Tarihle ilgilenen kişinin yanlışlara düşmemesi ve hakikate ulaşması için farklı bir sistematiğe ve değişik kaynaklara, çeşitli ilim dallarına ve sağlam bir perspektife ihtiyacı vardır. Bunun için tarih, sadece geçmiş zaman içerisinde olan olayların dış görünüşleriyle tasvir edip anlatmak olmamalıdır. Tarih, aynı zamanda düşünmek, hakikati araştırmak ve olayların sebeplerini bulup ortaya çıkarmaktır.