İslam Ahlakında Temel Erdemler

Çağımızın en önemli sorunları ahlaki sorunlar olmasına ve İslam ahlakındaki temel erdemleri belirlemenin ahlaki eğitim-öğretim ile ahlaklı yaşamı kolaylaştırmasına rağmen İslam'ın ahlak esasları, imanın ve İslam'ın şartlarında olduğu şekilde insanlar tarafından kolayca bilinecek sadelik ve netlik içinde ortaya konmuş değildir.

İslam ahlakı, Kur'an-ı Kerim ve Peygamber Efendimizin sünneti ile başlamış olduğu için İslam'ın ilk döneminde ahlak dini ilke ve kurallara dayanmaktaydı. Ancak Hz. Peygamber’in vefatından sonra özellikle İslâm devletinin sınırlarının genişlemesi sonucunda farklı kültür ve medeniyetlere mensup insanlarla karşılaşma, İslam düşüncesinin farklı kültür ve medeniyetlerden etkilenmesi ve İslam toplumunun kendi içindeki iktidar mücadeleleri gibi İslam dünyasında ortaya çıkan fikri ve sosyal sebepler dolayısıyla İslam dünyasında geleneksel ahlak anlayışı, tasavvufi ahlak anlayışı ve felsefi ahlak anlayışı olmak üzere üç farklı ahlak anlayışı ortaya çıkmıştır.

Bu ahlak anlayışları “İslam ahlakında temel erdemler nelerdir?” sorusuna, imanın şartı ve İslam’ın şartı örneklerinde olduğu gibi, sade, sistematik, bütün Müslümanların ortak olarak kabul edebilecekleri derecede kapsayıcı ve İslam’ın ana kaynaklarından hareketle oluşturulmuş bir cevap vermemişlerdir. Her bir ahlak anlayışı kendi açısından olaya yaklaşarak temel erdemler konusunda farklı belirlenimlerde bulunmuşlardır.

İslam ahlakındaki temel erdemlerin belirlenmesi noktasında özellikle iki yol dikkat çekmektedir. Birincisi, Kur’an -ı Kerim’de yer alan erdemlerin sayısal çokluğundan hareketle bir belirlenimde bulunmak. İkincisi ise, Kur’an’daki doğrudan erdemlerle ilgili bir veya birkaç ayetten hareket ederek belirlenimde bulunmak.

İslami ilkelerin belirlenmesinde sayısal vurgunun belirleyici bir kriter olmamasından ve bir de iman ve ibadet esaslarının Kur’an-ı Kerim’de çok fazla yer almalarına göre değil de bir veya birkaç ayetten hareketle belirlenmiş olmalarından dolayı, İslam ahlakında temel erdemlerin neler olduğu ahlakla ilgili ayetlerden hareketle belirlenmelidir. Bu noktada farklı ayetler ileri sürülebilir. Ancak Ömer Nasuhi Bilmen'in Nahl Süresi'nin 90. ayetinin bütün faziletleri içerdiğini söylemesi, bu ayetin sadece ahlaki erdem ve erdemsizliklerden bahsetmesi, ifade ettiği erdem ve erdemsizliklerin kuşatıcı, sade ve genel geçer olması ve bir de Ömer b Abdülaziz döneminden itibaren cuma günleri hutbede okunması gibi nedenlerden dolayı İslam ahlakındaki dört temel erdem Nahl Suresi’nin 90. ayetinden hareketle belirlenebilir. Bu ayetde ifade edilen İslam ahlakının dört temel erdemi şunlardır; adalet, muavenet/yardımseverlik/yakınlara bakma, iffet/hayâsızlık ve merhamet/haddi aşma.

Adalet, hak sahibine hakkını tam olarak verme şeklinde ifade edilmekte olup bütün dinler ve ahlak filozofları tarafından kabul edilen bir erdemdir. Yardımseverlik, yardıma ihtiyaç duyan insanlar için sahip olunması gereken toplumsal bir erdemdir. İffet, aşırı istekleri bastırıp dinin ve aklın buyruğu altına sokmak; insanın elini, dilini, gözünü, kulağını ve bütün bedenini ahlaka aykırı davranışlardan uzak tutmaktır. Merhamet erdemi ise, Allah’ın insanlara verdiği birer iyilik aracı olup muhtaç ve çaresizlere yardım edip sıkıntılarını gidermektir.