Meslek Hastalıkları

İnsanoğlu son yüzyılda baş döndürücü bir şekilde teknolojik ve sosyal gelişim içine girmiştir. Bu gelişmeye paralel olarak her geçen gün yeni ürünler ve yeni iş alanları ortaya çıkmıştır. Bu artan iş kollarından dolayı işe bağlı hastalıklarda önemli derecede artış olmuştur. İş yeri güvenliği, işçi sağlığı ve korunma yöntemleri daha da önemli bir hâle gelmiştir. Gelişen sanayi ile birlikte çalışanların iş alanları her geçen gün artmakla beraber karşılaşabilecekleri fiziksel ve psikolojik mesleki risk faktörleri de artmaktadır. Artık çalışma alanlarında 100.000’den fazla kimyasal madde bulunmakta bunların 700’den fazlası ise kanserojendir. Mesleki biyolojik risk etmenlerinin sayısı şu an itibariyle 200’den fazla olmakla birlikte her geçen gün bu sayı artmaktadır. Biyolojik ve kimyasal risklerden farklı olarak ise 20’den fazla ergonomik sorun, çalışanların sağlığını tehdit etmektedir. Tüm bu risk etmenlerini bir araya koyduğumuzda artık karşımıza meslek hastalıkları çıkmaktadır.

Meslek hastalıklarının tanımı ve ayırıcı özelliklerinin bilinmesi oldukça önemlidir. Çünkü meslek hastalıkları ile işle ilgili hastalıklar karıştırılmaktadır. İşle ilgili hastalıklar meslek hastalıkları gibi direkt iş ortamına bağlı olmayıp karışık multi- etyolojik nedenlere sahiptir. Bu iki konunun kişisel ve sağlık probleminin yanında aynı zamanda da hukuksal boyutu da bulunmaktadır. Son yıllarda mahkemelerde birçok dava dosyası bulunmakta olup meslek hastalıkları ve işle ilgili hastalıklar arasında kavram karmaşası yaşanmaktadır. Tüm bu sebeplerden dolayı meslek hastalıklarının sınıflandırılması ve ayırıcı tanımının yapılması hem işveren hem de çalışan için elzemdir.

Meslek hastalıkları, iş yeri çevresinde bulunan fiziksel, biyolojik, kimyasal ve psikolojik faktörlerin etkisi ile meydana gelen hastalıkların ortak adıdır. Uluslararası kabul edilmiş tanıma göre meslek hastalıkları: Zararlı bir etkenle bundan etkilenen insan vücudu arasında, çalışılan işe özgü bir neden- sonuç, etki- tepki ilişkisinin ortaya konabildiği hastalıklar grubu olarak tanımlanmaktadır. Meslek hastalıkları etken ve çalışanın ilk temasından 1 hafta ile 30 yıl sonra ortaya çıkabilmektedir. Meslek hastalıklarının etiyolojisi bilinmelidir ve mutlak olarak çalışılan ortamla ilişki ispatlanmalıdır. Oluşan hastalıklar, çalışılan işle spesifik veya güçlü ilişki gösterirler ve çoğu zaman nedensel faktör tektir. Kendilerine özgü klinik tabloları vardır. Aynı meslekte çalışanlarda görülme sıklığı daha yüksektir, yani mesleki kümelenme gösterirler. Etken veya metabolitlerinin biyolojik ortamlarda saptanması olasıdır. Deneysel olarak oluşturulabilirler.

Meslek hastalıklarının sınıflandırılmasında birçok farklı yol izlenebilmekte olup ülkemizde kimyasal etmenlerle, cilt hastalıkları, pnomokonyozlar ve solunum sistemi, bulaşıcı ve de fiziksel etmenlerle oluşan meslek hastalıkları olarak beş grup olarak sınıflandırılmışlardır.

Bu hastalıkların ayırıcı tanılarının bilinmesi, risk faktörlerinin tespiti ve daha önemli korunma yöntemlerinin uygulanması ve kontrolü oldukça önem arz etmektedir. Tanısı koyulmuş bir meslek hastalığına yakalanmış olan bir çalışanın derhal iş yeri ortamından uzaklaştırılması gerekir. Tedavide o hastalığa yönelik tıbbi müdahaleler yapılırken eğer mümkünse kimyasal, biyolojik veya fiziksel ajanların vücuttan atılımını arttıracak veya etkisini azaltacak uygun yöntemler kullanılmalıdır. Meslek hastalıkları önlenebilen hastalıklar olup korunma yöntemlerinin bilinmesi gerekmektedir.

Meslek hastalıklarından korunma yöntemleri Sağlıkla İlişkili Yöntemler (tıbbi resmi rutin muayeneler; tıbbi arşiv için gerekli ise biyokimyasal, fiziksel ve radyolojik incelemeler; sağlıklı beslenme), Eğitimle İlişkili Yöntemler (mesleki hastalıklar ve korunma yöntemlerinin öğretilmesi; acil ve ilk yardımın öğretilmesi) ve Teknikle İlişkili Yöntemler (çevrenin kontrolü; ikame; ayırma; kapatma; havalandırma; yaş yöntem; kişisel koruyucu araçlar) olarak sıralanabilir.